Son birkaç gündür sivil halka yönelik olarak geliştirilen saldırıları ve linç girişimlerini kaygıyla izliyoruz. Kullanılmak istenen demokratik hak ve özgürlüklere verilen cevap saldırı ve linç girişimleri değil; bu hakların kullanımının önünü açmak olmalıdır.
İHD yöneticileri olarak, yurttaşlarımızın her türlü demokratik hak ve özgürlüğünü kullanırken herhangi bir ihlal gerçekleşmemesi için birçok eylem ve etkinlik esnasında gözlemci sıfatıyla olay yerinde bulunmak, temel faaliyetlerimizdendir. Ancak yükseltilmeye çalışılan bu şiddet ortamı içerisinde toplumsal olayların izlenmesi esnasında yönetici ve üyelerimizin kolluk güçleri tarafından sözlü ve fiziksel saldırıya maruz kaldığına tanıklık ediyoruz.
Son olarak, dün ilimizde gerçekleşen ve şiddet içerikli istenmeyen görüntülerle sonuçlanan olayları gözlemlemek üzere Kantar mevkiinde bulunan Şube yöneticilerimizden Abdulkadir Aydın’ a yönelik Emniyet Müdürlüğü görevlilerince gerçekleşen saldırıları şöyle özetlemek gerekmektedir: Saat 18.00 sıralarında ellerinde cop ve kalaslar bulunan ve sayıları 100’ ü aşkın polisler, Aydın’ın etrafını sararak, “…nerede insan hakları?” şeklinde bağırarak darp etmeye başlamışlardır. İçlerinden biri, kendisini ellerinden alarak kendisini olay yerinden uzaklaştırmış ve diğer İHD yöneticilerini beklemesini söylemiştir. Bunun üzerine yolun karşı tarafında bulunan yöneticilerimize doğru yürürken, Aydın’ın etrafı tekrar polisler tarafından çevrilmiş ve cop ve kalas kullanılmak suretiyle fiziksel şiddete maruz kalmıştır. Aydın’ın bu durumunu gören diğer yöneticilerimiz olaya müdahale etmek isterken, çıkan arbedede diğer yöneticilerimiz de fiziken taciz edilmiş ve Derneğimize yönelik hakaret ve küfürler sarf edilmiştir.
9 Aralık 1998 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul ve ilan edilen "İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi", insan hakları savunucularının ve örgütlerinin çalışmaları, bu çalışmalar nedeniyle sahip oldukları hakları ve sorumluluklarını düzenler. Aynı zamanda bu düzenlemeler, devlet ve hükümetlerin yükümlülüklerine işaret eder. Devletler açısından önemli bir yükümlülük, insan hakları savunucularının ve örgütlerinin çalışmalarını kolaylaştırmak, onların iddialarını araştırmak, düşünceleri, araştırmaları, incelemeleri ve değerlendirmeleri nedeniyle onları cezalandırma yoluna gitmemektir.
Her türlü toplumsal olayın karşılıklı olarak şiddetsiz ve saldırısız sonuçlanması için, çaba sarfeden insan hakları savunucularını suçlayıcı ifadeler, hakaret ve küfürler ve fiziksel saldırılar, büyük bir talihsizliktir ve bizleri kaygılandırmaktadır. Şube Yöneticimiz Aydın’a yönelik olarak gerçekleşen saldırıyla ilgili olarak ulusal ve uluslararası makamlar nezdinde girişimlerimizi başlattığımızı duyururken, konuyla ilgili olarak Diyarbakır Valiliği ve İçişleri Bakanlığını derhal açıklama yapmaya davet ediyoruz.
Genel Bşk. Yrd.