Tüm insanların, insan onuruna sahip olmaklık bakımından eşitliği, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin 1. maddesinde yazılıdır.
İnsanlar tutuklu ya da hükümlü statüsünde de olabilirler.O durumda da onların insan onuruna uygun muamele görme hakları vardır.Tutuldukları koşullar ve görecekleri muamele insan onuruna aykırı olamaz.İnsan onuru, bir muamele beklentisini ortaya koyar.Bu muamele beklentisi, imgesine uygun, insan olma imgesine uygun bir beklentidir.
İnsanın tecrit edilmesi insan onuruna bir saldırıdır.Tecrit bir tür işkencedir.
Bazı insanları "yüksek güvenlik" önlemli diye nitelendirdiğiniz cezaevlerinde tutabilirsiniz. Nitelemeniz bizi ilgilendirmiyor. Bizi, insanları "yüksek güvenlikli cezaevlerinde" hangi koşullarda tuttuğunuz ilgilendirmektedir. Bu koşullar, hakların ve özgürlüklerin özünü zedeliyorsa, itiraz ediyoruz. Tecrit, en başta insanın sosyal varlık olması gerçeğinin reddidir.Reddediyoruz.
İnsanı anlama çabası, insani bir çabadır.
Tutuklu ve hükümlüler, aç kalmak suretiyle hak arama yoluna gidiyorlarsa, bu durumda yapılması gereken, aç kalarak hak arama hissiyatını ortadan kaldırmaktır.Aç kalarak hak arama hissiyatı, maddi yaşam koşullarıyla doğrudan bağlantılıdır. Aksi bir değerlendirme, eylemcinin tıp biliminin ilgi alanına giren bir sorunun bulunduğunu kabul etmek anlamına gelir.Nitekim, bin yılın açlığında tutuklu ve hükümlüler, koşullarına işaret ediyorlar ve bu koşullar biliniyor:Tecrit.
İnsanı anlama çabası insani bir çaba ise, o zaman bu çabanın gösterilmesi gerekir. İlk ve çözücü adım, tüm kamuoyunun birleştiği adımdır: Dialog.
Tecrit ve dialog.
Dialog varsa, tecrit söz konusu değildir. Tecrit varsa, dialog zaten yoktur.
Protesto ediyoruz egemen yönetme anlayışını.
Bin yılın açlığı üzerine söylenecek söz kalmadı.
İnsanları sayılarla ifade etmek istemiyoruz. Adları Ayşe'ydi, Ahmet'ti, Mehmet'ti. Ellerinden uçup gittiler, annelerinin… Toplumun elinden…
Türkiye toplumu bu ağır travmayı nasıl kaldıracak, bilemiyoruz.
Biz yine de o anahtar sözcüğü, herşeye rağmen, ısrarla telaffuz ediyoruz.
Dialog.
Hüsnü Öndül
Genel Başkan