ÇATIŞMASIZLIK SÜRECİ HAKKINDA

ÇATIŞMASIZLIK SÜRECİ HAKKINDA

KCK’nin tek taraflı olarak uzattığı çatışmasızlık sürecinin Mart ayında yeniden değerlendirileceği kamuoyuna açıklanmıştır.

İHD’nin, bu süreçle ilgili olarak görüş ve önerileri şunlardır:

İnsan hakları savunucuları açısından yaşam hakkı kutsaldır. Çatışmasızlık süreçlerinde yaşam hakkı ihlalleri en aza indiğinden ötürü bu sürecin uzatılması ve çift taraflı olarak kalıcı hale getirilmesi en önemli beklentimizdir.

Kürt Sorununda demokratik açılım sürecinin tıkandığı ve hükümetin sürecin sorumluluğuna uygun davranmadığı görülmektedir. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümü için öncelikle ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması gerekirdi. Oysa, ifade özgürlüğü önündeki engeller öylesi büyük ki, Kürt siyasetçi, aktivist ve belediye başkanları hiçbir şiddet eylemine karışmadığı halde sadece düşüncelerinden ve siyasal faaliyetlerinden ötürü tutuklu yargılanmakta ve bu sayı giderek artmaktadır. Siyasal iktidar bu tutumu ile Kürt Sorununda, Kürtleri etnik olarak tanıdığını, ancak Kürt siyasal hareketini tasfiye etme(ötekileştirme) politikası izlediğini göstermiştir.

Kürt sorunun demokratik zeminde siyaset yapılarak çözülebilmesi için örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması gerekir. 12 Haziran seçimlerine gidildiği bu süreçte, seçim barajının kaldırılmaması, gurubu olduğu halde sadece BDP’nin hazine yardımından mahrum tutulması, siyasi partiler ve seçim kanunlarındaki anti demokratik hükümlerin kaldırılmaması örgütlenme özgürlüğü açısından da durumun iyileştirilmediğini göstermektedir.

Çatışmasızlık süreci devam etmelidir. .

Siyasal iktidar sürece faydacı yaklaşmamalı, sorumluluk alarak adımlar atmalıdır. Öncelikle askeri operasyonlar yapılmamalıdır. Siyasal iktidar, TBMM başkanlığına sunulan Hakikat Komisyonu kurulması ile ilgili yasa tekliflerini TBMM gündemine almalı ve BM standartlarına uygun gerçek bir Hakikat Komisyonu kurmalıdır. Kürt sorununun en önemli sonuçlarından olan toplu mezarlar gerçeği ile yüzleşmeli, bu mezarların BM kurallarına göre açılmasını sağlamalı, merkezi bir DNA bankası kurmalıdır. Cezaevlerinde halen ağır hasta olan ve salıverilmediği takdirde ölebilecek olan mahpusların salıverilmesini sağlamalıdır. İmralı Cezaevi kapatılmalı, Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit uygulamaları kaldırılmalıdır.

Siyasal iktidar silahlı çatışmaların sona erdirilmesi ve çatışmasızlık sürecinin kalıcı hale gelmesini sağlamak yerine bizce çok tehlikeli olan “Sözleşmeli er ve rebaş” yasa tasarısı hazırlamıştır. Bu tasarıda ordunun tüm er ve erbaş kadrolarına sözleşmeli er ve erbaş alımı sağlanarak, paralı askerlik getirilmekte, militarist politikalar için adeta lejyonlar oluşturulmak istenmektedir. Bu politika JİTEM gibi infaz timlerinin oluşmasına zemin hazırlama tehlikesi içermektedir. Siyasal iktidar Geçici Köy Koruculuğuna ilaveten paralı askerliği de devreye koyarak Bölgede adeta yeni bir askeri durum yaratmak istemektedir. Bu durum neredeyse çatışmalara davetiye çıkarmaktadır. Tasarı ile Kürt sorununda silahlı çözüm mantığı esas alınmıştır. Siyasal iktidar bu tutumundan vazgeçmeli, bu tasarıyı derhal geri çekmelidir.

İnsan hakları savunucuları olarak siyasal iktidara bir uyarıda bulunmak istiyoruz. Türkiye, Kürt Sorunundan kaynaklı olarak yaşanan silahlı çatışmalara insancıl hukuk ilkelerini uygulamayarak, insanlığa karşı suçların işlenmesine sebep olmuştur. Yargısız infazlar, faili meçhul cinayetler, kayıplar, zorla köy boşaltmalar gibi ağır insan hakları ihlalleri örnek verilebilir. Hiç istemediğimiz halde, olası bir silahlı çatışmanın tekrardan yaşanması halinde insancıl hukukun en önemli dayanaklarından olan Cenevre Sözleşmeleri ve Eki Protokollerinin uygulanması gerektiğini belirtmek isteriz.

İHD, halen İmralı Cezaevinde Abdullah Öcalan’la devlet bürokrasisi arasında devam eden görüşmelerin müzakere niteliğinde yürütülmesini, siyasal iktidarın sorumluluk alarak siyasi muhatabı olan Demokratik toplum Kongresi ya da Barış ve Demokrasi Partisi ile yapıcı ve sonuç alıcı görüşmeler yapmasını ve Kürt Sorununda şiddetin devre dışı bırakılması için çatışmasızlığın taraflarca kalıcı hale getirilmesini talep etmektedir.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın