“Bu Kente Yalnızlık Düşmesin” ÇHD’li Avukatların Açlık Grevine Ses Ver!

3 Şubat 2020 tarihi itibariyle Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Av. Selçuk Kozağaçlı’da dâhil olmak üzere; ÇHD üyeleri Av. Aycan Çiçek, Av. Aytaç Ünsal, Av. Barkın Timtik, Av. Ebru Timtik, Av. Engin Gökoğlu, Av. Ayşegül Çağatay ve Av. Oya Aslan açlık grevine başlamışlardır.

Bilindiği üzere ÇHD’li Avukatlar, hukuksuzca, Adil Yargılanma hakkının tüm usul ve ilkeleri hiçe sayılarak toplamda 159 yıl gibi ağır bir cezaya çarptırılmış, Türkiye’de hep eleştirdiğimiz yargılama süreçlerinin uzunluğunun aksine bu kez çok hızlı bir şekilde İstinaf Mahkemesince mahkumiyet hükümleri onanmış ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 2 hafta gibi kısa bir sürede Tebliğname hazırlanarak dosya ilgili Yargıtay Ceza Dairesine gönderilmiştir. Maddi somut denetlenebilir olmayan delillerle savunma makamının temsilcileri olan ÇHD’li Avukatlar, insan hakları literatüründe düşman ceza hukuku olarak tanımladığımız bir hukuki bakış açısı ve yaptırımı ile karşı karşıya kalmışlardır. ÇHD’li Avukatların, Gerek uluslararası sözleşmelerde ve anayasada gerekse Avukatlık kanununda güvence altına alınan mesleki faaliyetleri suç olarak tanımlanmıştır.

Demokratik bir hukuk sisteminin vazgeçilmez unsuru olan Avukatlar bugün özgür değillerdir. Avukatların özgür olmadığı hiçbir hukuk sistemi, adil ve demokratik bir hukuk sistemi olamaz. Avukatların Özgür olmaması, Anayasanın 2. Maddesinde belirtilen Hukuk Devleti olma ilkesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3. Maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkının ihlalidir.

27 Ağustos-7 Eylül 1990 tarihleri arasında Küba’nın başkenti Havana’da toplanan Suçların Önlenmesine ve Suçların Islahı Üzerine Birleşmiş Milletler Konferansı tarafından kabul edilen ve ‘Havana Kurulları’ olarak da bilinen ‘Avukatların İşlevlerine İlişkin Temel İlkeler’ çerçevesinde; ‘hukuka saygı ilkesi üzerine kurulmuş bir toplumda önemli bir role sahip olan avukatın görevi, yasanın çizdiği sınırlar içinde sadece vekalet görevini özenle yerine getirmekle sınırlı olmayıp, hem adalete, hem de hak ve özgürlüklerini savunmakla yükümlü olduğu yargılamaya tabi kişiler için vazgeçilmez değerdedir.’ Tespit ve tanımı yapılmıştır.

Avukatların İşlevlerine İlişkin Temel İlkeler’in 16/a-c maddesi hükmüne göre, hükümetler ve yargı mercileri, avukatların: ‘hiçbir baskı, engelleme, taciz veya yolsuz müdahaleyle karşılaşmadan her türlü mesleki faaliyeti yerine getirmelerini, kabul görmüş meslek ahlak kurallarına, görevlerine, standartlarına uygun faaliyette bulundukları için kovuşturma veya idari, ekonomik veya başka bir yaptırımla sıkıntı çekmemelerini ve tehditle karşılaşmamalarını sağlamakla yükümlüdürler.’ denilmektedir.

Avukatların mesleki faaliyetlerinin güvence altına alınması, Hukukun üstünlüğü ve savunma hakkının temelini oluşturmaktadır. Ancak; Türkiye’de bugün Avukatların salt mesleki faaliyetleri veya düşüncelerinden dolayı cezai kovuşturmalara maruz kaldığı, tutuklandıkları, haklarında ceza cihetlerine gidildiği açıktır. Türkiye Barolar Birliği, Avukatlık kanunun 110. Maddesine göre “Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak” ile görevli olmasına rağmen, bugün yaşanan bu hukuksuzluk tablosuna karşı sessizliğini korumakta hatta mevcut hukuksuz uygulamaları destekler nitelikte beyanatlarda bulunmaktadır. Avukatları koruyan bir hukuk sistemi olmadığı gibi Avukatları ve hukukun üstünlüğünü savunan bir Barolar Birliği’de maalesef yoktur.

Geçmişten bugüne devam eden ve bugün tamamen yaratılmış olan hukuk dışılığa karşı, Çağdaş Hukukçular Derneği Avukatları 1974 yılından beri, Yargının kurucu unsurlarından biri olan SAVUNMA’yı bertaraf etmek isteyen anlayış ve devlet aklına karşı mağdurdan, ezilenden, adalet ve özgürlük mücadelesinden yana güçlü ve etkin bir duruş sergilemişlerdir.

Bugün ise; Türkiye’de devam eden otoriter, baskıcı ve belirsiz öngörülemez sisteme karşı ÇHD’li Avukatlar; Grup Yorum üyelerinin 200 günü aşkın devam ettikleri açlık grevine destek, temel hak ve özgürlükler, savunma hakkı, adalet, emek sömürüsüne karşı, doğanın tahrip edilmesine karşı ve hukukun üstünlüğü temel gerekçeleri ile açlık grevine girmişlerdir. Açlık grevinde bulunan ÇHD’li avukatların talep ettikleri temel evrensel insan hakları değerleri, demokratik ve özgür bir toplumun inşası için tartışma konusu dahi yapılamayacak değerler ve taleplerdir. Bu değerlerin savunmanlığını yapan ÇHD’li avukatların tutuklu bulunması ve haklarında ceza cihetine gidilmesi kabul edilemez.

İnsan Hakları Savunucuları ve İHD’li avukatlar olarak; 200 günü aşkın açlık grevinde olan Grup yorum üyeleri ve 03.02.2020 tarihinden beri açlık grevinde olan ÇHD’li avukatlara karşı uygulanan bu hukuksuzluğa son verilerek derhal serbest bırakılmalarını istiyor, açlık grevleri nedeniyle herhangi acı bir durumun yaşamanı istemiyoruz. ÇHD’li Avukatların, açlık grevini başlatmalarının gerekçeleri olarak ileri sürdükleri gerekçeler aynı zamanda temel insan hakları değerleri ve hukukun üstünlüğü ilkesinin gereklikleri olup,  başta Adalet Bakanlığı olmak üzere, ulusal ve uluslararası demokratik kamuoyunu yaşanan bu sürece karşı duyarlı olmaya, AÇLIK GREVİNE SES VERMEYE çağırıyoruz.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ