AĞIR HASTA MAHPUSLAR SERBEST BIRAKILSIN

03.11.2013

İHD Cezaevi Komisyonlarının 3 Kasım 2013 tarihi itibari ile hazırlamış olduğu hasta mahpus listesinde 162’si ağır olmak üzere 544 mahpus bulunmaktadır. Bu sayı iki ay önce 154’ü ağır olmak üzere 526 idi. Takip edildiği gibi çok az sayıdaki tahliyelere rağmen, listedeki sayı giderek artmaktadır. Bugün açıkladığımız bu liste Komisyona bilgileri ulaşabilen hasta mahpuslardan oluşturulmuş olup, daha fazla hasta mahpusun olduğunun bilinmesi gerekmektedir.

Türkiye’de cezalara uygulanan infaz rejimi insani olmayıp, F Tipi hapishanelere geçişle birlikte tecrit sisteminin etkisi ile tutuklu ve hükümlüleri adeta çürütmeye terk eden bir yapıya sahiptir. Bugüne kadar gerek Adalet Bakanlığı’nın gerekse de derneğimizin verilerine göre cezaevlerinde yaşamını yitiren tutuklu ve hükümlü sayısının çokluğu durumun vahametini göstermektedir.

İHD, özellikle cezaevlerindeki hasta mahpuslarla ilgili taleplerini şöyle sıralamaktadır.

1- Cumhurbaşkanlığının özel af niteliğinde cezanın kaldırılması ile ilgili prosedüründe değişiklik yapılmalıdır. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 01.01.2006 tarih ve 20 sayılı Genelgesi’nde özel af taleplerinde yapılması gereken işlemler belirtilmiştir. Bu işlemler arasında hükümlünün tam teşekküllü bir devlet hastanesi sağlık kurulundan alacağı sağlık raporunun onaylanmak üzere Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, bu yetmezmiş gibi Adli Tıp Kurumu isterse hükümlünün Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi gerektiği belirtilmektedir. Adli Tıp Kurumu tekelinin genelge ile kabul edilmesi önemli sorunlara sebep olmaktadır. Nitekim bu kadar çok sayıda ağır mahpus olmasına rağmen af yetkisinin sınırlı olarak kullanılması prosedürün mahpus aleyhine olduğunu göstermektedir. Bu prosedürde Adli Tıp Kurumu devreden çıkarılmalı, tam teşekküllü devlet hastanelerinin verecekleri raporlar yeterli görülmelidir.

2- 5275 sayılı İnfaz Kanunun 16. maddesinin 3. fıkrasında Adalet Bakanlığı’nca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenen raporlarının Adli Tıp Kurumu’nun onayına sunulması ile ilgili düzenlemenin kaldırılması gerekmektedir. Uygulamada Adli Tıp Kurumu tam teşekküllü hastanelerin vermiş olduğu raporları onaylamak için hasta mahpusu da İstanbul’a çağırmakta, bu durum başlı başına bir eziyet halini almaktadır. Adli Tıp Kurumu genellikle de verilen raporları onaylamamaktadır. Bu nedenle yasanın bu hükmünün değiştirilerek hapis cezasının hastalık nedeniyle ertelenmesinin Adli Tıp tekelinden çıkarılması gerekir.

3- 5275 sayılı İnfaz Kanununun 16. maddesinde Ocak ayında yapılan değişikliğe bile Adli Tıp Kurumu direnmektedir. Kanun değişikliği ile hayati tehlike kriteri yerine yaşamını tek başına idame ettirememe kriteri getirilmiştir. Ancak bunun yanı sıra Cumhuriyet Savcılarına geniş bir taktir yetkisi tanınarak toplum güvenliği bakımından tehlikeli kabul edilecek mahpusların hastalığına rağmen tahliye edilmemesi düzenlenmiştir. Nitekim bu hüküm gerekçe gösterilerek Mardin Cezaevinde hükümlü olarak tutulan Ramazan Özalp, Adli Tıp Kurumunun cezaevinde kalamaz raporu vermesine rağmen tahliye edilmemiştir.. Kanundaki bu kriter tahliyeleri geciktirmektedir. Adli Tıp Kurumu tarafından cezaevinde kalamaz raporu verilen Salih Tuğrul yaklaşık iki haftadır kendisi hakkında Jandarmaya yazılan yazının cevabını beklemektedir. Kanundaki bu kriterin mutlaka kaldırılması gerekmektedir

4- 5275 sayılı İnfaz Kanununu 17. Maddesindeki sürenin 3 yıldan 7.5 yıla çıkarılarak Savcıların yetkisinin genişletilmesi ve böylece hastalık halinde geçici infaz ertelemesinin kapsamı genişleyecektir.

5- Adli Tıp Kurumunun resmi bilirkişi tekeli kaldırılmalıdır. Bilimsel kriterlerden ziyade bilimsel olmayan kriterler ile hareket eden ve tamamen siyasal iktidarın etkisinde olan Adli Tıp Kurumu’nun bu tekeli kaldırılmalı, üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıkları veya Sağlık Bakanlığı’nın Eğitim ve Araştırma Hastaneleri gibi kurumların bilirkişilik vasfı kabul edilmeli, buna göre düzenlemeler yapılmalıdır. Adli Tıp Kurumuna yönelik bu tespit ve önerilerimiz BM İnsan Hakları Konseyi’ne bağlı İnsan Hakları Komiserliğinin Hukuk Dışı, Keyfi ve Yargısız İnfazlar Özel Raportörü Christof Heyns’in 18 Mart 2013 günü BM Genel Kuruluna sunulan Türkiye Raporunda da yer almaktadır.

6- Adalet Bakanlığı, İçişleri ve Sağlık Bakanlığı arasındaki Üçlü ve İkili Protokoller İnfaz Yasasının 71. maddesi ile uluslararası kurallara ve etik ilkelere uygun değildir. Bu protokollerle hasta mahpusların sağlık sorunlarının çözülemediği ve yeni bazı sorunları beraberinde getirdiği (kelepçeli muayene gibi) bilinmektedir. Adalet Bakanlığı’nın bir an önce hapishanelere hastane ve revir yaparak nitelikli personel ( Uzman doktor gibi) ihtiyacını karşılaması gerekmektedir.

7- Özellikle F Tipi hapishanelere geçildikten sonra bu hapishanelerdeki tecrit koşulları hastalıkları tetiklemekte ve mahpusların hastalıklarının hızlı bir şekilde ilerlemesine neden olmaktadır. Tecrit uygulamaları bir nevi mahpusu çürütme politikası olarak uygulanmaktadır. Dolayısıyla hapishanelerdeki tecrit uygulamasına son verilmelidir.

8- Hapishanelerde beslenme, havalandırma ve spor yapma imkanları iyileştirilerek ve hijyen sağlanarak, mahpusların beden ve ruh sağlıklarının korunmasına yardımcı olunmalıdır.

9- 5275 sayılı kanundaki adli-siyasi ayrımı yapılarak siyasilere daha ağır ve daha fazla infazı düzenleyen hükümler kaldırılmalı, kanun bir bütün olarak, özgürlüğünden yoksun bırakılan ya da hapsedilen kişilerin korunması ile ilgili BM kurallarına uygun hale getirilmelidir.

10- Bir önceki yasama döneminde TBMM tarafından onaylanan İşkenceye Karşı Sözleşmenin seçmeli protokolü uyarınca 1 yıl içerisinde oluşturulması öngörülen ulusal önleme mekanizmasının sivil toplum ve demokratik kitle örgütlerinden oluşması gerekmektedir. Böylece hapishanelerin etkili bir şekilde denetlenmesi sağlanmalıdır.

11- Hapishanelerdeki sağlık koşulları düzeltilinceye kadar Adalet Bakanlığı’nın acilen tüm hapishanelerdeki sağlık sorunu olan mahpusları sağlık kontrolünden geçirmesi ve bunların kayıtlarını tutması sağlanmalıdır.

Adalet Bakanlığı’nın İHD listesinde bulunan hasta mahpuslarla ilgili acilen gerekli tedbirleri alması, listemizde bulunan ağır hasta mahpusların bir an önce tahliyesini sağlaması, diğer mahpusların tedavilerinin sağlanması için gerekli tıbbi tedbirleri alması ve sağlıklarına kavuşabilmeleri için tahliye edilmeleri dahil her türlü önlemi alması gerekmektedir.

İHD, hasta mahpusların sorunlarını bugün ve yarın yapacağı eylemlerle kamuoyunun gündeminde tutmaya devam edecektir. TBMM’de grubu bulunan siyasi partiler ve Adalet Bakanlığı ile görüşerek bir an önce hasta mahpusların tahliyesi için bir kez daha girişimlerde bulunacaktır. Bugün bu listeyi açıklarken kamuoyu vicdanına sesleniyor ve Türkiye’de cezaevinde çürümeye terk edilen insanlar olduğunu bir kez daha hatırlatıyor ve duyarlılık çağrısı yapıyoruz.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ TÜRKİYE CEZAEVLERİNDEKİ HASTA MAHPUSLAR LİSTESİ VE SAĞLIK DURUMLARI BİLGİLENDİRMESİ indirmek için tıklayınız

DSC00119

000027

Bir cevap yazın