Abdullah Öcalan’ın avukatları aracılığı ile kamuoyuna duyurduğu görüşler, tüm toplum kesimlerini ilgilendirmektedir.
Öcalan’ın, PKK’nin silahlı mücadeleye son vermesi ve silahlı güçlerini Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışına çıkarması çağrısında bulunması, genellikle olumlu ve cesur bir girişim olarak değerlendirilmektedir. Bunlar, yerinde değerlendirmelerdir.
Zira, çağrı metninden, Öcalan’ın silahlı örgüt bakış açısını kesin olarak terkettiği anlaşılmaktadır. Bakış açısı, savunmasının doğal seyrine uygun olarak, şiddet araçlarını terkederek, insan hakları ve demokratik standartların geliştirilmesi için, demokratik araç ve yöntem kullanma bakış açısına evrilmiştir. Bu ise, tüm dünyada politika biliminin gerektirdiği ve kabul gören bir anlayıştır. Belirtilen durumda (şiddetin politik faaliyetin meşru zemini dışına çıkarılmasıyla) Türkiye toplumunun derin acılar yaşamasına neden olan ortamdan çıkış için bir yol açılmış olmaktadır. Bu yolda yürümek gerekir.
İHD’nin altını çizmek istediği nokta, silaha ve şiddete dayalı bakışış açısının yerini, demokratik araç ve yönteme dayalı bir politik bakış açısının almasının önemidir. İHD, kurulduğu günden bugüne değin, insan hakları ve demokratikleşme istemlerini, demokratik araç ve yöntemlerle dile getirme tavsiyesi ve telkinini yapmaktadır. Yasal ve meşru zeminin bu olduğu düşüncesindedir.
Herkes, şiddet ortamını doğuracak, yeşertecek açıklama ve değerlendirmelerden kaçınmalı, barışçıl ve demokratik ortam için katkı sunmalıdır. Türkiye’nin sorunlarını soğukkanlı olarak tartışmaya ihtiyacı var.
İHD, öteden beri,”Türkiye’nin temel sorunu demokrasi sorunudur, bu sorunun en önemli halkası da Kürt sorunudur” saptamasında bulunmaktadır. Bu, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin ekonomik ve sosyal sorunlarını ihmal etmek anlamına gelmemektedir.
Belirtilen durumda, parlamento ve hükümet, güçlü insan hakları ve demokratik standartların yükseltilmesi atağında bulunduğunda, Türkiye’nin parlak geleceğine katkıda bulunmuş olur.
İHD, insan hakları ve demokratik standartların yükseltilmesi çalışmalarına karşı pozitif bir tutum içersindedir. İnsan hakları ve demokratik standartlar, şiddet ortamının yok edilmesinde en etkili yoldur. Demokratik standartların yükseltilmesinde izlenecek güven verici politikalar, yasal ve yapısal reformlar Türkiye’nin önünü açacaktır.
Kürtler Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü ihlal edecek hiçbir düşünce taşımamışlardır. Kürtler,Türk halkı ile birlikte yaşama iradesini her şart altında göstermişlerdir ve halk arasında hiçbir problem bulunmamaktadır. Öcalan’ın, savunmasında dile getirdiği sistem içi çözüm önerisinden sonra, şimdi de, politik faaliyet için, demokratik araç ve yöntem önerisi (şiddete son verilmesi, PKK’nin silahsızlandırılması, Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışına çıkılması önerileri) bizce bu ülkede yaşayan herkesin, hepimizin iradesine, yani tüm halkın iradesine uyulmasının örneğidir. Bu bakımdan Türkiye insanını yaşanan acılı sürece rağmen, Türküyle Kürdüyle gösterdiği sağduyu ve olgunluk nedeniyle, kutlamak gerekir.
İHD ve demokratik kamuoyu, devleti yöneten kadroların, halkın gösterdiği olgunluğu ve barışçıl ilişkilerini doğru algılayıp, başta ifade özgürlüğü ve ölüm cezası olmak üzere, hak ve özgürlük alanındaki problem alanlarını ortadan kaldırmaları beklentisi içersindedir.
Hüsnü Öndül
Genel Başkan