VAKA
AMAÇ
Oluşturulan heyetçe vakanın araştırılarak konunun tüm yönleriyle ortaya çıkarılması, araştırma ve incelemeler sonrasında kamuoyunun gerçek bilgiye ulaşmasının sağlanması, çeşitli ulusal ve uluslar arası mevzuatlarda güvence altına alınan yaşam hakkı ve güvenli ortamda yaşama hakkının korunmasına katkıda bulunulması, yaşam hakkına yönelik ihlali işlediği iddia edilen kamu görevlilerinin yargı önüne çıkarılmasının sağlanması ve konunun ilgili mercilerin dikkatine sunulması hedeflenmiştir.
HEYETİN OLUŞUMU
Heyet; İHD Doğu-Güneydoğu Bölge Temsilcisi Mihdi Perinçek, İHD Mardin Şube Başkanı Av.Hüseyin Cangir, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Av.Selahattin Demirtaş, İHD Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Üyesi Av.İrfan Eser ve İHD Mardin Şube Sekreteri Av.Erdal Kuzu’dan oluşmuştur. Heyetimiz 23.11.2004 günü Kızıltepe ilçesine gitmiş, inceleme ve görüşmelerini yapmıştır.
HEYETİN YAPTIĞI GÖRÜŞMELER
Heyetimiz Kızıltepe’ye gitmeden bir gün önce; İHD Genel Merkezi yazılı olarak Mardin Valisi Temel Koçaklar, Kızıltepe Kaymakamı Engin Durmaz ve Kızıltepe Cumhuriyet Savcısı Özlem Pınar Haktanır Akkoç’tan randevu talep etmiş, sadece Cumhuriyet Savcısı Özlem Pınar Haktanır Akkoç’tan olumlu cevap alabilmiştir. Mardin Valisi Temel Koçaklar iş yoğunluğu nedeniyle heyetimize randevu vermezken, Kızıltepe Kaymakamı Engin Durmaz’ın ise Kızıltepe’de olmadığı belirtilmiş tüm ısrarlarımıza rağmen ulaşmak mümkün olmamıştır. Heyetimiz ayrıca maktül Ahmet Kaymaz’ın eşi Makbule Kaymaz ve görgü tanıkları ile görüşmeler gerçekleştirmiş, olay yerinde incelemeler yaparak gözlemlerde bulunmuştur.
MAĞDURLAR VE GÖRGÜ TANIKLARI İLE YAPILAN GÖRÜŞMELER
Makbule KAYMAZ (Maktül Ahmet Kaymaz’ın eşi- 30 yaşında)
Maktül Ahmet Kaymaz’ın eşi Makbule Kaymaz, heyetimize özetle şu beyanlarda bulunmuştur; “Benim eşim Ahmet, kamyon şoförüdür. Kendimize ait kamyon(Tanker) ile taşımacılık yapmaktadır. Oğlum Uğur ise 1992 doğumlu ve ilkokul 5. sınıf öğrencisidir. Zaman zaman babası ile birlikte seferlere gitmektedir. Olayın olduğu günün bir sonraki gününde eşim İskenderun’a yük almaya gidecekti. Bunun için sefer hazırlıkları yapıyordu. Olayın olduğu akşam saat 16:30 sularında yemek yemek için sofrayı sermiş yemekleri de sofraya bırakmıştık. Eşim de kamyona yerleştirmek üzere evde bulunan battaniye, yatak vb. eşyalarını oğlum Uğur ile birlikte alarak sokağa çıktı. Her ikisinin ayağında da terlik vardı. Eşyaları kamyona bırakıp gelecek ve yemek yiyeceklerdi. Kamyon, evimizin 40-45 metre kadar ilerisinde ana caddenin kenarında park halinde bulunmaktaydı. Onlar sokağa çıktıktan bir müddet sonra silah sesleri duyduk Bu sırada evde benim dışımda üç çocuğum ve kayın validem vardı. Silah sesleri üzerine biz korkarak aynı zamanda akrabamız olan yan komşunun avlusuna geçtik. Bu esnada ben oğlum Uğur’un kamyonun önünde diz çökertilmiş bir şekilde boynu yere eğik olarak oturtulduğunu gördüm (beyaz pantolonunu fark ettim) . Daha sonra silah sesleri aralıklı olarak gelmeye devam etti. Bir müddet sonra polisler geldi ve evimize giderek arama yaptılar. Savcı gelerek bizi götürdü ve ifadelerimizi aldı. Daha sonra oğlum ve eşimin öldürülmüş olduğunu duydum”
Ahmet TEKİN (Ahmet Kaymaz’ın komşusu, Uğur Kaymaz’ın okulunda vekil öğretmen- 23 yaşında)
Ahmet Tekin, heyetimize özetle şu beyanlarda bulunmuştur; “Olayın olduğu saatte ben evde oturuyordum. Silah sesleri duyduk, ilk etapta bu seslerin yakınlardaki düğünden geldiğini düşündüm. Ancak bir süre sonra komşumuz Makbule’nin telaşlı bir şekilde içeriye girdiğini gördüm. O da ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Dışarıya çıkmaya korktuğumuz için ne olduğunu anlamadık. Aralıklı olarak silah sesleri 20 dakika kadar sürdü. Daha sonra polisler bizim eve geldi ve yan evde arama yapmak üzere şahit olarak aramaya katılmamı istediler. Ben de onlara eşlik ettim, savcı da aramada hazır bulunuyordu . Ev araması bittikten sonra savcıyla birlikte kamyonun yanına gittik. Kamyonun ön tarafında iki kişi kanlar içinde yerde yatıyordu. Yerde yatan kişilerden birini bana gösterdiler ve tanıyıp tanımadığımı sordular. Ben eğilip bakınca yerde yatan kişinin Uğur olduğunu anladım ve bu kişi bizim okulda 5. sınıf öğrencisi ve komşumuz Uğur’dur dedim. Bunun üzerine polisler şaşkınlık geçirdiler ve emin misin diye tekrar sordular. Ben de evet bu bizim öğrencimiz olduğu çok iyi tanıyorum dedim. Uğur kamyonun ön kısmında yerde sağ tarafının üzerine yatmış, sağ eli de az yakınında bulunan uzun namlulu bir silahın üzerinde eğreti bir şekilde duruyordu. Daha sonra kamyonun(tanker)şoför kapısını yaklaşık bir metre yanında ve kamyona parelel sırt üstü olan ikinci şahsı bana gösterdiler. Karanlık olduğu için şahsı önce seçemedim. Güçlü bir ışık getirmelerini istedim. Işık gelince de yüzü kanlar içinde olan kişinin komşumuz Ahmet olduğunu anladım. Bu şahsın da Ahmet olduğunu ve az ileride yatan Uğurun babası olduğunu söyledim. Bunun üzerine de kısa süreli bir şaşkınlık daha yaşandı. Bu arada savcı 112 acil servis görevlilerine hitaben ‘müdahale ettiniz mi’ diye sordu. Onlar da ancak ön taraftakinin (Uğur) nabzına bakabildik. Polisler daha fazlasına izin vermediler, deyince de sizin işiniz nedir diyerek savcı onlara kızdı ve daha sonra otopside kimlik tanıklığı yapmak üzere savcının nezaretinde birlikte hastaneye gittik.’”
Beşir ÖZKILIÇ ( 25 yaşında)
Kızıltepe’de ikamet ettiğini söyleyen Beşir Özkılıç adlı yurttaş, heyetimize özetle şu anlatımlarda bulunmuştur; “Adıma kayıtlı olmayan 47 KT 642 plakalı kargo tankerde şoför olarak çalışmaktayım. Ahmet Kaymaz 73 SD 977 plakalı Kamyon(tanker) ile yük taşıyor ve birlikte çok seyahatimiz oldu. Pazartesi günü yük almak üzere tankerlerimizle İskenderun’a gidecektik. Delta veya Toros firmasından yük alıp Irak’a götürüyoruz. Yük bağlantımızı soyadını hatırlayamadığım Ali adlı Kızıltepe’li bir kişi yapıyor. Ahmet pazartesi sabahı aracının muayenesini yaptıktan sonra yola çıkacaktık.”
Ayrıca heyetimizle görüşen ve isminin açıklanmasını istemeyen iki kişi de; olaydan önceki birkaç gün içinde mahallede sivil giyimli polislerin gizli gizli araştırma yaptıklarını, bazı yerleri gözetlediklerini ve gizli bir şekilde kamera çekimleri yaptıklarını beyan etmişlerdir.
RESMİ GÖRÜŞMELER:
Özlem Pınar HAKTANIR AKKOÇ (Kızıltepe Cumhuriyet Savcısı)
Cumhuriyet Savcısı heyetimizi saygıyla karşılamış, sivil toplum örgütlerine önem verdiklerini ve bu tür çalışmaların son derece önemli olduğunu belirterek, makamında yapılan görüşmede heyetimize özetle şu aktarımlarda bulunmuştur; “Cumartesi ( 20.11.2004)günü güvenlik güçlerinin alınan bir istihbarat neticesinde söz konusu olayın geçtiği evi benim bilgim dahilinde izlemeye aldık. Bu evde yasadışı örgüt üyesi silahlı militanların olduğu ve silahlı eylem hazırlığı içinde oldukları bildirilmişti. Ancak kaldıkları evde aynı zamanda bir ailenin yaşadığı ve evde çocukların da olabileceği ihtimaline binaen eve yönelik bir operasyon gerçekleştirilmesini istemedik. Pazar günü de devam eden izleme bilgim dâhilindeydi. Olayın olduğu gün saat 16:30 !7:00 sularında söz konusu evden iki şahısın dışarı çıktığı tespit ediliyor, bu şahıslara dur ihtarında bulunan güvenlik güçlerine karşı silahla karşılık veriliyor, çıkan çatışmada iki şahıs da olay yerinde yaşamını yitiriyor. Orada bulunan ana caddeden her gün saat 17:30- 19:00 saatleri arasında ancak değişik saatlerde askeri bir servis aracı geçmektedir. Biz bu şahısların bu araca yönelik eylem hazırlığı içinde olduklarını düşünmekteyiz. Olaydan kısa bir süre sonra ben de olay yerine gittim. 112 acil servis de olay yerine gelmiş ve şahısların eks olduklarını tespit etmişlerdi. Ben gelene kadar hiç kimse olay yerindeki delillere karışmamıştı. Tüm deliller benim nezaretimde toplanarak olay yeri fotoğraf ve kamera ile tespit edilerek şahıslar otopsi için hastaneye kaldırıldı. Bu vakada üç yönlü bir soruşturma yürütüyoruz. Birincisi Ahmet Kaymaz’ın örgüt bağlantınsın araştırılması, ikincisi Ahmet Kaymaz’ın eşi Makbule’nin örgüt bağlantınsın araştırılması, üçüncüsü ise güvenlik güçlerinin silah kullanma yetkilerinin aşılıp aşılmadığının tespit edilmesi vakalarıdır. Her üç soruşturmayı da hukuka uygun bir şekilde ve ciddiyetle yürütüyoruz. Adliyemizin bütün olanaklarını kullanarak olayı tüm yönleriyle aydınlatmaya çalışıyoruz. Delillerin toplanması ve korunması ile ilgili özel bir dikkat gösteriyoruz. Delillerin incelemesini polis laboratuarında değil İstanbul Adli Tıp Kurumunda yaptırıyoruz.”
HEYETİMİZİN YAPMIŞ OLDUĞU GÖZLEMLER ve TESPİTLER
- Olayın geçtiği yer maktüllerin evinin 40-45 metre kadar önünde Kızıltepe-Mardin karayolunun kenarıdır. Kamyon (Tanker), yolun kenarında park vaziyetinde durmaktadır. Evin önünde yaklaşık üç dönümlük boş bir arazi mevcuttur. Evden caddeyi ve caddeden evi görmek son derece olanaklıdır. ( Ev, sokak girişin sağdan ikinci binasıdır. “ 2227 sok, no 4” )
- Kamyonda veya evin bahçe duvarında çatışma izini andıracak herhangi bir mermi izi vb. emareye rastlanmamıştır.
- Olay saati itibariyle; Kızıltepe ilçesine karanlığın henüz düşmüş olduğu, buna karşılık caddeyi aydınlatan hiçbir ışıklandırma mekanizmasına rastlanmamıştır.
- Kamyonun kapılarının kilitli olmadığı ve içeride koltuğun üzerinde yastık, yatak ile küçük bir valizin olduğu tespit edilmiştir.
- Kamyonun deposunun yakıtla dolu olduğu tespit edilmiştir.
- Olayın geçtiği yerin açık bir alan olduğu, istendiği takdirde bu insanlara hiçbir zarar verilmeden yakalanabilecekleri ihtimalinin kuvvetli olduğu tespit edilmiştir.
- Olay yeri ve maktullere ait evin Merkez Jandarma komutanlığına yaklaşık 700-800 metre mesafede olduğunu tespit etmiştir.
- Ahmet Kaymaz’ın sivil ve kamyonu (tanker) ile sürekli yük taşıdığı, Uğur Kaymaz’ın Kızıltepe ilçesi Dicle İlköğretim okulu 5/C sınıfı öğrencisi olduğu ve geçen hafta okula devam ettiği tespit edilmiştir.
- Otopsi raporunun incelenmesinde; Uğur Kaymaz’ın sağ ve sol eline 4 adet, vücudunun sırt bölgesinden 9 adet olmak üzere toplam 13 adet merminin isabet ettiği, bunlardan 9 (dokuz) tanesinin yakın mesafeden (50 cm.nin altında) yapılan atışlarla oluştuğu ve vücutta barut izlerinin olduğu, aynı şekilde Ahmet Kaymaz’ın uyluk ve sol eline 2 adet, göğüs kısmına 4 adet, sırt bölgesine 2 adet olmak üzere toplam 8 adet merminin isabet ettiği, bunlardan sekizinin de yakın mesafeden (50 cm.nin altında) yapılan atışlarla oluştuğu ve vücutta barut izlerinin olduğu tespit edilmiştir.
- Otopsi verilerine göre; atışların farklı yönlerden değil, maktullerin vücutlarına isabet eden ilk atışlar sonrasında, bedenlerinin aldığı yeni pozisyona göre aynı yönlü atış sonucu olma ihtimalinin yüksek olduğunu tespit etmiştir.
1-Olay sırasında daha fazla görgü tanığı olabileceği kuvvetle muhtemel olduğundan özellikle olayın geçtiği evlerde bulunan insanların can güvenlikleri sağlanarak ve bu temelde ikna edilerek tanıklık yapmaları sağlanmalıdır.
2-Olayda silah kullanan ve operasyonu yöneten bütün güvenlik personeli zaman geçirilmeden açığa alınmalıdır.
3-Söz konusu olayın tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarılmasına fırsat tanımak ve sorumluların adil bir yargılanmaya tabi tutularak cezalandırılmalarını sağlamak açısından sorumlular hakkında mutlaka bir dava açılmalıdır.
4-Yargılama süresince mağdur edilen ailenin can güvenliği sağlanmalı, mağduriyetleri tazmin edilmelidir.
KANAAT ve SONUÇ
Heyetimiz, gerek görgü tanıkları, gerek maktül yakınları gerekse de resmi yetkililer ile yaptığı görüşmeler ve olay yerinde yapmış olduğu incelemeler neticesinde; her iki maktülün de biri çocuk olmak üzere sivil insanlar olduğu, bu kişilerin silah kullanmış olabilecekleri ihtimalinin son derece zayıf olduğu, söz konusu olayın bir infaz olabileceği, güvenlik güçlerinin yanılması neticesinde veya kasten bu sivil insanların öldürülmüş olabileceği kanaatine ulaşmıştır. 25.11.2004
Mihdi PERİNÇEK :İHD GYK üyesi ve Doğu-Güneydoğu Bölge Temsilcisi
Selahattin DEMİRTAŞ:İHD MYK Üyesi ve Diyarbakır Şube Başkanı
Hüseyin CANGİR :İHD GYK Üyesi ve Mardin Şube Başkanı
İrfan ESER :İHD Diyarbakır Şubesi YK Üyesi
Erdal KUZU :İHD Mardin Şube Sekreteri