ÇOCUK CEZAEVLERİ KAPATILSIN!

Bizler, insan hakları ve çocuk hakları alanlarında çalışan ve aşağıda imzası bulunan bugün itibariyle sayısı 14’e ulaşan sivil toplum kuruluşları olarak çocuk cezaevlerinin kapatılması için, kampanya başlatmak üzere bir araya geldik. Bu nedenle,  Türkiye’de çocuk cezaevlerinde yaşanan ve kamuoyuna mal olan kabul edilemez ihlaller ve çocuk adalet sisteminin geldiği nokta itibarıyla bu deklarasyonu yayımlayarak, Türkiye’nin kamuoyunu ve hükümeti uyarıyoruz.

Yakın tarihte başta Pozantı, Şakran, Kürkçüler, Antalya ve en son olarak Sincan Çocuk Ceza İnfaz Kurumları’nda kalan çocukların işkence, kötü muamele ve diğer onur kırıcı muamelelere maruz kalmalarını insanlık adına utançla ve büyük bir kaygıyla takip ediyor, yaşanan sorunların ve çocukların maruz kaldığı tüm hak ihlallerinin ancak çocuk cezaevleri kapatılarak sona ereceğine inanıyoruz. Asıl olarak ise, çocuk yargılamasında tutukluluğun “Erken İnfaz” olarak uygulanıyor olması sebebiyle, 18 yaş altı çocuk tutukluluğuna artık son verilmesini talep ediyoruz.

Türkiye’nin de taraf olduğu başta Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, uluslararası sözleşmeler ve 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu uyarınca;

    · 18 yaşına kadar her bireyin “çocuk” kabul edilmesinin yasal bir zorunluluk olduğunun;

    · Hiçbir ayrım gözetmeden her çocuğun yaşaması, gelişmesi, yaşama katılımının sağlanması ve tüm düzenlemelerde çocuğun yüksek yararının gözetilmesi gerektiğinin;

     · Çocuk adalet sistemi içinde yer alan her çocuğa yaşına özgü muamelelerde bulunulmasının ve çocuk adalet sistemi içinde yer alan çocuklarla ilgili verilecek kararlarda çocuğun özgürlüğünün kısıtlanmasına son çare olarak başvurulması gerektiğinin;

   · Adalet sistemine -her ne sebeple olursa olsun- giren çocuğun toplumdan izole edilerek cezalandırılmasının değil, eğitici ve onarıcı bir yaklaşım sergilenerek toplum içinde toplumla bütünleşmesinin sağlanmasının yasal bir zorunluluk olduğunun;

      · Başta cezaevleri olmak üzere tüm kapalı kurumların şiddet oluşmasına ortam yarattığının ve kapalı kurum yapısının çocuk adalet sisteminin felsefe ve yaklaşımına aykırılık taşıdığının;

    · Çocukların yaşadıkları hak ihlallerinin gerek çocukların yaşamında gerekse toplumda kalıcı ve telafisi çok zor izler bıraktığının göz önünde bulundurulması büyük önem taşımaktadır.

 Bütün bu ilkeler birlikte değerlendirildiğinde uluslararası sözleşmeler ışığında çocukların özgürlüklerinin kısıtlanması “en son” çaredir. Alternatif tedbir ve yöntemlerle suça yönelen çocukların toplumla bütünleşmesi hem çocuklar hem toplum için yaşamsal bir öneme sahiptir. Bu nedenle;

 TÜRKİYE’DEKİ ÇOCUK CEZAEVLERİNİN KAPATILMASINI TALEP EDİYORUZ!

 Bu talepte bulunan sivil toplum kuruluşları olarak, talebimizin bir an önce hayata geçmesi için aşağıda imzası bulunan 14 sivil toplum örgütü olarak çizeceğimiz yol haritasında, bizimle birlikte çalışacak tüm kurum, kuruluş ve şahıslara açık çağrıda bulunuyoruz. Tekrar vurgulamak isteriz ki; bu kapsamda yapılacak her türlü çalışmada, -bize düşen her ne ise- yapmaya hazırız. Ancak yaşanan ihlallerin bir an önce sona erdirilmesi için, acil olarak;

   · Cezaevindeki çocukların nasıl ve hangi koşullarda tutulduğunun tespiti için,  tüm infaz kurumlarının, Avrupa İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi (CPT) standartlarına uygun bir şekilde sivil ve bağımsız inceleme ve denetime açılmasını;

   · Çocukların cezaevlerinde karşılaşmış oldukları hak ihlallerinin önlenmesini, tespitini, tekrarlanmamasını;

   ·Bugüne kadar yaşanmış olan hak ihlalleri sorumlularının cezasız kalmaması için etkin yargı mekanizmalarının harekete geçirilmesini;

    ·Tüm bu nedenlerle çocuk yargılamasında tutuklamaya son verilmesini, Adalet Bakanlığının 2013 yılında 5 adet olan çocuk cezaevlerinin sayısını 15’e çıkaracağını ve yapılacak cezaevlerinin f tipi ve tek kişilik hücrelerden oluşacağı da bildirildiğinden öncelikle bu yeni cezaevlerinin yapımlarından vazgeçilmesini ve sonuçta  tüm çocuk cezaevlerinin kapatılmasını

 

       T A L E P  E D İ Y O R U Z!

 

 Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişimi (22.01.2014 itibariyle imzacı STK’lar…)

 

İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Çağdaş Hukukçular Derneği, Gündem Çocuk Derneği, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED), Özgürlüğünden Yoksun Gençlerle Dayanışma Derneği (ÖZGEDER), İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUD), Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı, İştar Kadın Merkezi, Uluslararası Çocuk Merkezi, Çocuklar İçin Adalet Takipçileri

ÇOCUK CEZAEVLERİ KAPATILSIN GİRİŞİMİ

EYLEM PLANI

Bu deklarasyon çerçevesinde, Türkiye genelinde yürüteceğimiz kampanya boyunca, kamuoyunun sağlıklı olarak bilgilendirilmesi ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri konusunda kamuoyunda duyarlılık oluşturulması amacıyla bir dizi etkinlik yapmayı planlıyoruz.

1. Çocuk cezaevlerinin kapatılması için ülke genelinde imza kampanyası düzenlenmesi ve kamuoyunu bilgilendirme amaçlı masaların kurulması.

2. Çocuk cezaevlerinin, deklarasyonumuzdaki talebimiz doğrultusunda, inceleme ve denetime açılması için cezaevleri önünde eş zamanlı olarak, basın açıklamaları yapılması.

3. Çocuk cezaevlerinde yaşanılan hak ihlallerinin izlenmesi ve raporlanması.

4. Çocuk cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin sorumluları yönünden “cezasızlık”la mücadele için kamu denetçiliği kurumu ve diğer kurum ve kuruluşlara başvuru bulunulması,

5. Çocuk cezaevlerinde yaşanan ihlallerle ilgili olarak çalıştay, seminer, film gösterimleri, eğitim toplantıları ve eğitici broşürler hazırlanması,

6. Kamuoyunda duyarlılık yaratabilmek için, sosyal medya kullanımı, canlı tanıklıklar aracılığıyla görsel arşiv oluşturulması çalışmaları yapılacaktır.

Bu etkinliklerle ilgili kamuoyu ve basını ayrıca bilgilendireceğiz.

Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişimi (22.01.2014 itibariyle imzacı STK’lar…)
İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Çağdaş Hukukçular Derneği, Gündem Çocuk Derneği, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED), Özgürlüğünden Yoksun Gençlerle Dayanışma Derneği (ÖZGEDER), İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUD), Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı, İştar Kadın Merkezi, Uluslararası Çocuk Merkezi, Çocuklar İçin Adalet Takipçileri

 

 

Bilgi Notu: 1                                                                                                                                                              15 Ocak 2014

 

“İnsanlık çocuklara en iyisini sunmayı borçludur”

 

Cenevre Beyannamesi, 1924

 

Çocuk Cezaevlerinde Yaşanan

 

İşkence, Kötü Muamele ve Onur Kırıcı Durumlar Hakkında

 

Genel Bilgiler

 

2011 yılında Adana Pozantı Çocuk Cezaevinde kalan çocuklara yönelik cinsel şiddet, işkence ve kötü muamele iddiaları ile birlikte “Çocuk Adalet Sistemi” ciddi anlamdan tekrar tartışılmaya başlandı. İddiaların kamuoyunda gündem oluşturmasıyla çocuklar apar topar Ankara Sincan F tipi cezaevi içinde bulunan “Çocuk ve Gençlik Cezaevine” nakledildi. 2012 yılı yaz aylarında, yine Sincan’da ve aynı çocuklara yönelik baskı ve işkencenin devam ettiği tespit edildi. Ankara Barosu, Sincan’daki “yumuşak oda ve benzeri işkence ve kötü muameleler” sebebiyle suç duyurusunda bulundu.

Pozantı cezaevinde yaşanan olaylar hakkında etkili adli ve idari soruşturma yapılmamış, Adalet Bakanlığı sadece ilgili cezaevini kapatmış, sorumlular hakkında kamuoyunu tatmin edecek tedbirler almamıştır.  Çocukların yaşadıkları hak ihlalleri, Türkiye’nin imzaladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşme ve ek protokolleri ile Birleşmiş Milletler İşkenceyle Mücadele Sözleşmesi’nin de açıkça ihlal edildiğini göstermiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin gereği etkili soruşturma yükümlülüğü de yerine getirilmemiştir.

2013 yılında İzmir Şakran ve Antalya Çocuk Cezaevi’nde çocuklara yönelik istismar, kötü muamele ve ağır işkence iddiaları basına ve kamuoyuna yansıdı. İlgili kurumlarda çocuklara işkence, kötü muamele ve onur kırıcı muamele yapıldığı ve özellikle Antalya Çocuk Cezaevi’nde cinsel şiddet yaşandığı iddiaları gündeme geldi. Konuyla ilgilibaşta Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Çakıl Derneği, Gündem Çocuk Derneği ve bazı milletvekillerininyaptıkları görüşmeler ve araştırmalar sonucu bu şikâyetlerin doğrulu tespit edildi.

Çocuk cezaevlerinde işkence ve kötü muamele ilk değil!

 Çocuk cezaevlerinde yaşanan ihlaller konusunda 2006 yılında Terörle Mücadele Kanunu’nda yapılan ve çocukların TMK kapsamında yargılanmasının yolunu açan değişikliğin, çocuğa özgü adaletin inşasında bir kırılma noktası olduğuaçıkça görülmektedir.2006 -2010 yılları arasında TMK kapsamında özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yargılanan yaklaşık 6.000 civarındaki çocuk, TMK kapsamındaki suçlardan gözaltına alınıp tutuklanmış, şiddet, kötü muamele, her türlü psikolojik ve cinsel istismar gibi çok ciddi hak ihlallerinin mağduru olmuşlardır. 2010 yılında kanun değişikliği ile çocuk yargılamaları özel yetkili mahkemeler yerine Çocuk Ağır Ceza Mahkemelerinde yapılmaya başlamış olsa da bu çocukları tutuklu yargılama alışkanlığını değişmemiştir. Kaldı ki, mükerrer fiiller bakımından TMK uygulanmaya devam etmektedir.

 

Sorunun Temel Kaynakları

 

Çocukların cezaevlerinde yaşadığı hak ihlallerini tek tek saymak yerine, öncelikle belirtmek gerekir ki; tüm bu yaşananların en temel sebebi Türkiye’de çocuk yargılamasının ve çocuk ceza infaz sisteminin evrensel kriterlere uygun olmamasıdır. Yine yaşananların ilk en önemli nedenlerinde biri de tutuklamaya sıkça başvurularak, çocuk yargılamasında tutuklamanın bir tür “erken infaz” olarak uygulanıyor olmasıdır.  Adalet Bakanlığı verilerine göre Türkiye’deki infaz kurumlarında12-17 yaş arasında 1.879 çocuk bulunmaktadır. Bunların 1.456’sı tutuklu, 423’ü hükümlüdür.   cezaevlerinde 1.763 çocuk mahpus olup, bunların 1.343’ü tutukludur (Bkz Tablo 1)[2].

 

Tablo 1. Ceza infaz Kurumlarında Bulunan Çocuklar

 

Yaş Gruplarına Göre Dağılım

Tutuklu

Hükümlü

Genel Toplam

E

K

T

E

K

T

K

E

T

12 ve 17 Yaş Arası (Çocuk)

1.416

40

1.456

413

10

423

1.829

50

1.879

 

Verilere göre tutuklu yargılama oranının yüksek olduğu ortadadır. Çocuklar için düzenlenen cezaevlerinin mevcut sayısının (5 cezaevi), 2016 yılı sonuna kadar 15’e çıkarılacağı Adalet Bakanlığı’nın 2013 yılında yapmış olduğu açıklamalar arasındadır. 2012-2017 mali yatırım programında 10 yeni çocuk cezaevi yapımına dairaçıklama yapan Adalet Bakanı; İstanbul Ümraniye Çocuk Eğitimevi 2013 Aralık, yeni İzmir Çocuk Eğitimevi 2014 Temmuz, Elazığ Çocuk Eğitimevi 2017 yılında, Erzurum Çocuk Eğitimevi 2014 Kasım, Diyarbakır Kapalı Çocuk Cezaevi 2014 Aralık, Hatay Çocuk Kapalı Cezaevi 2014 Aralık, Tarsus Çocuk Kapalı Cezaevi 2014 Aralık, Kayseri Çocuk Kapalı Cezaevi 2015 Ocak, Konya Çocuk Kapalı Cezaevi 2015 Kasım, Çorlu Çocuk Kapalı Cezaevi ise 2016 yılında faaliyete geçeceğini belirtmiştir.[3]

 

Cezaevlerinin sayısını üç kat arttırmaya yönelik bu çalışmaların, adalet sistemine giren çocukların özgürlüklerinin kısıtlanması yönteminin daha yoğun kullanılacağını düşündürtmektedir. Ayrıca söz konusu yeni cezaevlerinin çocukları tamamen tecrit eden F tipi hücreler şeklinde yapılandırılması, çocuğa özgü adaletin temel felsefesi açısından endişe vericidir.

 

Çocuk yargılamasında ve çocuk adalet sisteminde ulusal ve uluslararası tüm çocuk hakları metinlerinde yer bulan en temel ilke; yargılamada çocukların tutuklanmasının istisnai bir uygulama olması gereğidir!.. Çocuğun kişisel güvenliği gerektirmedikçe tutuklanmasına karar verilmemeli, psikososyal gelişimine engel olmayacak tedbirlere başvurulmalıdır.

 

Çocuk cezaevlerinde yaşanan kötü muamele, işkence ve onur kırıcı durumların en önemli sebebi özgürlüğün kısıtlanmasıdır. Yargılama aşamasında “masumiyet karinesi altında olan”yani henüz yapmış olduğu eylemle ilgili haklarında herhangi bir karara hükmedilmemiş olan çocuklar “ağır koşullarda” kapalı tutulmaktadır. Anlaşılmaz olan bir başka konu ise; tutuklu çocukların, hakkında cezaya hüküm verilen çocuklardan bile daha izole ve zor koşullar altında kalmak durumunda olmalarıdır. Ayrıca hakkında cezaya hükmedilen çocukların toplumla bütünleşmelerine yönelik oluşturulan “eğitimevleri”nin yıllarca şehir içinde; çocuğun okuluna, çalışma mekanına ve daha birçok sosyalleşme ortamına yakınlığı gözetilmişken, son yıllarda tüm eğitimevlerinin tutukevi ve cezaevlerinin bulunduğu kampüslere taşınmıştır. İzolasyona yönelik bu tür yaklaşımlar çocuğa özgü adalet sisteminde kabul edilemez durumlardan biridir. Dolayısıyla çocuk cezaevlerinin yanı sıra cezaevleri içinde yer alan “eğitim evleri” derhal kapatılmalı, çocuğun anlamlı ve etkin sosyalleşme ortamı bulacağı merkezlere taşınarak yeniden yapılandırılmalıdır.

 

2012 yılında Türkiye’yi ziyaret eden Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin özelikle çocuklar açısında cezaevlerinde yaptıkları incelemeler ve İHD-TİHV ile yaptıkları görüşmeler sonucu oluşturdukları rapora rağmen, benzer iddiaların tekrardan yaşanmaya başlaması nedeniyle; Adalet Bakanlığının cezaevlerindeki idareci kadroları tümüyle değiştirmesi gerektiğini ve tutuklama konusundaki sorunları gidermek için CMK’da radikal tedbirler alarak, uygulamada kötü örnek oluşturan Hakimlere gerekli yaptırımları uygulaması gerektiğini belirtmek isteriz.

 

Özgürlüğün kısıtlanmasının son çare olması için;

 

Çocuğa özgü adalet sistemi içerisinde çocuğa yönelik uygulanan yaptırımların eğitici, onarıcı, telafi edici ve toplumsal barışı ve dayanışmayı sağlayıcı özelliklerinin olması göz önünde tutulmalıdır. Çocuklar için diversiyon (adalet sistemine sokmadan yönlendirme), uzlaşma- arabuluculuk, uyarı, ikaz,tazmin ve telafi yolları (sosyal alıştırma kursları, sosyal çalışma yükümlülüğü vb.), etkin ve işlevsel gözetim ve rehberlik, vaka yönetimi, etkin psiko sosyal destek ve tedbirlervb. gibi farklı ülkelerde uygulanan yöntemlerin biran önce yasal ve örgütsel alt yapısı oluşturulmalıdır.Bu yöntemlerin özgürlüğün kısıtlanması seçeneğinin hemen ve ilk değil “gerçekten son çare” olarak kullanılmasını sağlayan, farklı ülkelerde uygulanan, denenmiş ve başarıya ulaşan yöntemler olduğu göz önünde tutulmalıdır.

 

Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşme ve ilgili diğer insan hakları belgeleri doğrultusunda;

 

  1. 18 yaşına kadar herkes çocuktur! Bir çocuğun –nerede ve hangi nedenle olursa olsun- “çocuk olduğu” unutulmamalıdır.
  2. Çocuğun yaşama, gelişme, korunma ve katılım hakları güvence altına alınmalıdır.
  3. Her an çocuğun öncelikli ve yüksek yararı, esenliği gözetilmelidir.
  4. Çocuk adalet sistemi içerisine giren bir çocuk için insan haklarına dayalı, adil, etkili ve süratli bir yargılama süreci yapılandırılmalıdır.
  5. Soruşturma ve kovuşturma sürecinde çocuğun durumuna uygun özel ihtimam gösterilmelidir.
  6. Çocuk için çocuğun, ailesinin, sivil toplum örgütlerinin, üniversitelerin, medyanın, yerel yönetimlerin ve kamu kurumlarının işbirliği içinde çalışmaları sağlanmalıdır.
  7. Çocuklar hakkında özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirler ile hapis cezasına en son çare olarak başvurulmalıdır.

 

Cezaevlerinde İşkence, Kötü Muamele ve Onur Kırıcı Yaşantıları Olan

 

Çocukların Mağduriyetinin Giderilmesi için:

 

  1. Hak ihlali ve işkenceye kötü muameleye tabi tutulan tüm mağdur çocukların çocuğa özgü adaletin gereklilikleri doğrultusunda derhal tahliye edilmeli yargılamaları tutuksuz yapılmalıdır.
  2. Çocuğa yönelik her türlü kötü muamele, ihmal ve istismar suçtur. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşme’ye göre Devlet, çocukları üçüncü kişilerin ihmal ve istismarından koruma yükümlülüğünü yerine getirmelidir
  3. Pozantı, Şakran, Antalya ve Sincan Cezaevlerinde yaşanan olaylarda sorumluluğu olanlarla ilgili derhal adli ve idari soruşturma başlatılmalı, sorumlular hızla tespit edilmeli ve cezalandırılmalıdır.
  4. Bir an önce çocuğa özgü adalet sisteminin standartlarına uygun, çocuğa özgü bir adalet sistemi oluşturulmalıdır.
  5. Mağduriyet yaşayan ya da tanık olan bütün çocuklara psikolojik destek sağlanmalıdır.
  6. Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşmenin Ek İhtiyari Protokolü (OPCAT) uyarınca oluşturulması zorunlu olan Ulusal Önleme Mekanizması bir an önce oluşturulmalı ve yapılacak ziyaretlerde çocuk kapalı ve açık ceza infaz kurumları bağımsız kuruşların incelemesine açılmalıdır.

 

7.      Cezaevlerinde çocuklara yönelik cinsel şiddet, “süngerli odada dayak”, “hücre cezası” gibi her tür işkence ve kötü muamele derhal son bulmalı, sorumlular derhal yargı önüne çıkarılmalı ve çocuk tutukluluğuna son verilip çocuk cezaevleri kapatılmalıdır.

 



[1]Bu bilgi notu, Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişimi üyelerince kaleme alınmıştır.

[2]http://www.cte.adalet.gov.tr/#, erişim 15.01.2013

 

 

Bir cevap yazın