Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in Suriye’de Tişrin Barajı yakınlarında gazetecilik faaliyetlerini sürdürürken Türkiye’nin düzenlediği SİHA saldırısında hayatlarını kaybettikleri öğrenilmiştir. 2011 yılından beri Suriye’de devam eden iç savaşta onlarca basın mensubu yaşamını yitirmiştir. Son yıllarda ise Türkiye’nin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarında ve Rojava’da yürüttüğü askeri operasyonlarda Kürt gazetecilerin hedef alındığı gözlemlenmektedir.
Savaş ve çatışma bölgelerinde hakikatin bilinmesine önemli katkılar sağlayan gazetecilere yönelik bu saldırılar, yalnızca bireyleri hedef almakla kalmayıp, hakikatin karartılmasına yönelik ciddi eylemler olarak değerlendirilmelidir.
Cenevre Konvansiyonu’na göre gazeteciler, çatışmalara doğrudan taraf olmadıkları sürece “sivil” statüsünde kabul edilir ve korunmaları gerekmektedir. Bu bağlamda gazetecilere yönelik saldırılar, uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali niteliğindedir.
Talep ve Çağrı:
Türkiye hükümetini yaşanan bu saldırıya ilişkin derhal açıklama yapmaya davet ediyoruz.
Saldırıyla ilgili etkin ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesini ve sorumluların yargı önüne çıkarılmasını talep ediyoruz.
Uluslararası insan hakları mekanizmalarını, bu olayın aydınlatılması ve benzer saldırıların önlenmesi için görev üstlenmeye çağırıyoruz.
Basın özgürlüğü, halkın bilgi edinme hakkının temel taşlarından biridir. Gazetecilerin hedef alınması yalnızca bir insan hakkı ihlali değil, aynı zamanda demokrasinin ve hakikatin zedelenmesidir. Bu tür eylemler asla kabul edilemez ve failleri adalet önünde hesap vermelidir.
İnsan Hakları Derneği