BM üyesi 191 ülkenin onayladığı 1989 tarihli Çocuk Hakları Sözleşmesinin bugün yıl dönümü. Bu sözleşme, nerede doğduklarına, cinsiyetlerine, dinlerine ya da sosyal ve kültürel kökenlerine bakmaksızın bütün çocukların haklarını tanımlamaktadır. Yaşama hakkı, eksiksiz bir biçimde gelişme hakkı, şiddet, istismar ve sömürüden korunma hakkı, aile, kültür ve sosyal yaşama eksiksiz katılma hakkını düzenleyen Sözleşmenin temel aldığı değerler ayrım gözetmeme, çocuğun yararının gözetilmesi, yaşama ve gelişme ve katılımdır. Ulusal yasalarda nasıl tanımlanırsa tanımlansın 18 yaşın altında olan herkes çocuk olarak tanımlanır ve Sözleşmede tanınan bütün haklara sahiptir. Bu Sözleşme Türkiye tarafından üç maddesine çekince konularak 1995 yılında kabul edilmiştir. Geçtiğimiz sekiz yıllık süre içerisinde çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda bir gelişme yaşandığını söylemek çok da olanaklı değildir.
Nüfusunun üçte birinin 18 yaş altında olduğu ülkemizdeki çocuklar bu ülkenin yarınları mı?
1. Yaşam Hakları Korunduğu Sürece Evet.
Türkiye’de her yıl ortalama 1.4 milyon canlı doğum yaşanmaktadır. 1998 Türkiye Nüfus Sağlık araştırmaları verileri canlı doğumların ardından her bin çocuktan 42’sinin bir yaşına gelmeden, her bin çocuktan 52’sinin ise beş yaşına ulaşmadan yaşamını kaybettiğine dikkati çekmektedir.
Doğumdan başlayarak hakları garanti altına alınmamış ve korunmamış çocuklar ülkemizde çeşitli nedenlerden ötürü yaşamlarını kaybetmeye devam etmektedirler.
Silah kullanma yetkisinin ihlali nedeniyle çocuklar yaşamlarını kaybetmeye devam etmektedirler.
Aksaray’ın Yuva beldesinde yaylada arkadaşlarıyla ceviz ağacına çıkan 6 yaşındaki Mustafa Acun, kır bekçileri Durmuş K. ve Ahmet A’nın çocukları korkutmak için gelişigüzel açtıkları ateş sonucu öldü…
87 ülkede çocuklar 60 milyon kara mayını arasında yaşıyor. Yılda 10,000 çocuk mayın kurbanı olmaya devam ediyor. Ülkemizde ise 15 yıllık silahlı çatışma sırasında ve çatışma sonrasında yerleşim yerleri yakınlarına döşenen mayınlar, çatışma artığı patlayıcılar nedeniyle son on yılda en az 244 çocuk yaşamını yitirmiş, en az 214 çocuk yaralanarak sakatlanmıştır.
…5 Eylül (2003) günü Muş’un Malazgirt ilçesinde, 108. Topçu Alay Komutanlığı’na 200 metre mesafede bulunan atış alanı yakınında hayvan otlatan Engin Yerler (12) ve Uğur Gül (12), buldukları roketatar mermisini incelerken meydana gelen patlama sonucu yaşamını yitirdi …
2. İşkence Görmedikleri Sürece Evet
“İstisnasız çocukların hepsinin üst tarafı çıplak ve yara bere içindeydi. Jilet, demir parçası, fayans, ne buldularsa kendilerini jiletlemişler. Gittiğimizde taze kan kokusu vardı. Koğuşta yatak olarak sadece kirden simsiyah olmuş süngerler vardı. Çarşaf ve battaniye yoktu. Yanımıza görevli almadan girdiğimiz koğuşta aralarına oturarak konuştuğumuz çocuklar, gardiyanlar tarafından kendilerine işkence yapıldığını iddia etti.” (TBMM İnsan hakları İnceleme Komisyonu Üyeleri’nin Aydın Cezaevi Çocuk Koğuşunda yaptığı gözlemlerden aktarılmıştır)
Gözaltına alındıktan sonra nezarethanelerde “intihar” ettiği söylenen çocuklar, hırsızlık yaptıkları için iç çamaşırı ile teşhir edilen ve onurları kırılan çocuklar, yüzlerine dışkı sürülen çocuklar belleğimizde. 18 yaş altında olup yetişkinlerin bulunduğu cezaevlerine yerleştirilen çocuklar var. Ya da Devlet Güvenlik mahkemelerinde yargılanan çocuklar. Oysa ki Sözleşmenin 37. maddesi insanlık suçu olan işkence, diğer zalimce, insanlık dışı veya kötü muamele veya ceza verilmesini kesinlikle yasaklamakta ve Özgürlüğünden yoksun bırakılan her çocuğa insancıl biçimde ve insan kişiliğinin özünde bulunan saygınlık ve kendi yaşındaki kişilerin gereksinimleri göz önünde tutularak davranılacağını öngörmektedir.
3. Şiddete ve Sömürüye Maruz Kalmadıkları Sürece Evet
Sivas’ın Zara ilçesinde 15 yaşındaki Y.E.’ye 10 yaşından bu yana beş yıl boyunca tecavüz ettikleri iddia edilen ve yaşları 40 ile 63 arasında değişen yedi sanık, 10 Temmuz günü yapılan ikinci duruşmada tahliye edildi.
Çocuklar, evlerinde, okulda, kamusal alanda şiddete maruz kalmaya devam etmektedirler. Küçük kız çocukları cinsel sömürünün aracı olarak kullanılmaktadır. artmaktadır. Resmi rakamlara göre koruma altına alınan çocukların içinde fuhuşa sürüklenen çocukların oranı 2002 yılında %12’ye çıkmıştır.
Çocuk hakları ile ilgilen hükümet dışı kuruluşlar tarafından yapılan araştırmalar Türkiye’de her 5 çocuktan birinin çalıştığını ortaya koyuyor. Yine yapılan çalışmalar sağlığa zararlı işlerde çalışan çocukların oranının yüzde 60’lar civarında olduğuna işaret ediyor. Bu araştırmalar çocukların yüzde 50’den fazlasının stresli ortamda çalıştığını, yüzde 60’dan fazlasının eve yorgun geldiğini ve yüzde 80’den fazlasının boş zamanının olmadığını, çalışan çocukların yüzde 57’sinin güvenliksiz ve sağlıksız koşullarda çalıştığını da ortaya koyuyor.
4. Kimlikleri Korunduğu Sürece Evet
Çocuk Hakları Sözleşmesinin 8. Maddesi Devleti çocuğun kimliğini korumakla sorumlu kılmıştır. Kimlik hakkı çocuğun kültürel, sosyal ve cinsel kimliği ile bir bütün olarak değerlendirilerek korunur. Çocuğun ailesi ile birlikte yaşaması ne denli önemli ise orijinini aldığı kültürü özgürce öğrenmesi de o denli önemlidir.
İstanbul Maltepe Nüfus Müdürlüğü’nün Fahrettin Gökdemir adlı kişinin çocuğuna Kürtçe “Ronahi” adını koymasına izin vermemesi üzerine çocuk “Eda” adıyla nüfusa kaydedildi…
5. Bütün Çocuklar Eğitime Eriştiklerinde Evet
Türkiye’de özellikle kız çocukları ve erkek çocukları arasında eğitime erişimde eşitsizlik ve ayrımcılık süregitmektedir. Aynı ayrımcılık engelli çocuklara yönelik olarak daha ağır biçimde ortaya çıkmaktadır. Engelli çocukların okullaşma oranının %2 civarında olduğu tahmin edilmektedir.
6. Bütün Çocuklar İçin Sağlık Hizmetleri Erişilebilir Olduğunda Evet.
Araştırmalar, Türkiye’de hiç aşı olmamış çocuk sayısının 4 milyon civarında olduğuna işaret etmektedir. Bölgesel farklılıklar, giderek artan yoksulluk düzeyi, sağlık hizmetlerinin yetersizliği çocuk nüfusun önemli bir kısmının bu hizmetten yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır.
Listeyi uzatmak ve çoğaltmak olanaklı. Türkiye’nin insan haklarına saygı gösterilmesi ve demokrasi standartlarını yükseltmesinin en önemli göstergesi, çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi yönünde atacağı adımlar olacaktır.
Biz takipçisiyiz. Türkiye’de çocuk haklarının ayrımsız bir biçimde korunması ve geliştirilmesi için çaba gösteren tüm hükümet dışı kuruluşları destekliyoruz. İşbirliği yapmaya hazırız.
Çocukların Haklarını Korumak,
Yarını Özgür Kılmaktır.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ