9 Temmuz 2008 tarihinde İstanbul’daki ABD Başkonsolosluğu’nun önünde üçü polis memuru altı kişinin yaşamını yitirmesi ile sonuçlanan saldırıyı kınıyoruz. Saldırıda yaşamını yitirenlerin yakınlarının acılarını paylaşıyor, başsağlığı diliyoruz. İnsan Hakları savunucuları olarak bizler, her zaman, her türlü şiddetin ve yaşam hakkı ihlaline yol açan eylemlerin karşısında olduk. Eylemin Türkiye’de önemli siyasî ve toplumsal gerilimlerin yaşandığı bir dönemde meydana gelmiş olması da dikkat çekicidir.
Endişemiz, bu tür saldırıların kişi hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılması için bir gerekçe oluşturmasıdır. Zira 11 Eylül 2001’den bu yana benzeri saldırıların sonrasında tüm dünyada devletlerin “terörizmle mücadele” gerekçesiyle başta yaşam hakkı ve işkence olmak üzere ciddi insan hakları ihlalleri gerçekleştirdiğine, toplumların da “özgürlük mü, güvenlik mi?” ikilemiyle karşı karşıya bırakılarak söz konusu ihlalleri meşrulaştırma politikalarını onaylamaya zorlandıklarına tanık olmaktayız.
Devletlerin temel hak ve özgürlüklere yönelik müdahalelerinin bu tür saldırıları önlemediği aksine insan hakları duyarlılığında ciddi bir aşınmaya yol açtığı görülmektedir.
Bu tür saldırıların dünya çapında sefalet ve yoksulluğun üzerine gidilebildiği, tüm adaletsizliklerin giderilebildiği, insan hakları ve demokrasinin geliştirilip güçlendirilebildiği koşullarda önlenebileceğini çok iyi biliyoruz.
İnsan Hakları Derneği
Türkiye İnsan Hakları Vakfı
