ADANA YAKAPINAR RAPORU

08–10 EKİM 2007 TARİHLERİNDE ADANA- YAKAPINAR BELEDİYESİ’NDE BELEDİYE BAŞKANLARI VE MECLİS ÜYELERİNİN GÖZALTINA ALINMASINA İLİŞKİN ARAŞTIRMA-İNCELEME RAPORU

OLAY
Adana İli Yüreğir İlçesi Yakapınar Belediye Başkanı Osman Keser’in tutuklanmasının ardından 8 Ekim tarihinde yapılan geçmiş olsun ziyareti sırasında kollukça yasadışı toplantı ve gösteri yapıldığı iddiasıyla 5’i belediye başkanı olmak üzere toplam 12 kişi gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınanlardan Diha muhabirleri Metin İnan, Özlem Akın ile ESP Temsilcisi Dinçer Ergül Yüreğir İlçe Jandarma Komutanlığı’nda yaklaşık 4 saat tutulduktan sonra resmi olarak gözaltı işlemi yapılmadan serbest bırakılmışlardır. Bağlar Belediye Başkanı Yurdusev Özsökmenler, Kızıltepe Belediye Başkanı Cihan Sincar, Küçükdikili Belediye Başkanı Leyla Güven, Silopi Belediye Muhsun Kunur, Viranşehir Belediye Başkanı Emrullah Cin, Yakapınar Belediye Meclis Üyesi İhsan Tepe, Yakapınar Belediye Meclis Üyesi Mehmet Şerif Elmas, Silopi Belediye Başkanının makam şoförü İrfan Kunur ve Yakapınar Belediyesinde işçi olarak çalışan Nebi Şahin gözaltına alınmışlardır.

AMAÇ
Bu olayların gözlemine dayalı İHD Adana Şubesinin ön bilgilendirmesi Merkez Yönetim Kurulumuzda değerlendirilmiştir. Meydana gelen bu olayların daha kapsamlı bir şekilde araştırılması gerektiği kanaatine varan İHD Merkez Yönetim Kurulumuz, Adana iline giderek resmi yetkililer, sivil toplum örgüt temsilcileri, mağdurlar varsa görgü tanıkları ile görüşmek, araştırma ve incelemeler ile elde edilen bilgiler ışığında rapor hazırlamak, raporu ilgili ve yetkili kurum ve makamlara göndermek, kamuoyunun bilgilendirilmesi, çeşitli ulusal ve uluslararası mevzuatlarda güvence altına alınan hakların korunmasına katkıda bulunmak, olayların failler hakkında gerekli soruşturmanın başlatılmasını talep etmek amacıyla Merkez Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan bir İnsan Hakları Heyetin oluşturulmasını kararlaştırmıştır.

İHD Genel Merkezi, heyet adına 10.10.2007 tarih ve 202/2007/23-252 sayılı yazı ile 10.10.2007 günü saat15.00 için Adana C.Başsavcılığına randevu talebinde bulunmuştur.

HEYETİN OLUŞUMU
İnsan Hakları Heyeti; İHD MYK üyesi ve Akdeniz Bölge Temsilcisi Av. Beyhan Günyeli İHD MYK üyesi Av. Ali Dinsever, İHD MYK Üyesi Vakkas Kılıç, İHD MYK üyesi Av.Dilara Akdeşir ile İHD MYK Üyesi Ethem Açıkalın’dan oluşmuştur.

Heyet 10.10.2007 günü Adana İline gitmiş, DTP Siirt Milletvekili Osman Özçelik DTP Urfa Milletvekili İbrahim Binici, Adana C.Başsavcısı İhsan Eroğul, DTP Eşbaşkan Vekili Selma Irmak, gözaltındakilere hukuki yardımda bulunan avukatlar ve gözaltına alınanlarla görüşmüş, görgü ve beyanlarını almıştır.

HEYETİN YAPTIĞI GÖRÜŞMELER
Osman ÖZÇELİK- DTP Siirt Milletvekili:
Olayın tarafımıza bildirilmesi üzerine Urfa Milletvekili İbrahim Binici ve beraberimizdeki heyet ile beraber Adana İline geldik. Adana’ya iner inmez Adana Adliyesine giderek, Nöbetçi Savcıdan bilgi almak istedik. Ancak nöbetçi savcı konu hakkında kendisinin bilgisi olmadığını gündüz savcısının bilgisi olduğunu belirterek, görüşme talebimizi ret etti. Ardından Belediye Başkan ve meclis üyelerimizin gözaltında tutulduğu Yüreğir İlçe Jandarma Komutanlığına giderek Komutanlıktan bilgi almak istedik. Ancak bu talebimiz de kapıdaki görevli aracılığıyla yaptığımız görüşmeler sonucu kabul görmedi. 09.10.2007 günü Adana Valiliğinden talep edilen randevuya valilikçe saat 16.00 verilmesi üzerine belirlenen saatte Adana Valisi İlhan Atış ile görüştük. Ben Urfa Milletvekili İbrahim Binici ve DTP Eşbaşkan Vekili Selma Irmak ile beraber yaptığımız görüşmede, belediye başkanlarının ve beraberindekilerin bu şekilde gözaltında tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, iyi niyetin ötesinde bir tutum olduğunu ifade ettik. Yine devamla hiç değilse gözaltı süresinin uzatılmaması, bir an önce yargı önüne çıkarılmaları için gerekli hassasiyetin gösterilmesini istedik. Vali İhsan Atış, olayın yargıya intikal ettiğini eksik soruşturmayla ilgili işlemleri hızlandırması için jandarmayı uyaracağını belirtmesine rağmen olumlu bir gelişme göremedik. 9.10.2007 günü yine konuyla ilgili bilgi almak için yeniden Yüreğir İlçe Jandarma Komutanlığına gittik. Jandarma Alay Komutan ile görüşme talebimiz alay komutanının toplantıda olduğu gerekçesiyle bir kez daha ret edildi.

Belediye başkanları geleneksel bir geçmiş olsun dileklerini iletmek için Yakapınar belediyesine gelmişlerdir. Jandarma yasadışı bir hadise varmış gibi baskın düzenliyor bunun açıklanabilir bir tarafı yok. Belediye başkanları zor kullanılarak gözaltına alınıyor bu açıkça hukuksuzluktur. Jandarmanın kaba bir tutumu söz konusudur tutum ve davranışlarında ciddi bir nezaketsizlik vardır. Belediye başkanlarının kelepçelenerek getirilip götürülmeleri ise bizim açımızdan dikkat çekicidir. Hiçbir olay yaşanmadan Jandarmanın yaptığı keyfi işlemle gözaltına alınan belediye başkanlarının gözaltı süresi bir gün daha uzatıldı. Bu yaşananlarda hukuktan çok siyasal kaygılarla hareket edildiğini gördük. Ayrıca partimize ve partimizin seçilmiş insanlarına karşı idari ve hukuki mercilerin ayrımcı bir tutum içinde oldukları tespitinde bulunmak zorunda hissediyoruz kendimizi…” biçiminde beyanda bulundu.

İbrahim BİNİCİ-DTP Urfa Milletvekili:
Ben de milletvekili arkadaşım Sayın Osman Özçelik’in beyanlarına aynen katılıyorum. Yaşanan süreç yukarıda aktarıldı. Hukuk burada ikinci planda bırakılmıştır. DTP’li seçilmişlere yönelik bir tahammülsüzlük söz konusudur.

İhsan Eroğul- ADANA C.Başsavcısı:
Ülkemizde insan hakları ihlalleri yıllardır vardır. Ama elimizden geldiğince azaltmaya çalışıyoruz. Azaldığına da inanıyoruz. Hak ihlallerine karşıyım. Zabıtanın daha duyarlı olması için eğitim çalışmaları da yürütüyoruz. Kolluğun olaya muttali olur olmaz savcılığa bilgi vermesi gerekmektedir. Yargısal süreçte daha dikkatli olunması gerekmektedir. Gözaltına alma yazılı emirle verilir. Kolluğun olaya müdahale edip resmi gözaltı işlemlerini yapana kadar aradan süre geçmektedir. Bu sürenin gözaltı süresinden sayılıp sayılmayacağı hususu uygulamada sıkıntılıdır. Bu olayda da böyle bir sıkıntıyla karşılaşılmıştır. Tarafıma aktardığınız gözaltına alınanların yasal haklarının bildirilmemesi, basın aracılığı ile kamuoyuna teşhir edilmeleri, gözaltı süresinin uzunluğuna ilişkin değerlendirme ve inceleme yapacağım. Yaşanılan hak ihlalleriyle ilgili iddialarda bulunanların da yargıya başvurma haklarının varlığı bilinmektedir. Olay yargıya intikal etmiştir. Yargısal süreç işleyecektir. Bu sürecin sonucu beklenmelidir.

Selma IRMAK-DTP Eşbaşkan Vekili:
Yakapınar belediye Başkanımız Osman Keser’in bir taziye ziyaretinde yaptığı konuşma nedeniyle tutuklanmış olması bize göre bir hukuksuzluktur. Bizce bu düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir. Ardından geçmiş olsun ziyaretine gelen belediye Başkanlarımızın bütün yasal prosedür alt üst edilerek gözaltına alınmaları, gözaltına alınma biçimleri, gözaltı süresinin uzatılması, soruşturmanın yapılma biçimi, mahkemeye çıkarılma biçimleri, bir suçlu gibi ellerine kelepçe vurulması vb. hususlar tüm hukukun hiçe sayılması ayaklar altına alınmasıdır. Belediye başkanlarına yapılanlar hukuki değil siyasi bir tutumdur. Bu nedenle yapılacak hiçbir hukuki girişimin yanıt vermeyeceğine inanıyoruz.

Leyla GÜVEN- Adana- Küçükdikili Belediye Başkanı:
Ben, dört belediye başkanı arkadaşım ile birlikte meclis üyelerine ve belediye çalışanlara geçmiş olsun ziyaretinde bulunmak için Yakapınar Belediyesi’ne gittik. Orada askeri yetkililer hiçbir gerekçe göstermeden belediye binasını kuşatarak ‘ sizi gözaltına alıyoruz’ dediler. Bunun üzerine ben DTP İl Başkanı Zeki Karataş, İHD Adana Şube Başkanı Ethem Açıkalın ile beraber Yakapınar Jandarma Karakolu’na gittik. Orada bana ‘sen gözaltındasın diğerleri gidebilir ’denildi. Gerekçe sorduğumda çok sert bir üslupla ‘konuşma’ dediler. Beni orada jandarma aracına bindirip belediye binasının önüne getirdiler. Oradan da diğer gözaltına alınan belediye başkanı arkadaşlarımla Yüreğir İlçe Jandarma Komutanlığı’na götürüldük. Gerek yol boyu gerekse de gözaltı süresince çok onur kırıcı davranışlarda bulundular.

Cihan SİNCAR -Kızıltepe Belediye Başkanı:
Yapılanların tamamen hukuka aykırı olduğunu belirtmek isterim. Olayların oluşumu zaten arkadaşlarım tarafından aktarıldı. Biz bayan belediye başkanlarına bile hiçbir delil olmadan kolluğa mukavemetten soruşturma açıldı ve salt bu nedenle 1 günlük ek gözaltı süresi verildi. Onlarca kolluğa 5 belediye başkanının hele de 3 ünün kadın olduğu göz önüne alındığında mukavemet iddiasının ne kadar komik ve gerçek dışı olduğu ortadadır.

Yurdusev ÖZSÖKMENLER-Diyarbakır Bağlar Belediye Başkanı:
Yakapınar Belediye Başkanı Osman Keser’in tutuklanmasının ardından Kızıltepe Belediye Başkanı Cihan Sincar, Silopi Belediye Başkanı Muhsun Kunur, Viranşehir Belediye Başkanı Emrullah Cin ve Adana Küçükdikili Belediye Başkanı Leyla Güven ile birlikte Yakapınar belediyesine giderek gerek meclis üyelerine gerekse de çalışanlara geçmiş olsun dileğinde bulunduk. Ardından ne olduğunu anlamadan jandarmalarca belediye binasının etrafı sarıldı ve gözaltına alındığımız bize söylendi. Hangi gerekçeyle gözaltına alınıyoruz bizler belediye başkanıyız dememe kalmadan iki kişi zor kullanarak beni gözaltına aldı. Gözaltına alınma saatimiz 15.30 olmasına rağmen tutanaklara saat 20.00 olarak işlenmiştir. Gözaltına alındığımıza dair imzalatmak istedikleri belgede saatin 20.00 olarak işlendiğini gördüğümde saatinin düzeltilerek getirilmesini talep ettim. Bu talebim üzerine tutanak bir daha imzalatılmak için geri getirilmedi. Gözaltına alındığımızda haklarımız bize okunmadı. 1 gün sonra adliyeye çıkarılmamıza yakın saatlerde haklarımızın yazılı olduğu bir belge imzalatıldı ona da imzalatıldığı günün tarihini koydum. Gözaltına alınma saatimiz 15.30 olmasına rağmen Adli Tıpa götürülüş saatimiz saat 20.00 den sonradır. Gözaltında tutulduğumuz yerler oldukça kötüydü, her şey son derece kirliydi. Jandarmaların davranışı da oldukça kaba ve hakaretvariydi. Gerek adli tıpa gerekse de adliyeye götürülüp getirilirken sağ ve sol tarafımıza birer asker konularak ellerimiz kelepçeli bir şekilde basın çağrılarak basının görüntü alması sağlanmıştır. Suçluluğumuz kanıtlanmadan bir suçlu gibi kamuoyuna teşhir edildik.

Emrullah CİN-Viranşehir Belediye Başkanı: Bizler seçilmiş belediye başkanlarıyız. Gerek gözaltına alınma biçimimiz gerekse gözaltına tutulma biçimimiz tamamen hukuka aykırıdır. Görevli memurlara mukavemet ettiğimiz ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ettiğimiz gerekçeleriyle hakkımızda iki soruşturma yürütülüyor. Ortada herhangi bir gösteri ve toplantı olmadığını defalarca kolluğa belirttik. Ben iki dönemdir Viranşehir Belediye Başkanıyım. Soruşturma dosyalarından birinin görevli memura mukavemet olduğu göz önüne alındığında daha da vahimi bu soruşturma dosyası nedeniyle ek gözaltı izni verilmiş olması yaşanan hukuk skandalının bir göstergesidir. Adli Tıp’a, adliyeye getirilip götürülürken ellerimiz kelepçeli bir şekilde sağ ve solumuza askerler yerleştirilerek basın çağrılmış ve görüntü almaları sağlanmıştır. Bırakınız bizim gibi seçilmiş insanları sıradan vatandaşların bile suçluluğu kanıtlanmadan bu şekilde kamuoyuna teşhir edilmesi hem onu kırıcı hem de hukuk ayıbıdır.

Muhsun KUNUR- Silopi Belediye Başkanı:
Aslında yapılan hukuksuzluğu tüm aşamalarıyla arkadaşlarım gözler önüne sermiştir. Belirtmek istediğim gözaltına alınma biçimimiz tamamen hukuka aykırı ve neredeyse tartaklanmaya varır boyuttaydı. Sonraki yaşananlarda zaten bize ve partimize yönelik var olan tahammülsüzlüğün göstergesidir.

Beyhan GÜNYELİ-Avukat
Küçük dikili Belediye Başkanının vekili olmam nedeniyle başkanın gözaltına alındığı tarafıma bildirildi. Bunun üzerine önce Yakapınar Jandarma Karakolu’na gittim. Oradan verilen bilgi müvekkilin Yüreğir İlçe Jandarma Komutanlığına götürüldüğü yönündeydi. Bu arada Belediye Binası jandarmaca sarılmıştı. Beldeye giriş ve çıkışta jandarma kimlik kontrolü yapmaktaydı. Daha sonra meslektaşlarım Av. Vedat Özkan ve Av. Bedri Kuran ile beraber Yüreğir İlçe Jandarma Komutanlığına gittik. Nizamiyedeki jandarma eri tarafından yaklaşık 10–15 dakika bekletildikten sonra kapıdan girişimize izin verildi. Orada görüştüğümüz rütbeli bir jandarma saat 18.30 olmasına rağmen hala gözaltı işleminin yapılmadığını Diha muhabirlerinden alınan CD’nin incelenmesinden sonra savcılığın gözaltı kararı verip vermeyeceğini tarafımıza aktardı. Gözaltı emri veren savcı ile telefon görüşmesini daha sonra bize katılan Av. Kemal Derin yaptı. Savcılık CD incelemesi ardından kararını açıklayacağını belirtti. Saat 21.00 gibi Yüreğir İlçe Jandarma Komutanlığı’yla yaptığımız telefon görüşmesinde müvekkillerin gözaltına alındıkları tarafımıza iletildi.

Gözaltı emrinin yazılı bir emirle verilmesi gerekmektedir. Ancak kollukla yaptığımız görüşmede şifahi emir verildiği tarafımıza aktarıldı. Bu uygulamada hukuki bir ihlal söz konusudur.

Bir başka ihlal fiili gözaltı işlemi ile resmi gözaltı işleminin saatinin farklı olması ve hukuki gözaltı süresinin, resmi olarak gözaltının tutanaklara geçirilme saatine göre hesaplanmasıdır.

09.10.2007 tarihinde adliyeye getirilen müvekkiller hakkında tek dosya olduğu bildirilmesine rağmen o saatten sonra iki ayrı soruşturma dosyası olduğu bunlardan birinin 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet diğerinin ise görevli memura mukavemet suçlaması olduğunu öğrendik. Soruşturmanın tek dosya üzerinden yürütülmesi alışageldiğimiz bir uygulamadır, savcılık makamı gerek görürse iddianamenin hazırlanması aşamasında tefrik kararı verir. Ancak olayımızda farklı davranılmış ve müvekkiller mağdur edilmişlerdir.

Soruşturma dosyasındaki eksiklik müşteki olarak ifade veren jandarmaların soyut olarak kalabalık tarafından mukavemet edildi şeklindeki beyanlarının savcılıkça yeterli görülmeyerek daha da somutlaştırılmasının istenmesiydi. Daha sonra ikinci kez hazırlanan müşteki beyanlarında ise tamamen isim isim belirtilerek, tutanaklar hazırlanmıştır ki bu durum bile kolluğun zorlama delil yaratma uğraşı içine girdiğini göstermektedir. Belirtilmelidir ki mukavemet dosyalarında müştekilerin darp raporunun olması esastır. Dosyada böylesi bir kanıt bulunmamasına rağmen savcılık gözaltındakilerin ifadesini dahi almadan ek gözaltı süresi vermiştir. Ek gözaltı süresi verilmesine ilişkin Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi’ne yapılan itiraz ret edilmiştir.

Aynı gün yani 09.10.2007 günü 2911 sayılı yasaya muhalefetten gözaltındaki 9 kişi savcılığın ifadelerini almaları ardından tutuklanmaları istemiyle Sorgu Hakimliği’ne sevk edilmişlerdir. Bu durum bile başlı başına bir hak ihlalidir. Çünkü isnat edilen bu suç CMK m.100 de tutuklanmayı gerektirir kategorik suçlar arasında sayılmamıştır. Dosyadaki delil durumu, müvekkillerin belediye başkanı olmaları, kaçma ve delilleri karartma olasılıklarının olmaması, sabit ikametgah sahibi olmaları hususları ve hukukumuzda tutuklanmanın da bir tedbir olduğu hususu göz önüne alındığında müvekkillerin özel bir uygulamaya tabi tutuldukları görülmüştür. Sorgu Hakimliği dosyadaki delil durumunu göz önüne alarak, tutuklanma talebini ret etti. 9.10.2007 günü Leyla Güven, Yakapınar Jandarma Karakolu’nda gözaltına alındığından sadece 2911 sayılı yasaya muhalefetten hakkında soruşturma dosyası bulunması nedeniyle serbest bırakıldı, gözaltındaki diğer şüpheliler ise verilen ek gözaltı süresi nedeniyle tekrar Yüreğir İlçe Jandarma Karakolu’na götürüldüler.

Vedat ÖZKAN-Avukat:
Yaşananlar meslektaşım Av. Beyhan Günyeli tarafından aktarıldı. 10.10.2007 günü gözaltındakiler görevli memura mukavemet suçlamasıyla saat 13.30 da adliyeye getirildiler. İfadeleri savcılık tarafından alındıktan sonra Bağlar Belediye Başkanı Yurdusev Özsökmenler ve Kızıltepe Belediye Başkanı Cihan Sincar serbest bırakıldı. Diğerleri tutuklanma talebiyle Sorgu Hakimliği’ne sevk edildiler. Sorgu Hakimliği’nde ifadeleri alındıktan sonra dosyada yeterli delil olmaması ve suçun vasfı nedeniyle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar. Daha öncesinden de belirtilen suçlamalarla ilgili sayısız müvekkillerimiz olmuştur. Böylesi bir soruşturmaya ilk kez tanık olduğumuzu belirtmek isterim.

Sevil ARACI-Avukat
Belediye başkanlarının gözaltına alınmalarından salıverilmelerine kadar pek çok hukuksuzluk yaşanmıştır.

Müvekkiller ortada hiçbir yasa ihlali, hiçbir suç olmamasına rağmen haksız yere gözaltına alınarak mağdur edilmişlerdir. Müvekkiller gözaltına alınacakları kendilerine sözlü olarak bildirildiğinde savcılık yazısını görmek istemişler, ancak bu belge kendilerine gösterilmemiştir.

Müvekkiller hakkında iki ayrı evrak düzenlenmiştir. Uygulamada bu çok görülmeyen bir durumdur. Normalde soruşturma tek evrak üzerinden başlamakta, iddianame düzenlenme safhasında gerekli görülürse ayrılmaktadır. Ancak müvekkiller hakkında 2911 sayılı yasaya muhalefet ve jandarmaya mukavemet suçlarından ayrı ayrı evrak düzenlenmesi de onları ayrıca mağdur etmiştir.

Müvekkillerin 2911 sayılı yasaysa muhalefet etmek suçlaması ile ilgili olan evrakında ifadeler 09.10.2007 tarihinde savcılıkça alınmış, müvekkiller tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edilmiştir. Müvekkiller hakkında tutuklama talep edilmiş olması başlı başına bir hukuksuzluktur. Zira söz konusu suç tutuklamayı gerektirir, CMK 100. maddede sayılan suçlardan değildir. Müvekkillerin belediye başkanları olmaları nedeni ile tanınmış kişilikleri ve kaçma olasılıklarının olmaması birlikte değerlendirildiğinde sevk edilmeleri hukuka aykırıdır.

Müvekkiller hakkındaki diğer bir suçlama ise görevli memura mukavemettir. Müvekkillerin konumu ve makamları gereği atılı suçu işlemeleri ve jandarmaya mukavemet etmeleri mümkün değildir. Ancak 09.10.2007 günü saat 15.00 itibari ile sevk edildikleri savcılık makamı evrak eksikliği nedeni ile dosyayı iade ederek gözaltı süresini uzatmıştır. Müvekkillerin kaçma ve delilleri karartma şüpheleri olmamasına, her an için ifadelerine başvurulabilecek olmasına rağmen gözaltı süresinin uzatılması kararı haksız ve hukuka aykırıdır. CMK’ya göre gözaltı sürenin uzatılması kararı delillerin toplanmasındaki güçlük vb. nedenlerle verilecektir. Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Yönetmeliği’nin 16. maddesine göre ise “gözaltı süreleri azami süreler olup gözaltına alınan kişilerin işlemlerinin en kısa sürede bitirilmesi esastır.” Bu yasa ve yönetmelik hükümlerine dayanarak yapmış olduğumuz gözaltı süresinin uzatılması kararına itirazımız ve derhal salıverilme talebimiz ise nöbetçi mahkeme tarafından reddedilmiştir. Belediye başkanları bir geceyi daha gözaltında geçirmişler, ertesi gün çıkarıldıkları savcılık tarafından yine tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edilmişlerdir. Yine bu sevk kararı da bir hak ihlali niteliğindedir. Zira müvekkillerin atılı suçu işlemediği çok açıktır ve kaçma ve delilleri karartma şüpheleri de bulunmamaktadır.

Müvekkillerin kendi beyanlarından öğrendiğimize göre gece gözaltında tutuldukları sırada konuldukları nezarethanede kendilerine son derece kirli battaniyeler verilmiştir ve tutuldukları yer çok kötü kokmaktadır. Ayrıca savcılık tarafından ifadelerinin alınmasını beklerlerken, sıradan vatandaşların bekletildikleri nöbetçi savcılık önündeki alan yerine karanlık ve pis kokulu olan ve normalde cezaevinden getirilen tutukluların bekletildiği nezarethanede tutulmuşlardır. Yine işlemler sırasında bekletilirlerken, ellerine hiç gereği olmamasına rağmen kelepçe takılmıştır. Belediye başkanlığı görevini yürüten bu kişilere sanki her an oradan kaçacaklarmış gibi muamele yapılması ve onur kırıcı şekilde ellerinin kelepçelenmesi insan hakkı ihlalidir.

Sonuç olarak tüm gözaltı ve adliyedeki işlemler esnasında belediye başkanlarına özel ve kasti olarak kötü muamelede bulunulduğunu, işlemlerinin bilinçli olarak geciktirildiğini ve uzatıldığını; başlatılan soruşturmaların hiçbir delile dayanmayan, keyfi bir soruşturma olduğunu; ortada gözaltına alınmayı gerektirecek bir durum dahi olmadığını ifade etmek isterim.

Kemal DERİN-Avukat
Meslektaşlarımın yaptığı tespitleri yinelemeden, müvekkillere isnat edilen suç yönünden gözaltı süresinin uzatılmasının koşulları olmadığını belirtmek isterim.

Ayrıca gözaltı süresinin uzatılmasına rağmen şüphelilerin ifadesi alınmamıştır. Bu ise AİHS’nin ihlalidir. AİHM, şüpheliler ile ilgili hiçbir işlem yapmadan gözaltında tutulmamalarını ihlal olarak görmektedir.

HEYETİN YAPTIĞI TESPİTLER:
1- 8 Aralık tarihinde Belediye Başkanlarının, Yakapınar Belediye Başkanı Osman Keser’in tutuklanmasının ardından geçmiş olsun dileklerini iletmek için Yakapınar Belediyesine geldikleri burada toplanan halka ve belediye çalışanlarına hitaben yaptıkları konuşmalarla geçmiş olsun dileklerini ilettikleri sırada jandarma tarafından yasadışı toplantı ve gösteri yapıldığı iddiası ile müdahale edilerek 5 i belediye başkanı olmak üzere 12 kişi gözaltına alınmıştır.

2-Gözaltına alınma işlemi sırasında belediye başkanlarından Yurdusev Özsökmenler tartaklandığını, diğer belediye başkanlarına müdahale ve gözaltı işlemi sırasında onur kırıcı muamelelerde bulunulduğunu beyan etmiştir.

3-Gözaltına alma işleminin yasal prosedür açısından kolluğa verilecek yazılı bir emirle yapılması gerekirken olayda kolluğun şifahi emirle hareket ettiğini beyan ettiği, buna ilişkin bir yazılı emir olmadığı tespit edilmiştir.

4-Kolluğun fiili müdahale ve gözaltı işlemi saat 15.30 da başlamasına rağmen tutanaklarda yazılı gözaltı işlemi saat 20.00 olarak işlenmiştir.

5- Gözaltına alınan şüphelilere hakları anlatılmamıştır.

6-Gözaltına alınırken şüphelilerin sağlık raporu için Adli Tabipliğe götürülmeleri gerekli iken gözaltı işleminin tutanaklara geç yansıtılması nedeniyle doktor kontrolünden de geçirilmemişlerdir.

7-Gerek kendilerine gerekse vekillerine suç ve delillerle ilgili bilgi verilmemiştir.

8-Gözaltına alınanların seçilmiş belediye başkanları olmalarına rağmen gerek adliyeye gerekse adli tabipliğe getirilip götürülmeleri sırasında basın çağrılarak her iki taraflarına jandarma yerleştirilip elleri kelepçeli bir şekilde basının görüntü almasının sağlanması ve bu şekilde kamuoyuna teşhir edilmeleri hukuka aykırıdır. Suçluluğu ispatlanana kadar herkesin masum olduğu karinesinden yola çıkarak yapılan teşhirin insan hakkı ihlali olduğu tarafımızca tespit edilmiştir.

AYDINLATILMASI GEREKEN NOKTALAR:
1-8 Ekim saat 15.30 da belediye başkanları ve beraberindekiler gözaltına alınmasına rağmen neden saat 20.00 a kadar resmi olarak hiçbir kayıt yapılmamıştır.?

2-Hukuki olarak önce delil incelemesi yapılır suç şüphesi kuvvetli ise gözaltı yapılır. Belediye başkanları neden önce gözaltına alınmış ardından cd de suç unsuru varsa şeklinde bir beyanla gözaltı işlemine gerekçe yaratılmaya çalışılmıştır?

3-Kolluğa gözaltı yazılı bir şekilde iletilir ancak olayımızda savcının şifahi gözaltı emri verdiği bildirilmiştir. Neden hukuki prosedür işletilmemiştir?

4-Kolluk kendiliğinden mi hareket etmiştir?

5- Belediye Başkanlarının jandarmaya mukavemet ettiklerine dair dosyada avukat beyanlarına göre delil olmamasına rağmen ek gözaltı süresi verilmesi hukuka uygun mudur? Buna ilişkin sonradan müşteki konumunda olan jandarmalara zorlama delil yaratma uğraşına girişilmiş olduğu iddiası ne denli gerçekçidir?

6- Gözaltına alınanların özellikle de belediye başkanlarının adliyeye getirilip götürülürken elleri kelepçeli bir şekilde sağ ve sol taraflarına jandarma erleri yerleştirilerek basının çağrılıp görüntü aldırılmış olması, bu kişilerin suçluluğu sabit olmadan kamuoyu vicdanında suçluluklarına ilişkin hüküm oluşturulmasının amaçlanmasına neden olanların kimler olduğu tespit edilmiş midir? Edilmiş ise haklarında ne gibi işlem yapılacaktır?

KANAAT ve SONUÇ:
1-Olay, Türkiye kamuoyunda meydana getirilen linç havası ve hezeyan ile DTP ve onu temsil sıfatına sahip olanlara yöneltilen bakış açısının kolluk kuvveti olan Jandarma üzerinde meydana getirdiği gerginlik nedeniyle kolluğun yetki sınırlarını zorlayan uygulamalara girişmesinden kaynaklanmıştır.

2-Her ne kadar ülkemizde demokratikleşme ve insan hak ve özgürlüklerinin korunması yönünde iyileşmeler sağlanmışsa da bu olayında gösterdiği gibi yasal mevzuat, iyileştirmeleri yaşamsallaştırmakla görevli kolluk, savcılık tarafından yeterince içselleştirilmemiştir.

 

 Beyhan GÜNYELİ

Ali DİNSEVER

Vakkas KILIÇ

Ethem AÇIKALIN

 Dilara AKDEŞİR

 İHD MYK Üyesi

Akdeniz Bölge Temsilcisi

 İHD MYK Üyesi  İHD MYK Üyesi

 İHD MYK Üyesi

 İHD MYK Üyesi
 

Bir cevap yazın