BEYTÜŞŞEBAP BELEDİYE BAŞKANI FAİK DURSUN’A SUİKAST İDDİASINA İLİŞKİN RAPOR

03 TEMMUZ 2007 TARİHİNDE ŞIRNAK İLİ BEYTÜŞŞEBAP İLÇESİNDE PATLATILAN BOMBANIN BELEDİYE BAŞKANI FAİK DURSUN’UN YAŞAM HAKKININ HEDEFLEDİĞİ İDDİALARINA İLİŞKİN

ARAŞTIRMA-İNCELEME RAPORU

OLAY
03 Temmuz 2007 tarihinde Dicle Haber Ajansının WEB sayfasındaki “Beytüşşebap Belediye Başkanı Dursun’a suikast girişimi” haberi sonrasında İHD Genel Merkez yöneticilerini arayan DTP Şırnak il Başkanı İzzet Belge; “Yaşlı bir kadın bu sabah Beytüşşebap Belediye Başkanımızın her gün makamına giderken kullandığı güzergah olan Kumtik caddesi üzerinde poşet içersinde bir bomba bulmuş, yaşlı kadın çocukları kanalıyla durumu belediye başkanına bildirmiş. Belediye başkanının C.Savcısı Veli Karabacak’ı 2 defa aradığını, İlçe Emniyet Müdürlüğünün olay yerine geç intikal ettiğini, gerekli güvenlik önlemi alınmadan yaklaşık 12-15 metre mesafeden uzun namlulu bir silah ile tek atışla patlayıcının imha edildiği, genel kanı ve inancın bombanın belediye başkanını öldürmek için konulduğunu” belirterek İHD’den yardım talebinde bulunmuştur.

AMAÇ
Derneğimize telefon ile yapılan başvuru ve adı geçen ajansın haberi üzerine, iddia edilen durum için mağdurlar, varsa görgü tanıkları ile görüşmek, araştırma ve incelemeler ile elde edilen bilgiler ışığında rapor hazırlamak, raporu ilgili ve yetkili kurum ve makamlara göndererek maddi gerçeğin açığa çıkarılmasına katkıda bulunmak, kamuoyunun gerçek bilgiye ulaşmasını sağlamak, çeşitli ulusal ve uluslararası mevzuatlarda güvence altına alınan yaşam hakkının korunmasına katkıda bulunmak, fail/ler hakkında gerekli soruşturmanın başlatılmasını talep etmek amacıyla bir insan hakları heyeti oluşturulmuştur.

HEYETİN OLUŞUMU
İnsan Hakları Heyeti;
İHD MYK Üyesi-Doğu, Güneydoğu Bölge Temsilcisi Mihdi Perinçek ve İHD MYK üyesi Hüseyin Cangir’den oluşmuştur. Heyet 04 Temmuz 2007 günü Şırnak ili Beytüşşebap İlçesine giderek, olay yerinde incelemelerde bulunmuş, görgü tanığı Sedika Ulaş ve olay yeri yakınında ikamet eden mahalle sakinleri, Belediye Başkanı Faik Dursun, İlçe C.Savcısı Veli Karabacak ve İlçe Kaymakamı Güngör Yıldırım ile görüşmüş, görgü ve beyanlarını almıştır.

HEYETİN YAPTIĞI GÖRÜŞMELER
Sedika Ulaş (84 yaş.)
Görgü tanığı Sedika Ulaş; “Olay sabahı namaza kalmıştım. Sabah namazımı kıldıktan sonra bir ibrik su almak için çeşmeye gittim. Güneş daha yeni doğmuştu. Evimizin arka tarafındaki kavşaktan geçen yolu kullanırım. Çeşme dönüşünde evimizin hemen yanında olan ahşap telefon direğinin dibinde ve içinde bir şeylerin olduğu belli olan bir poşet duruyordu. Eğilip baktım, Poşetin içinde iki karış boyunda boru biçiminde bir cam kavanoz, birkaç pil, saate benzer bir alet birbirine bağlanmıştı. Korktum ve hemen oğluma haber verdim. Oğlum bir bombaya benzediğini söyleyerek beni oradan uzaklaştırdı. Daha sonra belediye başkanına haber verdi. Evimizin arkasına düşen kenarın çaprazında bir asker nöbet kulübesi var. Orada devamlı askerler nöbet tutar. Asker kulübesi askeri lojmanlara aittir. Poşeti gördüğümde, askerin arkamdaki kulübede olup olmadığını bilmiyorum, çünkü arkama bakmamıştım. Oğlum bomba olduğunu söyledikten sonra da, heyecanlandığım için yine kulübeye bakmamıştım. Çok daha sonra, güneş epey yükselmişti birkaç polis geldi. Halk, gördüğüm poşetin 15-20 metre uzağında toplanmıştı. Ev halkı olarak bizde biraz uzaklaşmıştık. Yan komşumuzun damına bir kişi çıktı. Elinde uzun bir silah vardı. Bir patlama sesi duydum. Patlama anında poşetin bulunduğu yeri göremiyordum..” biçiminde beyanda bulundu.

Olay yeri yakınında ikamet eden bir yurttaş özetle; “poşetin kim ve nasıl oraya bırakıldığını görmedik. Sabah komşularımızın sesler ile uyandıktan sonra durumu öğrendik. Evlerimizden biraz uzaklaştık. Güneş epey yükseldikten sonra birkaç polis geldi. Televizyonlarda gördüğümüz gibi bir güvenlik tedbiri alınmadı. İtfaiye aracı da geldi, ancak su sıkmadı. Bir kişi bir damın üzerine çıktı. Elinde uzun bir silah vardı. Nişan aldı. Silah sesi duymadan bomba sesi duyduk. Asker kulübesinde devamlı askerler nöbet tutar. Öğleden sonra bazı polisler geldi ve olay yerinde incelemeler yaptı, bazı parçaları toplayıp götürdüler, bu polisleri tanımıyoruz, büyük ihtimalle ilçemizde görev yapan polisler değildi. C. Savcısının ne olay sırasında nede olay sonrası olay yerine geldiğini görmedik.” biçiminde anlatımda bulundular.

Faik Dursun (Belediye Başkanı)
Belediye başkanı Faik Dursun ile makamında yapılan görüşmede; “Her gün saat 08.10-08.30 arasında belediyede olacak şekilde evden çıkıp makam aracı ile giderim. Araba ile hep aynı güzergahı kullanıyorum. Evim olay yerine yaklaşık 30-40 metre dolaylarındadır. Olay günü saat 08.00 dolaylarında bana haber verildi. Yol güzergahımda bir patlayıcının olduğu söylendi. C.Savcısı Veli bey’i aradım. Durumu ona aktardım. Müdahale etmesi talebinde bulundum. Evden çıkmayarak bekledim. Bu arada halkın patlayıcının bulunduğu yerde toplandığı haberini aldım. Hatta itfaiye aracımız da gelmiş. Görevlilerin zaman geçmesine rağmen gelmediğini öğrenince tekrar Veli Bey’i aradım. Tehlike ve kaygılarımı paylaştım. Daha sonra birkaç güvenlik görevlisinin geldiğini, güvenlik tedbiri alınmadan, silah sıkılarak patlayıcının imha edildiğini öğrendim. Patlama sesini saat 09.05 dolaylarında işittim. Ben bunun bana yönelik bir suikast teşebbüsü olduğunu düşünüyorum. Bu düşüncemi dün olay heyecanı içinde basın ile de paylaştım. Bana yönelik ilk uygulama bu değil. 2006 yılı Mayıs ayında düzmece bir mektup ile de bana komplo yapıldı. Daha sonra, belediyenin bir yöneticisinin sorumlu olduğu bir alanda 15 adet Keleşnikof silahına ait mermilerin bulunduğu iddia edildi, yargılanma devam ediyor. Bunun yanı sıra, şu ana kadar hiçbir yetkili olay ile ilgili bir açıklamada bulunmamıştır, yine yetkililer tarafından bir geçmiş olsun ziyareti yapılmamış, telefon dahi edilmemiştir.” biçiminde beyan ve iddiada bulundu.

HEYETİN YAPTIĞI RESMİ GÖRÜŞMELER
Güngör Yıldırım (Beytüşşebap İlçe Kaymakamı)
İlçe Kaymakamı Güngör Yıldırım ile makamında yapılan görüşmede; “İnsan Hakları heyetinin, geçen yıl ilçemizde meydana gelen, gerek Ziraat Bankasının yıkılmasına neden olan bomba olayında, gerekse bir astsubayımızın yaşamını yitirdiği olay sonrasında da gelmesini isterdik. Dün meydana gelen olayda can kaybının olmaması çok önemlidir. Patlayıcının bırakıldığı yerde halk da, belediye başkanı da, olay yerine yakın olan askeri lojmanlarda oturanlar da, ara sıra alay’ı ziyaret eden ben de geçiyorum. Bilgi kirliği var. Tek yanlı yaklaşım ve peşin hükümlü olunmamalı. Her kes inancına göre bu olaya bir amaç yüklüyor. İlçemiz ve bölgede sosyolojik bir olgu var, halk yerel liderlerin beyanlarını dikkate alıyor. Devlet yetkililerine yaklaşımı farklıdır. Devlet yetkililerinin yaptıkları olumlu hizmetler dahi tersyüz edilerek haber haline getirilmektedir. Yeni yasal mevzuata göre ancak bombayı şahsın elinde yakalarsan sanık haline getirebiliyorsun, yakalamadığın zaman inkara giderek kurtuluyor, buda olayların açığa çıkarılmasında zorluklara yol açıyor. Olaylara, kimin bundan çıkarı var yöntemi ile bakmak gerekir.” biçiminde beyanda bulundu.
Veli Karabacak (Beytüşşebap C.Savcısı)

Beytüşşebap C.Savcısı Veli Karabacak ile makamında yapılan görüşmede:” Olay günü Belediye Başkanı beni saat 09.00 dolaylarında aradı. Yolunun üzerinde bir patlayıcın olduğu haberini aldığını söyledi. Güvenlik güçlerimizi olay yerine intikal ettirdik. Daha önce üst makamlardan gelen bir yazıda, güvenlik nedeniyle olay anında olay yerine gitmemizin doğru olmadığı belirtilmişti. Güvenlik tedbiri alındıktan sonra saat 09.00’u birkaç dakika geçe patlayıcı imha edildi. Patlayıcının sistemi hakkında Şırnak’tan gelen uzmanların tanzim edeceği rapordan sonra kesin bilgi edinebiliriz. Ancak, verilen ön bilgi, roketten yapılan bir patlayıcı olduğu biçiminde olmuştur. Tanık bulmakta zorlanıyoruz. Var olan tanıkların beyanlarına başvuracağız. Vatandaşın güven içinde yaşaması için tüm duyarlılığımızı hukuk içinde sürdüreceğiz.” biçiminde beyanda bulundu.

HEYETİN YAPTIĞI TESPİTLER
Heyetimiz;
1-Olay yerinin kamuya açık bir kavşağın kenarında olan ahşap telefon direği ile Sedika Ulaş’a ait meskenin dibi olduğunu, olay yerinde inceleme yapılırken ahşap direğin değiştirilmiş olduğunu,
2-Meskene ait duvarda, patlamanın neden olduğu is bulaşığı bulunduğunu, meydana gelen patlamanın duvar ve yere yaptığı mevcut etki dikkate alındığında ise, tahrip gücü yüksek bir patlayıcı olma ihtimalinin çok düşük olduğunu,
3-Kavşağa açılan yolların yaklaşık 4-6 metre dolaylarında olduğunu,
4-Askeri lojmanların yaklaşık 15, Belediye başkanına ait meskenin yaklaşık 45-50 metre olay yerine mesafede olduğunu,
5-Belediye başkanına ait meskenden patlama noktasının görülmediğini, patlama yerinin askeri lojmanın görüş açısında olduğunu,
6-Asker nöbet kulübesinin patlama noktasına yaklaşık 8-9 metre mesafede olduğunu, gözetleme açısı itibariyle, patlama noktasının asker nöbet kulübesinin tam karşısına düştüğünü tespit etmiştir.

AYDINLATILMASI GEREKEN NOKTALAR
1- Patlayıcın imha edilmesi sırasında ve öncesinde, güvenlik tedbirinin alınmadığı iddiası doğru mu? Alınmamışsa niçin alınmamıştır?
2- Belediye Başkanı tarafından yapılan ihbara rağmen, böylesi hassas bir olayda güvenlik görevlileri neden olay yerine geç intikal etmiştir?
3- Patlayıcının kurulum ve patlama sistemi bilinmeden, belirli bir mesafeden silah ile ateş edilerek imha edilmesi patlayıcıların imha edilmesi teknik talimatnamesine uygun mudur?
4- Patlayıcının olay yerine kim/kimler tarafından bırakıldığı tanıklığı, olası en yüksek ihtimalin askeri lojmanlara ait nöbet kulübesinde nöbet tutan askerlerin tanıklığı olduğu gerçeğinden hareketle, patlayıcının bulunması anına kadar o gece nöbet tutan askerlerin beyanlarına başvuruldu mu? Çünkü, askeri disiplin mantığı içinde, nöbet görevi titizlik ve süreklilik içinde ifa edilir.

KANAAT ve SONUÇ
Kanaat
Raporumuzun konusunu teşkil eden patlayıcının bileşimi, tesir gücü, kurulum ve hedeflenen patlama biçimine dair kesin veriler ve olası amaçlar, kriminal rapor tanziminden sonra netleşeceği gerçeği ile birlikte, diyebiliriz ki; bu olay, kişileri ve Beytüşşebap halkını kaygılandırmıştır. Meydana gelen olayın amaçlarına ilişkin ifade edilen yerel düşünceleri, Beytüşşebap ilçesindeki zorlu ve sıkıntılı yaşam ile daha önce meydana gelen olayların doğal yansıması olarak görmek gerekir.

Hukuk devleti olma iddiasında olan ülkelerdeki devletin yerel birimleri, toplum ve bireyin güvenlik içinde yaşamasının olanaklarını sağlayan, insan onurunu koruyan ve kollayan normlara göre hareket eder. Faillerin, bu olayı ilçede kargaşa ve kaygı yaratarak, yerel devlet birimlerinin, faillerin çıkarlarına hizmet edecek şekilde hareket etmelerini sağlamak amacı ile yaptıkları kanaatindeyiz.

Sonuç
Can kaybının olmaması sevindiricidir. Beytüşşebap’ta güven ve güvenlik sorunu bulunmaktadır. Yurttaşlar kendilerini güven içinde hissetmiyor. Ayrıca, yaşam hakkı herkes için risk altındadır. Hiçbir olasılığı göz ardı etmeden, adli ve idari olarak olayın etkin bir şekilde soruşturulması, faillerinin tespit edilmesi ve yargı önüne çıkarılması halinde güven ile hak ve özgürlüklerin güvenliği sağlanabilir, yaşam hakkı güvenceye alınabilir. İnsan Hakları Derneği ve savunucuları olarak gelişmeleri takip etme hassasiyetimizi sürdüreceğiz.

Saygılarımızla.

Mihdi PERİNÇEK Av.Hüseyin Cangir

 İHD MYK Üyesi

Doğu, Güneydoğu Bölge Temsilcisi

 İHD MYK Üyesi

Bir cevap yazın