BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÜSTÜNDEKİ BASKILARI KINIYORUZ

Bir ülkede düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ve demokrasi standardının ne aşamada olduğu ölçülmek isteniyorsa devletin cezaevlerindeki uygulamalara ve muhalif basına karşı olan yaklaşımlarına bakmamız yeterlidir.

Kürt kimliğine sahip çıkan, Kürt coğrafyasında yaşananları tarafsız haber yapan, herkesin görüşünü kamuoyu ile paylaşan basın geleneği nerdeyse altı ayda bir sansür ve kapatmalardan dolayı farklı gazete çıkardı.

1991’den itibaren 19 yılda toplam 40 gazete çıkaran özgür basın geleneği üstündeki baskılara, ölümlere bombalanmaya karşı doğru habercilikten vazgeçmedi. Aynı geleneğin takipçisi olan Günlük gazetesi de son 3 yıl içinde kapatılan 29’cu gazete oldu.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 22 Ağustos’ta yayınlanan sayısının 8. ve 14. sayfalarında yer alan haberlerde ‘PKK propagandası’ yapıldığı iddiasıyla, Günlük gazetesine bir ay kapatma cezası vermesi basın üzerindeki sansürün ne safhada olduğunu göstermektedir. Türkiye Gazeteler mezarlığıyla değil farklı görüşlerin özgürce ifade edildiği bir ülke olarak anılmasını temenni ediyoruz.

Hükümetin Kürt açılımı ile başlayan süreç daha sonra Demokratik açılıma sonra da ‘Terörü bitirme’ çalışmalarına döndü.  Hükümetin başlattığı içeriği belli olmayan çalışmaların içinde muhalif basın üzerindeki sansür ve baskıların yer almasını istiyoruz. 

Farklı görüşlerin kendisini ifade etmesinin zenginlik olduğunu unutmadan, tüm basın üzerinde baskıların son bulmasını diliyoruz. İnsan haklarının evrenselliği dikkate alınarak, düşünce ve ifade özgürlüğüne müdahale olarak algıladığımız Günlük gazetesinin kapatılmasını kınıyoruz.

Yasakların son bulmasını temenni ediyor, devletin ve kurumlarının devlet gibi düşünmeyenlerden korkmadan, kendilerini ifade etmelerine evrensel normlar gereği ‘izin vermesini’ demiyorum, ‘yasaklamamasını’ diliyoruz.

Av. Muharrem ERBEY
İHD Diyarbakır Şube Başkanı, Genel Başkan Yardımcısı

Bir cevap yazın