İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi çalışmalarından duyulan rahatsızlık, hukuk dışı tasarruflarla kendisini gösteriyor.
İHD hakkında "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi" olanların haber ve yorumlarıyla yaratılmak istenen kuşatılmışlık, siyaset ve bürokrasi içindeki kadroların demeçleriyle de pekiştirilmek istenmekteydi. Kuşatma stratejisinin aktörleri, yalnızca medyada, siyaset ve bürokrasi dünyasında değildi. İHD sürekli "yargı gölgesi" altında tutulmalıydı. Tutuldu da…
Şimdi OHAL Valiliği yeni bir uygulama başlattı. İHD, Adalet Bakanlığı'nın uygulamaya koyduğu "F Tipi Cezaevi projesine" karşı, imza kampanyası düzenlemek istiyordu ve imza kampanyası dilekçesinin örneğini de Valiliklere vererek "izin" istiyordu.
Bir: İmza kampanyasına izin vermemek hukuk dışı bir takdir yetkisini kullanmak demekti. Yurttaşların imza toplayıp bunu TBMM'ne iletmek istemesi, demokratik bir hakkın kullanılmasından ibarettir. Kamu düzeni ve güvenliği ile bir ilişkisi yoktur.
İki: İnsan hakları örgütlerini tanımak, faaliyetlerini kolaylaştırmak, Türkiye'nin de imzaladığı ulusalüstü insan hakları belgelerinin gereğidir. AGİT Moskova (1991), BM Viyana (1993) belgeleri bunlardan bazılarıdır. Ayrıca BM tarafından kabul edilen İnsan Hakları Savunucularını Koruma Deklarasyonu'nun da (9 Aralık 1998) gereğidir. Valiliklere verilen dilekçenin ardından, faaliyete izin verilmemesi ile yetinmeyip, 2935 sayılı OHAL Yasası'nın 11/o maddesi gereği ve üst sınır olan üç ay boyunca İHD'nin kapatılmasına da karar vermek, insan hakları ve demokratik değerlere tam bir tahammülsüzlüktür.
Üç: İdarenin her tür eylem ve işleminin yargı denetiminde olduğu ülkeler, demokratik ülkelerdir ve o ülkelere, etkin ve sonuç alıcı hukuk yollarını yurttaşlarına tanımışlarsa, hukuk devleti denir. Van Şubemizin kapatılması kararına, tıpkı geçen hafta Diyarbakır Şubemizin kapatılma kararı gibi, yargıya başvurma olanağından yoksunuz. Böyle bir durum, ancak "idari rejimlerde" olabilir. O rejimlere ne dendiğini, Cumhurbaşkanı, TBMM'deki yemin töreni ardından ifade etmiştir.
İHD, doğruları söylemeye, ihlalleri günışığına çıkarmaya, insan haklarını korumak ve geliştirmek için çalışmaya, baskının türleri ne olursa olsun, devam edecektir.
Diyarbakır Şubemizden sonra, Van Şubemizin de kapatılmasını protesto ediyoruz.
Siyasal iktidarı, bir kez daha, demokratik haklarımızı kullanmamızı engelleyen, üzerimizdeki "gölgesini" çekmeye davet ediyoruz.
Hüsnü Öndül
Genel Başkan