CEZA KANUNU CAN YAKIYOR!

Ceza kanununun anti demokratik hükümleri değiştirilmelidir.

Sayın konuklar ve değerli basın emekçileri,

Daha önce yürürlükteki ceza kanununa göre daha özgürlükçü, insan haklarına daha önem verdiği söylenen yeni ceza kanunu yürürlüğe girdiği 2005 yılından bu yana toplumsal muhalefet üzerinde baskı aracı olmaya, hak ve özgürlükleri kullanmak isteyen insanlara ceza yağdırmaya devam etmektedir.

 Özel yetkili mahkemelerin görev alanına giren suçlar bakımından yeni ceza kanunundaki birçok hüküm özgürlükleri kısıtlayıcı, her türlü toplumsal muhalefeti baskı altına alma niyetiyle eski ceza kanununu aratır hale gelmiştir.   Bu hükümlerden biri yeni ceza kanunun 220/6 maddesidir. Bu madde herkesi nerdeyse örgüt üyesi yapacak bir tehlike içermektedir. Bu madde örgüt üyesi olmasa bile örgüt adına suç işleyeni örgüt üyesi gibi cezalandırmasını hükme bağlamaktadır. İlk bakışta okunduğunda sorun yok gibi görünmekle beraber bu maddenin yargı tarafından yapılan dar ve ideolojik yorumları ile en basitinden bir basın açıklamasına katılmak, yasal düzenlenen bir toplantıda konuşmak, birilerinin hoşuna gitmeyen bir slogan atmak örgüt üyesi olmak için yeterli nedenler sayılmaktadır.

İlimizde sadece basın açıklamasına katıldıkları için 31 kişiye bu madde uygulanarak bir kısmına 6 yıl üç ay bir kısmına ise 7 yıl 6 aya kadar varan cezalar verildi. Bu cezalar kararda da görüleceği üzere sadece bir basın açıklamasına katılmaktan ibarettir. Bu cezaları alan ve şuan bir kısmı yanımda bulunan bu insanlar kimseye karşı zor veya şiddet uygulamadılar. Şiddeti teşvik eden bir eylem içinde olmadılar. Her hangi bir terör eyleminin içinde olmadılar Belki katıldıkları basın açıklamasının heyecanı ile attıkları 1–2 slogan karşılığında 6–7 yıl arasında değişen hapis cezaları aldılar.

Böylesine bir madde ve uygulama demokrasi iddiası taşıyan bir ülkede olamaz. Bu madde ve uygulaması evrensel insan hakları hukukunun hiçbir kuralı ile bağdaşmamaktadır. Bu madde ile düşünceyi ifade edecek her türlü toplumsal muhalefeti susturma, onu yasadışı ilan etme ve baskı altına alma hedeflenmektedir. Bu madde hukukun yegâne amacı olan adaleti sağlama amacından çok uzak,  vicdanları incitecek uygulamalara neden olmaktadır.

Bu nedenle demokratikleşme iddiasında olan iktidarın adalet ve vicdan duygularımızı yaralayan, toplumsal muhalefeti baskı altına almaya dönük bu maddeyi ve buna benzeyen diğer maddeleri en kısa sürede düzelterek, şiddeti teşvik etmeyen, şiddet içermeyen her türlü eylemin ve düşüncenin serbestçe ifade edilebileceği bir ortamı sağlaması demokratikleşmeye dönük iddiasındaki samimiyetinin bir göstergesi olacaktır. 12 Eylül ve onun hukuku ile hesaplaşma söylemlerini her fırsata dile getirenlerin 12 Eylül hukukunu aratmayan bu anti demokratik maddeleri düzeltmesi veya kaldırması şiddet içermeyen tüm eylem ve düşünce açıklamalarını suç olmaktan çıkartması ülkemizin imzaladığı evrensel hukuk belgeleri ve sözleşmelerinin bir gereğidir.

Osman Süzen
İHD Adıyaman Şube Başkanı

Bir cevap yazın