06.02.2015
Din ve inanç özgürlüğü, kültürel yaşama katılma ve kültürel mirası yaşatma hakkı ülkemizde Aleviler açısından öteden beri sorunlu bir temel hak ve özgürlük alanı olagelmiştir. Bu alanda özellikle Alevilerin hakları görmezden gelinmiş, istekleri duyulmamıştır.
Alevi inancına mensup yurttaşlarımızın eşit yurttaşlık ve kendilerini ifade ettikleri şekliyle kabul edilmeleri yönündeki talepleri yıllardır sürmektedir. Bu taleplerin karşılanması ne yazık ki ne yasal ne de hukuksal anlamda Alevilerin de yurttaşı olduğu ve vergilerini ödedikleri Türkiye Cumhuriyetinde bu güne Kadar çözüme kavuşturulmuş değildir.
Alevi inancına mensup yurttaşlarımızın Hukuksal mücadelesi, Türkiye’nin de taraf olduğu Uluslararası mahkemelere de taşınmış, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Zorunlu Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersleri dolayısıyla, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) ”ayırımcılığın yasaklanması” ile ilgili 14. maddesini ihlal ettiğine; ayrıca Cem Evlerinin İbadethane statüsünde değerlendirilmesi gerektiği yönünde kararlar vermiştir.
2007 yılında verilen zorunlu din derslerinden muafiyeti içeren Hasan ve Eylem Zengin kararından bu güne kadar yasal ve hukuksal mevzuatta inanç özgürlüğünü teminat altına alacak bir düzenlemeye gidilmemiştir. Hangi sonuca yol açtığı belli olmayan çalıştaylar yoluyla hükümet yükümlülüklerinden sıyrılmaya çalışmıştır.
İHD olarak bir kez daha hatırlatıyoruz ki;
Devlet, yurttaşlarının neye inanacağına, neye inanmayacağına ve nasıl inanacağına karar veremez. Bu konu tamamen bireye ait, bireysel özgürlük alanıdır. Devletin müdahale alanının dışındadır. Devlet, başka alanlarda olduğu gibi, din, inanç ve kültür alanlarında da toplumun çoğulcu dokusuna saygı göstermelidir. Dayatmada bulunmamalı; ayrımcılık yapmamalıdır.
İnanç özgürlüğü konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının gereği derhal yerine getirilmelidir. Cem Evlerinin yasal statüye yani ibadethaneye dönüştürülmesi talebi haklıdır ve bu talep ayırımcılık yasağı, kültürel haklar ve inanç özgürlüğü kapsamında ele alınmalıdır.
İnanç özgürlüğünü savunmak demokrasiye, eşitliğe, insan hak ve özgürlüklerine saygı duyan her yurttaşın görevidir.
İHD olarak Alevilerin inançlarını özgürce yaşama taleplerini dile getirecekleri her türlü demokratik eylemliliklerinin yanında olduğumuzu bildiriyoruz.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ