Yaşadıkları ile yüzleşmeyen bir toplumun insan haklarına dayalı, demokratik bir geleceği inşa etmesi mümkün değildir. Adaleti dağıtacak olan yargıdır. Polisin adaleti dağıtmaya, infazlarda bulunmaya başladığı yerde kalıcı toplumsal barıştan söz edilemez.
İstanbul’da Feyzullah Ete adlı genç arkadaşı ile parkta otururken polisin tekmesiyle öldürülebiliyor.
İzmir’de dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle polis silahını Baran Tursun’un tamda başına isabet ettirerek öldürülebiliyor.
Daha önce birçok kez Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanununda yapılan değişikliklerle ilgili kaygılarımızı belirtmiştik ve son iki olayla ne kadar haklı olduğumuz kanıtlanmış oldu.
Yaşam hakkının bu kadar pervazsızca ihlal edilmesini kabul etmek mümkün değildir.
İnsan Hakları Savunucuları olarak bir kez daha TBMM’ye çağrımızdır: Anti Demokratik Yasalar, hak ihlallerinin besleyicisidir, acilen değiştirilmesi ve bazı maddelerin de tamamen kaldırılması gerekiyor.
Feyzullah Ete’lerin polisin tekmesiyle ölmemesi, çocuklarının babasız kalmaması, Baran Tursun’ların dur ihtarına uymadığı için öldürülmemesi, geleceklerinin yok edilmemesi için, daha fazla insan haklarına, daha fazla Demokrasiye ve Hukukun üstünlüğü ilkesinin yaşama geçirilmesine ihtiyaç vardır.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ