İstanbul Güngören’de 27 Temmuz 2008 günü gece saat 22.00 saatlerinde meydana gelen iki patlama sonucunda onlarca kişinin yaşamından edilmesi ve yüzlerce kişinin yaralanması karşısında üzüntü ve endişe içindeyiz.
Türkiye’nin son derece gergin bir süreç içerisinde olduğu bir dönemde sivil halka yönelik olarak gerçekleştirilen bu terör eylemini derin bir üzüntü ve nefretle lanetliyoruz. Bu saldırı, yaşam hakkına yönelik kabul edilemez bir terör eylemi olmakla beraber, ülkeyi kaos ortamına sokmaya hizmet etmektedir.
Sivil bir yerleşim alanında, sivil insanlar topluluğu hedef alınmış ve içinde çocukların da bulunduğu kitlesel ölümler gerçekleştirilmiştir.
Bu tüm Türkiye’yi acılara boğan bir katliamdır.
Bu tür cinayetler, İnsan Hakları Hukuku’nda da, İnsancıl Hukukta da, insanlığa karşı işlenmiş suç olarak nitelendirilirler.
Eylemin yapılış biçimi, Türkiye’de geçmişte gerçekleştirilen birçok karanlık olayı anımsatmaktadır. Bazı medya organlarının eylemin failleri henüz belli olmadan ve sahiplenenler ortaya çıkmadan belirli adresler göstermelerini son derece manidar bulduğumuzu ve bu tavrın kuşkularımızı arttırdığını belirtmek istiyoruz.
17 insanın yaşamına mal olan ve 152 insanın yaralanmasına yol açan bu saldırının ardındaki karanlık güçler en kısa zamanda ortaya çıkarılmalıdır. Bu terör saldırısının muhtemel bir kont-gerilla eylemi olduğu şüphesi nedeniyle, güncel davalar da dahil, Türkiye’deki tüm karanlık güçlerin temizlenmesi, gerçeklerin aydınlatılması, sorumluların ortaya çıkartılarak, cezalandırılması ve demokratik kontrol dışındaki tüm gizli devlet güçlerinin dağıtılmasının bir zaruret olduğuna inanıyoruz. Türkiye ancak bu şekilde demokrasi ve barış ortamına kavuşabilecektir.
Söz konusu saldırı kim tarafından ve hangi amaçla yapılmış olursa olsun, Türkiye’nin gittikçe şiddet ortamına sürüklenmesi açısından endişe vericidir.
Barış ortamının tesis edilmesinde, herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesine olan ihtiyaç bir kez daha ortaya çıkmıştır. Sorunların şiddet yoluna başvurulmaksızın çözülebilmesinin yolu demokrasi ve hukuk devletinin bütün kurumları ile işletilmesinden geçmektedir.
Toplumda öfke, nefret ve kamplaşma duygularının yerleşmesine hizmet edecek yayın ve açıklamalardan kaçınılması hususunda azamı gayret sergilenmesi gerektiğine dikkat çekmek isteriz.
Türkiye’nin barışına hizmet etmeyecek tutum ve davranışlardan herkesin özenle kaçınması gerekmektedir.
Kim, hangi sebeple yapmış olursa olsun bu saldırı insanlığın bugününü ve geleceğini tehdit eden bir insanlık suçudur. İnsan Hakları savunucuları olarak saldırıyı kınıyor. Olay karşısındaki üzüntümüzü bildiriyoruz. Gerçek sorumluların yakalanarak cezalandırılmaları için yetkilileri göreve davet ediyoruz.
Masum ve sivil vatandaşlarımızın hayatına mal olan bu tür saldırıları, derin bir üzüntü ve endişe ile karşıladığımızı ifade ediyor, yaşamlarını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Günay Asım YOLSAL
İHD Trabzon Şube Başkanı
