Kürkçüler F Tipi, Osmaniye T1 ve T2 Tipi, Türkoğlu L1 ve L2 Tipi, Ceyhan M Tipi hapishanelerinde tutulmakta olan çok sayıda mahpusun küresel ölçekte yaşanan ve etkisi halen devam eden koronavirüs ( Covid-19 ) salgın sürecinde sağlığa erişim hakkı başta olmak üzere bir takım haklara getirilen kısıtlamalar ve yaşanan diğer hak ihlallerine ilişkin basında çıkan haberlerin yanı sıra, gerek mahpuslar tarafından gönderilen mektup ve faxlarda, gerekse de mahpus yakınları tarafından yapılan başvurularda, yaşanan sorun ve sıkıntılarla ilgili bilgilendirilmemiz üzerine, öncelikle başvurucu mahpusların sağlık durumları hakkında bilgi edinmek, yine iddia edilen hak ihlallerinin gözlemi, tespiti ve çözümü konusundaki görüş ve önerilerimizi ilgili mercilerin dikkatine sunmak ve kamuoyu ile paylaşmak amacıyla İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi avukatlarından oluşan heyetle yukarıda isimleri belirtilen hapishanelere ziyaret gerçekleştirilmiştir.
Bölgemizde bulunan 4 ayrı hapishanede 20 mahpusla yapılan görüşmelerde özellikle pandemi dönemindeki uygulamalara ilişkin benzer beyanlarda bulunulmuş olup bunun dışında her hapishanenin kendine özgü diğerlerinden farklı temel spesifik sorunu olduğu tespit edilmiştir. Tespit edilen hak ihlallerinin özellikle Ohal ve Khk’ların yarattığı etkiden bağımsız olmadığı yine 7242 sayılı kanun değişikliğinden de kaynaklandığı da açık bir şekilde görülmektedir. Evrensel hukuk ilkeleri ve yasalarca tanınmış temel haklar baz alınarak hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için; Her şeyden önce güvenlikçi bakış açısına dayanan yasa yapım ve politikalardan vazgeçilerek “ insancıl hukuk” yönetim anlayışının benimsenmesi ve 2016 tarihli Avrupa Cezaevi kuralları tavsiye kararlarına uyulması, hapishanelerin düzenli idari denetime ve sivil bağımsız heyetlerin izlemesine açık olması, insan onuruna yakışır anlayış ve pratiğin hayata geçirilmesi için TBMM’nin, Adalet Bakanlığı’nın, TBMM Cezaevi ve İnsan Hakları Komisyonunun, İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun, Siyasi Partilerin, Ulusal ve Uluslararası Hak Temelli Çalışan İnsan Hakları Örgütlerinin sorunların çözümü için harekete geçmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.
Raporun tamamı için: