Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a Zorunlu Bir Cevap

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın 18 Ağustos 2013 Pazar günü Kanal 24 TV’de katıldığı bir programda Mısır’daki askerî darbe ve sonrasında yaşanan katliamlarla ilgili olarak İnsan Hakları Derneği’nin adını kullanarak bilgiye dayalı olmayan, önyargılı yakışıksız açıklamalar yapması karşısında bu açıklamayı yapmak gerekmiştir.

Mısır’da 3 Temmuz 2013 günü yapılan askerî darbe, İHD tarafından 4 Temmuz 2013 günü yapılan yazılı açıklamayla kınanmış ve lanetlenmiştir. Mısır’da darbe sonrası göstericilere karşı yapılan katliamlar da İHD tarafından 15 Ağustos 2013 günü yazılı açıklamayla kınanmış; 16 Ağustos 2013 günü İHD, Mazlum-Der ve TİHV tarafından Ankara’da Mısır Büyükelçiliği önünde protesto edilmiş ve kınanmıştır. Bunun yanı sıra İHD İstanbul Şubesi Mısır Konsolosluğu önünde de kınama açıklamaları yapmıştır. Açıklamalarımız internet sitemizde mevcuttur.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ görev alanıyla ilgisi olmadığı halde sırf kendisi gibi düşünmeyen camia ve çevreleri zan altında bırakmak için derneğimizi ve Uluslararası Af Örgütü’nü bilgisizce ve önyargılı bir şekilde eleştirme cesaretini kendisinde görmüştür. İnsan hakları örgütleri dünyanın neresinde olursa olsun insan hakları ihlallerine karşı tutum alırlar ve bu ihlallerin giderilmesi için kamuoyuna çağrıda bulunurlar; çeşitli eylem ve etkinlikler yaparlar. Siyasî iktidarlardan ve onların politikalarından kaynaklanan ihlallerin giderilmesi için harcanan çabalar her zaman eleştiri konusu olmuş ve insan hakları örgütleri sanki yasadışı örgütlerin koruyucusuymuş gibi lanse edilmeye çalışılmıştır. Türkiye’nin en eski ve en yaygın insan hakları örgütü olan İHD bu mücadelesinde ağır bedeller ödemiştir. 11 yıldır iktidarda bulunan AKP’nin Türkiye insan hakları ortamını iyileştirmek adına attığı adımların hâlâ yetersiz olması ve temel problemlerin hâlâ çözülememesi karşısında bir başbakan yardımcısının bir başka ülkeyi örnek vererek insan hakları örgütlerine saldırması kabul edilemez.

Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler karşısında emperyalist güçleri Libya’ya davet eden AKP iktidarına sormak gerekir: şu anda Libya’da neler olup bitiyor? Libya’da öldürülen onbinlerce insan ne uğruna öldürüldü? Libya’nın geleceğinde Libyalıların ne kadar söz hakkı olacak? Suriye’ye askerî müdahale için NATO’yu davet eden AKP iktidarına sormak gerekir: Suriye’de El Kaide bağlantılı El Nursa çetelerinin Rojava’da yaptığı katliamlar Türkiye tarafından soruşturulacak mı? İHD’nin 2 Nisan 2013 tarihli Hatay Raporu ve 5 Ağustos 2013 tarihli Ceylanpınar Raporunda da belirtildiği gibi Suriye’de rejime karşı mücadele ettiğini söyleyen radikal dinci silahlı grupların Türkiye tarafından desteklenip desteklenmediği iddiaları hükümet tarafından araştırılıyor mu? Bağımsız olduğu söylenen yargı, işlenen suçlar karşısında harekete geçebilecek mi? Bu tip soruları çoğaltmak mümkün.

Dünyadaki insan hakları ihlallerinin ana kaynağı devletler ve siyasî iktidarların uyguladığı politikalardır. Dolayısıyla bir politikacı insan hakları örgütleriyle ilgili konuşurken kırk defa düşünmelidir. Bizler elimiz ve vicdanımız temiz insanlar olarak dünyada katledilen her ulustan, her etnisiteden, her din ve inançtan, her cinsten ve cinsel kimlikten, ezilen ve sömürülen her insan için yüreği çarpan kişileriz. Sizi de daha vicdanlı, daha objektif ve daha tutarlı olmaya davet ediyoruz.

Mısır’daki darbe vesilesiyle bir kez daha belirtmek isteriz ki Türkiye gibi askerî darbelerden çok çekmiş ülkede yaşayan insanlar olarak askerî darbelerin insan haklarının ölümü olduğunu çok iyi biliyoruz. Dünyadaki bütün askerî darbeleri lanetliyoruz. Halkların özgürlük mücadelesini savaşla, darbe gibi antidemokratik yöntemlerle engellemeye çalışan her türlü zorbalığın karşısındayız.

 

İnsan Hakları Derneği

Bir cevap yazın