BASKILARA SON! ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ!
İHD Diyarbakır Şubesine Yönelik Baskılar Son Bulsun
Sistem, o arada siyasî iktidar, benimsenmeyen düşünce sahiplerine yönelik baskılarına yenilerini ekledi.
Bugün, sabahın erken saatlerinden itibaren benimsenmeyen düşünce sahipleri olarak insan hakları savunucularına, İnsan Hakları Derneği’ne (İHD), ve demokratik kurumlara baskınlar yapıldı. Sekiz ilde, aralarında İHD’nin Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Diyarbakır Şubesi Başkanı Muharrem Erbey’in, eski Demokratik Toplum Partisi Belediye Başkanlarının ve Demokratik Toplum Kongresi sözcüsü Hatip Dicle’nin de bulunduğu 30’un üzerinde siyasetçi, belediye başkanı, kanaat önderi ve insan hakları savunucusu gözaltına alındı.
Güya bu kişiler ve kurumlar KCK adlı örgütlenmenin uzantılarıymış.
İHD Diyarbakır Şubesi hakkında arama kararı bulunmadığı halde, Şube aranmaya kalkışıldı ve itiraz üzerine beş dakikada yargıç kararı çıkartılarak arama işlemine geçildi. Daha önceleri de olduğu gibi her iki-üç yılda bir İHD basılıp arşivlerimiz dağıtılmakta, belgelere el konmaktadır. Diyarbakır Şubesi son bir yıldır faili meçhul siyasal cinayetler ve zorla kaybetmelerle ilgili aktif bir şekilde çalışmaktaydı ve 21 yıllık arşivimizi toparlamıştı. Çok sayıda toplu mezarların açılması İHD’nin belgeli çalışmaları sayesinde gerçekleşmiştir.
Böyle hukukdışı bir uygulama olabilir mi? Böyle arama kararı verilebilir mi? Polisten gelen talep yargı tarafından hiçbir incelemeye gerek görülmeden karşılanırsa, o ülkede insan haklarının yargısal koruma altında olduğu söylenebilir mi?
Bir tarafta hükümete yani yürütme gücüne bağlı polis kuvvetleri diğer yanda yargı gücü elbirliği ile baskıcı tutumlar geliştirmekteler.
O nedenle bu tür baskıları sistemin baskıları olarak nitelendiriyoruz.
Sistem, başvurduğu bu yöntemlerle, Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yollarla çözümünü tıkamaktadır.
Bir yandan Anayasa Mahkemesi eliyle siyasî partiler kapatılmakta, öte yandan yerellerden itibaren polis ve yargısal mekanizmalar devreye sokularak siyasî partilere, insan hakları savunucularına ve demokratik örgütlere gözdağı verilmektedir. İhlallerde hem yürütme hem de yargı gücünün sorumluluğu açıktır.
İnsan hakları savunucularına ve demokratik kamuoyuna yönelik baskılarla, gözaltılarla, arama ve el koyma kararlarıyla barış ve demokrasi fikri çelişir.
O zaman “demokratik açılım, Kürt açılımı” söylemi yalnızca söylem düzeyinde kalır.
Baskıları protesto ediyoruz. Özgürlük istiyoruz.
İHD Diyarbakır Şubesi’nin belgelerine el koyma işlemine son verilmelidir!
Şube Başkanımız ve gözaltına alınanlar derhal serbest bırakılmalıdır.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ | TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI |