VAKA
Heyet; İHD Doğu-Güneydoğu Bölge Temsilcisi M.Hanefi IŞIK, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Av.Selahattin DEMİRTAŞ ve İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Av.Muharrem ERBEY’den oluşmuştur.HEYETİN YAPTIĞI GÖRÜŞMELER:
Heyet üyeleri Beytüşşebap Kaymakamı Adil KARATAŞ, mağdur vatandaşlardan Abdurrahman ASLAN, Cevher ASLAN, Hüseyin ASLAN, Cemil ASLAN, Kerem ASLAN, Osman ASLAN, Mehmet ASLAN, Ali ASLAN ve Ahmet BOR ile görüşmüştür.
Adil KARATAŞ (Beytüşşebap Kaymakamı):
Heyet üyelerinin Kaymakam ile yaptığı görüşmede Kaymakam özetle şu bilgileri aktarmıştır;
“25 gün kadar önce 30 aileden oluşan bir grup İlçemize gelerek köylerine gitmek istediklerini belirttiler. Biz de köy yolunun kapalı olduğunu, açılması için gerekli yazışmaları başlatacağımızı belirttik. İstedikleri takdirde İlçe merkezinde evlere yerleşebileceklerini söyledik. Yeşilöz köyünün İlçe merkezine uzaklığı 32 kilometredir. Bu yolun büyük bir kısmı heyelan nedeniyle kapalıdır. Köy yolunun açılması görevi Köy Hizmetleri Müdürlüğünündür. Köy Hizmetleri de Bölge Müdürlüğüne bağlıdır. Onlar da belli bir program dâhilinde çalışmaktadırlar. Programlarında Yeşilöz Köyünün yolunun açılması olmadığı için de herhangi bir ödenek gelmemiştir. Bu nedenle köy yolu açılamamaktadır. Bu konuda gerekli yazışmaları yaptık. Ancak sorunun ne zaman çözüleceğini bilmiyoruz. Şimdiye kadar Beytüşşebap girişindeki çadır kenti ziyaret etmedim. Gidip gelirken birkaç defa yanından geçtim. Yaşam koşullarının zor olduğunu tahmin ediyorum. Ancak biz kendilerine gelebilirsiniz demediğimiz gibi gidin de demeyiz. İstedikleri takdirde kendi olanaklarıyla köy yolunu açtırabilirler, buna kimsenin itirazı olmaz. Biz kimsenin köye geri dönmesini engellemiyoruz. Anayasa gereği herkes seyahat etme ve yerleşme özgürlüğüne sahiptir.”
Abdurrahman ASLAN (Mağdur):
Heyete özetle şu bilgileri aktarmıştır;
“Biz bu bölgede Gevdan Aşireti olarak biliniriz. Bizim yaşadığımız yer Faraşin bölgesi olarak bilinir. Ailemize ait 4 köy, 24 mezra vardır. 1995 yılında köylerimiz zorla boşaltıldıktan sonra evlerimiz eşyalarıyla birlikte yakıldı. Biz de Türkiye’nin çeşitli yerlerine dağıldık. Hakkari, Van, Şırnak, Cizre, Silopi, Bursa, Mersin, Bolu gibi kentlere dağıldık. Yaklaşık 2 ay önce Şırnak Valiliğine başvurarak köyümüze geri dönmek istediğimiz belirttim. Sayın Vali de köyümüze geri dönebileceğimiz herhangi bir engel olmadığını belirtti. Ben de ailenin diğer üyelerine haber verdim. Yaklaşık 30 aile 15.05.2003 günü eşyalarımızla birlikte Beytüşşebap’a geldik. Buradan köyümüze gitmek üzereyken Jandarma komutanı geldi ve köye gidemeyeceğimizi söyledi. Ben de Valinin izin verdiğini söyledim, ama yine de bırakmadılar. Tekrar Valinin yanına gittim O da bana “ben sana köye gidebilirsin demedim, neden kendi kafandan iş yapıyorsun” dedi. Daha sonra köylülerimiz Beytüşşebap’a gelmeye devam etti. Şırnak Kızılay Başkanı bize 40 çadır verdi, ama duyduğumuz kadarıyla bize çadır verdiği için Şırnak Valiliği O’nun hakkında soruşturma açmış. Şu anda 140 aile, 700 nüfus olarak bu çadırlarda yaşamaktayız. Burada kaldığımız süre zarfında hiçbir resmi yetkili bizi ziyaret etmedi. Yol kapalı olduğu ve açılamadığı için bizi köyümüze göndermiyorlar. Ama biz biliyoruz ki yolun sadece 5 km. lik kısmı kapalıdır ve iki günlük çalışmayla açılabilecek durumdadır. Ama bizim köyümüze geri dönmemizi engellemek için yolu açmıyorlar. Bize “sizin niyetinizin başkadır, siz o bölgede terör yaratmak istiyorsunuz, sizi yönlendirenler var” diyorlar.
Mehmet ASLAN:
25 gündür burada çadırlarda yaşıyoruz, hiç kimseden gıda veya başka bir yardım gelmedi. Ekonomik durumumuz çok kötüdür. Şu anda geldiğimiz yere geri dönecek paramız bile yoktur.
Kerem ASLAN:
25 gündür banyo yapamadık. Çocuklarımızın hepsi hastalandı. Birçoğu ishal, kaşıntı, bulantı ile karşı karşıyadır. Hasta olmayan çocuk kalmadı.
Cemil ASLAN:
Biz sadece köyümüze geri dönmek istiyoruz. Yolun açılmaması sadece bir bahane haline getiriliyor. Aslında bizim köyümüze geri dönmemizi istemeyen güçler vardır. Onların engeller çıkardığını biliyoruz.
Cevheri ASLAN:
1995 yılında köyümüz boşaltıldığında bizleri köy meydanına toplayıp evlerimizi ve eşyalarımızı ateşe verdiler. Büyük şehirlerde yıllarca perişan bir halde yaşamaya çalıştık. Şimdi topraklarımıza geri dönmek istiyoruz ama geri dönmememiz için bin bir zorluk çıkarılıyor. Benim 17 nüfusum var burada 3 aile bir çadırda kalıyoruz. Herkes üst üste yatmak zorunda kalıyor. Okullar tatil olunca çocuklarımız da gelecek ve o zaman nüfusumuz ikiye katlanacaktır.
Hüseyin ASLAN:
Burada çok sağlıksız, insanlık dışı koşullarda yaşıyoruz. Temizlik olanaklarımız yok, gıdamız yok, açık havada kaldığımız için birçok kişiyi yılan ve akrep soktu. İlaç alacak paramız da yok sağlık güvencemiz de yok. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Geri dönmemiz de imkânsızdır.
Ahmet BOR:
Biz artık köyümüze geri dönmek istiyoruz, şehre geri dönme olanağımız yoktur. Ya burada hepimiz öleceğiz ya da köyümüze geri döneceğiz. Yıllarca yaşadığımız sefaletten sonra artık köyümüzde rahat etmek istiyoruz.
TESPİTLER:
- Köylerine geri dönmek için Beytüşşebap’a gelen vatandaşlar, İlçe girişinde bulunan köy hizmetleri ilçe şefliğine ait boş bir arazide toplam 55 çadırlık bir yerleşim birimi oluşturmuş durumdadırlar.
- Çadır kentte 140 aile, 700 nüfus yaşamaktadır. Okulların tatil olmasıyla birlikte, büyük şehirde okula giden çocukların da geleceği ve böylece nüfusun 1500’e ulaşacağı tahmin edilmektedir. Her çadırda ortalama üç aile yaşamaktadır.
- Banyo ve tuvalet ihtiyacını gidermek için herhangi bir olanak mevcut değildir.
- Çocukların büyük bir kısmında kaşıntı, deride sivilceleşme ve ishal mevcuttur. Salgın hastalıklar baş göstermiştir.
- Üç aile çadır bulamadığı için açıkta kalmaktadır.
- Gıda maddeleri tükendiği için çadır kent sakinleri beslenme hatta açlık sorunuyla karşı karşıyadır.
- Beytüşşebap’ın 1 km. dışında oluşan çadır kent, bu güne kadar Kaymakam dahil hiçbir resmi yetkili tarafından ziyaret edilmemiştir.
- Kampta yaşayanlar 25 günlük süre zarfında herhangi bir şekilde doktor kontrolünden geçmemişlerdir.
- Köylülerde kendi kaderine terk edildikleri inanışıyla birlikte büyük bir umutsuzluk ve çaresizlik gözlenmiştir.
SONUÇ VE TALEP:
- Beytüşşebap’a bağlı Yeşilöz köylülerinin geri dönmek için resmi makamlar tarafından harekete geçirildikleri ancak daha sonra geri dönüş konusunda gerekli desteği görmedikleri tespit edilmiştir.
- Resmi makamlarda, mağdur vatandaşların kendiliğinden hareke geçtikleri ve bu nedenle kendi başlarının çaresine bakmaları gerektiği anlayışı hakimdir.
- İnsanlık dramının yaşandığı bir durumda, acil ve pratik çözümler uygulamak yerine, sorunun çözümü için ağır işleyen bürokratik yöntemler tercih edilmektedir.
- Çadır kentte yaşamak zorunda kalan 700 vatandaşımız, devlet tarafından bu güne kadar görmezden gelinmiştir. Son derece sağlıksız koşullarda yaşamak zorunda kalan bu vatandaşlar arasında kısa bir süre sonra çocuk ölümlerinin başlaması an meselesidir.
- Vatandaşların köylerine dönmeleri zor kullanılarak engellenmese bile, yardımcı olmamak suretiyle fiilen engellenmektedir. Devletin köye dönüş projeleri Beytüşşebap’ta işletilmemektedir.
- Çadır kentte yaşamak zorunda kalan vatandaşların derhal sağlık taramasından geçirilmeleri ve salgın hastalıkların önlemesi için tedbirlerin alınması gereklidir. Kızılay aracılığı ile bölgeye acil olarak gıda yardımı ulaştırılmalıdır.
- Köylerine geri dönmek isteyen vatandaşların bu yönlü taleplerinin karşılanması için ivedi olarak köy yolu açılmalıdır.
- Vatandaşların güvenlik içinde köylerine dönebilmeli için devlet desteği sunulmalı, maddi durumu iyi olmayan köylülere yardım yapılmalıdır.