28 Eylül 2009 günü saat 11.30 diyarbakır ili Lice ilçesi şenlik köyü Xambaz mezrasında evinin 200 metre ötesinde koyunları otlatırken 12 yaşındaki Ceylan ÖNKOL kendisine ateş edilmesi sonucunda yaşamını yitirmiştir. Oluşturulan İnsan Hakları Heyeti olayın gerçekleştği köye giderek herkesin beyanlarını almış, rapor tanzim etmiştir. Ceylan’ın annesi, babası, ağabeyi ve tüm görgü tanıkları Tabantepe karakolu tarafından önce bir uğultu sesinin geldiğini sonrada bir patlama duyduklarını ifade etmektedirler. Bu ifade bile bomba atarın o an da atıldığına delalettir. Aile silahların menşeini bilmediğinden havan demiştir. Menşeinin farklı olması faillerini değiştirmemektedir. Failler bu çok özel silahı elinde bulunduranlardır.
Birleşmiş Milletler “Çocuk Hakları Bildirgesi” Türkiye’de 1994’de resmi gazetede yayınlanıp yürürlüğe girmiştir. Çocuk hakları Sözleşmesi Madde 6 1. Taraf Devletler, her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler. 2. Taraf Devletler, çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler. Demektedir. Devletin çocukları koruması ve kollaması gerekirken, artan çocuk ölüm vakaları karşısında failleri koruyan kollayan açıklamaları doğrusu biz insan hakları savunucularını tadergin etmektedir.
Kriminal raporda bomba atarın daha önce atıldığı ifade edilmektedir. Bu failleri aklamaz, değiştirmez. Bu güne kadar failler hakkında en ufak bir soruşturma yapıldı mı? Daha önce atılmış olması soruşturma açılmasını ortadan kaldırıyor mu? Patlamadan önce duyulan uğultu neydi, neden herkes tarafından duyuldu ? Bu bomba atar yerde kurcalanırken patlamadan önce ses çıkarıyor mu? Tanıkların beyanına göre ateşlendikten sonra uğultulu ses çıkarıyor mu? İHD Yönetim kurulu üyeleri ve ailenin avukatları olan Av. M.Serdar ÇELEBİ ve Av. Keziban YILMAZ’a Lice’de savcılık tarafından verilmeyen kriminal rapor nasıl oldu da tüm basına el altından ulaştı ? Bu soruların cevaplarını merak ediyoruz ?
Bölgemizde daha önce çocukların yerde buldukları PAM (patmamamış savaş artığı parçacıklar ile mühimmatı) benzeri parçaları kurcalarken veya bir taş ile vururken gerçekleşen olaylara baktığımız, çocukların elinin koptuğunu, tüm vucudünün yaralandığını tespitini yaptık.
Sonuç olarak ; Bu olayın Ceylan’ın elindeki dara ile bombaatara vurması sonucu gerçekleşmediği kanaatindeyiz. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü kriminal biriminin raporunun objektif olmadığını ve dosya Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına geldiğinde rapora İHD ve ailenin avukatları olarak itiraz edeceğiz. Dosyada bulunan parçalara bakılarak bombanın daha önce atılıp atılmadığının tespitinin mümkün olup olmadığının araştırılmasını isteyeceğiz.
Çocukların ölmediği, şeker de yiyebildiği bir dünya özlemiyle….
Avukat Muharrem ERBEY
İnsan Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı