2005 Yılında Siirt’te yapılan basın açıklamasından sonra kitleye müdahalede bulunulmuş, o gün itibari ile başta yaşam hakkı olmak üzere kişi güvenliği, düşünce ve ifade özgürlüğü, vs. özgürlükler çok ciddi bir şekilde ihlal edilmişti.
Basın açıklaması sonrası Eruh durağında bekleyen 1972/Siirt doğumlu 7 çocuk babası Abdullah Aydan uzman çavuş tarafından bilinçli ve bilerek açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi.
İlk günden itibaren hukuki, adil ve vicdani bir yargılama yapılmadı.
Yargıtay ceza kurulu, taş atan kalabalığa ateş açan güvenlik görevlisinin ateşi sonucu bir kişinin yaşamını yitirmesini “ BÖLGENİN ÖZELLİKLERİ” çerçevesinde hukuka uygun bularak, güvenlik görevlisi hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. Bizler biliyoruz ki bu karar ilk olmadığı gibi son değildir. Buda Türkiye yargısının hukukun üstünlüğü ilkesinden ne kadar uzak olduğunu gösteren hukuka aykırı örneklere eklenmiş oldu.
Anayasanın 15. ve 17 maddeleri yaşam hakkını güvence altına almıştır. Yine Anayasa’nın 90. maddesi ise temel hak ve özgürlüklerle ilgili onanmış uluslararası sözleşmelerin öncelikle uygulanması gerektiğini emretmektedir. Ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun son kararı ise yargısız infazlara adeta davetiye çıkarmaktadır. “BÖLGENİN ÖZELLİKLERİ” ibaresi de buna eklenince yaşam hakkının daha açık ve pervasızca ihlal edilebileceğini ortaya koymaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu ideolojik tutum takınarak Anayasa’yı ihlal etmeye devam etmektedir. Hükümet ve parlamento bu durumu seyretmektedir.
Son süreçte hükümetin “Kürt Açılımı”na dönük girişimleri, bölge insanlarında bir nebzede olsa umutların yeşermesine vesile olmuştu. Ancak, taş atığı iddiasıyla yüzlerce çocuğun tutuklanması ve cezalandırılması, yargısız infazların tekrardan başlaması, en son 13 yaşındaki Ceylan’ın “örgüt üyesi olduğu” bahanesiyle bombardımana tabi tutularak parçalanması, devam eden askeri operasyonlarla birlikte tezkerenin 1 yıl daha uzatılması vs. olumsuzluklar bizleri kaygılandırmaktadır.
“Kürt açılımı demek Kürt katliamı demek midir?” diye soruyoruz.
Biz Siirt’te barıştan ve demokrasiden yana kurumlar olarak; bölgede yaşanan hak ihlalleri karşısında bugüne kadar verdiğimiz mücadeleyi yükselterek vermeye devam edeceğimizi belirtiyor, Yargıtay Ceza Kurulu’nun Abdullah Aydan hakkında verdiği kararı kınıyor ve bundan sonra sorunun gündemde tutulması, faillerin tekrardan yargı karşısına çıkarılması ve cezalandırılması için her türlü mücadeleyi vereceğimizi belirtiyor,
BM’yi, uluslararası insan hakları örgütlerini, hükümeti ve Türkiye’de barıştan ve demokrasiden yana tüm kesimleri bu konuda duyarlı olmaya davet ediyor,
Ve soruyoruz;
“BÖLGENİN ÖZELLİKLERİNE “göre ölüm sırası hangimizde?
“BÖLGENİN ÖZELLİKLERİ” ibaresi, daha çok insanın öldürülmesi demek mi?
Saygılarımızla.
SİİRT DEMOKRASİ PLATFORMU BİLEŞENLERİ
İHD SİİRT ŞUBESİ
EĞİTİM-SEN SİİRT ŞUBESİ
TÜM BEL-SEN SİİRT ŞUBESİ
YAPI YOL-SEN İL TEMSİLCİLİĞİ
HABER SEN İL TEMSİLCİLİĞİ
DİSK/GENEL İŞ SİİRT ŞUBESİ
SİİRT MKM-DER
SİİRT TUHAD-DER
DTP SİİRT İL ÖRGÜTÜ
BARIŞ ve DEMOKRASİ PARTİSİ İL ÖRGÜTÜ
SİİRT BARIŞ MECLİSİ GİRİŞİMİ
SES SİİRT ŞUBESİ
BES SİİRT ŞUBESİ