Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Anayasa değişikliklerini veto etti.
Sayın Cumhurbaşkanı'nın vetosunu, değişikliklerin saikine yöneltilen veto olarak değerlendiriyoruz. Vetonun öznel nedenlere dayandığı kanısını taşımaktayız.
Yasadan Recep Tayyip Erdoğan'ın yararlanacak olması veto gerekçesi olamaz. Benimsenen düşünce-benimsenmeyen düşünce ayrımı yapılamaz. Değişiklik ihtiyacı Recep Tayyip Erdoğan'ın durumundan kaynaklansa da söz konusu değişiklikle aynı durumda olan başka insanlar da aynı yasal olanaklara kavuşmaktadır. Yapılan değişiklikler, siyasal özgürlük alanının sınırlarını genişleten değişikliklerdir. Kimlerin yararlanacağının önemi bulunmamaktadır.
Hemen bir kaygımızı da belirtmek isteriz: Türk yargı pratiği açısından konu incelendiğinde hiç de rahatlatıcı bir durumun söz konusu olmadığı bilinmektedir. Konuşarak, dilekçe vererek düşüncelerini açıklayanlar yalnızca TCK'nun 312. maddesine göre yargılanmıyorlar. Bu yollarla düşüncesini açıklayanlardan binlerce kişi Türk Ceza Yasası'nın 169. maddesinden yargılanmaktadır. Dolayısıyla, Anayasa'da siyasi yasaklı durumuna düşme, her ne kadar "terör eylemi" ile mahkumiyete münhasır kılınmışsa da, yargı pratiği daha geniş bir alanı kapsamaktadır. Gerçekte düşünce suçlusu kategorisinde yer alan bu insanlar, yargı kararlarına göre yasadışı silahlı örgüte yardım etme suçunu işlemiş kabul edilmektedir.
O nedenle, dünyaya bakışları farklı olanların bu farklılıklarını ifade etme haklarına saygı göstermek ve düşünce suçu ayıbından ülkeyi kurtarmak temel kaygı olmalıdır.
Hüsnü Öndül
İHD Genel Başkanı
