VAKA
14.10.2003 günü İHD Mardin Şubesine yapılan başvuruda; 13.10.2003 tarihinde Mardin ili Derik ilçesi Kovalı (Endevl ) Köyünün silahla taranması sonucu 5 kişinin yaralandığı, yaralıların hastaneye götürülmesi sırasında Derik Üçyol Jandarma Karakolunun önünde bekletildiği ve 2 kişinin burada işkenceye maruz kaldığı belirtilmiştir. Başvuru üzerine aynı gün bir inceleme ve araştırma heyeti oluşturulmuştur.
AMAÇ
Olayın nasıl meydana geldiği ve kimler tarafından gerçekleştirilmiş olabileceği hususunda; tedavi edildiği yerlerde mağdurlarla, olay mahallinde tanıklarla, idari, adli ve kolluk kuvvetleriyle görüşmek ve olay yerinde araştırma yapılarak kamuoyunun bilgilendirilmesi hedeflenmiştir.
HEYETİN OLUŞUMU
Heyet; İHD GYK üyesi ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Hanefi IŞIK, İHD GYK Üyesi Mihdi PERİNÇEK, İHD Mardin Şube Başkanı Hüseyin CANGİR ve İHD Diyarbakır Şube Y.K.Ü. Cihan AYDIN’dan oluşmuştur.
HEYETİN YAPTIĞI GÖRÜŞMELER
Heyet üyeleri, Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hastanesinde tedavi gören Ramazan DEMİR (80 yaşında), Mardin Devlet hastanesinde tedavi gören Mehmet DEMİR (45), Murat Demir (17), Hamdullah DEMİR (43), Nusret Demir (33), Burhan DEMİR ile görüşmüştür. Ayrıca olayın gerçekleştiği köye giderek görgü tanıkları ve köy sakinleri ile görüşmüş, olayların gerçekleştiği yerler de incelemeler yapmıştır. Daha sonra, soruşturmayı yürüten Derik C.Savcısı Hüseyin KAPLAN ile görüşme yapmıştır. Mardin Jandarma Alay Komutanı ile görüşme talebimiz yanıtsız kalmıştır.
Yaralılar, işkence görenler, görgü tanıkları ve köy sakinleri olaya ilişkin genel olarak şu anlatımlarda bulunmuştur;
“Köyümüz, Mardin/Kızıltepe- Şanlıurfa karayoluna ve bu yol üzerinde bulunan Derik Üçyol Jandarma Karakoluna yaklaşık 500 metre mesafededir. 13.10.2003 günü saat 15.00 sıralarında köyün elektriği kesilmişti.TEDAŞ ile yaptığımız telefon görüşmesinde köye enerji verildiğini bizlere ilettiler. Gece saat 22.00 dolaylarında köyün köpekleri uzun süre havlamaya başladı. Elektriklerimiz kesik olduğu için havlamalarının nedenini anlayamadık. Hayvanlarımızın çalınabileceğini düşündük. Saat 23.30 dolaylarında silah sesleri geldi. Koyunlarını köye getiren Murat Demir evine yaklaştığı sırada, Köyün batısından geçen ve köy evlerine 10 metre mesafedeki, güney köylerine giden yolun batısındaki tümseklerinden yapılan silah atışları ile yaralanıp yere düştü. Sürünün gelişini bekleyen Murat Demir’in dedesi Ramazan Demir, silah sesleri ve Murat’ın feryadı üzerine evden çıktı. Ramazan”Ben köyün birinci azasıyım. Adım Ramazan , ateş etmeyin” diye seslendi. Silah atışları devam etti. Ramazan da yaralanıp yere düştü. Bu arada silah atılan yerden”onlar köylü, niye onları vurdunuz.” bağırma sesi geldi. O andan itibaren silah atılan yere en yakın evlere yoğun silah atışları başladı. Evinin damında serili yatağından kalkıp evin içine inmeye çalışan Murat Demir’ in babası Hamdullah Demir atılan kurşunla yaralandı. Yaralı bir şekilde merdivenden evin içine indi. Kadınlar feryat edip, bağırmaya başladı.Hiçbir ikaz yapılmadan ve köyden askerlere doğru hiç bir silah atışı olmadan yoldan köye doğru silah atışı devam etti. Evleri köyün iç tarafında ve Murat ve Hamdullah’ın akrabaları olan Nusret ve Mehmet Demir 15 dakika sonra Römorksuz Fiat marka traktörleri ile, traktörün farlarını (hem fark edilsin hem de köy halkından olduğu anlaşılsın diye) yakarak yaralılara doğru gittiler.Yaralılara yetişmeden sürücü kabinine yapılan yoğun silah atışları nedeni ile sürücü kabinindeki Nusret ve Mehmet yaralandı. Daha sonra iki arka ve bir ön lastiği silah mermileri ile patladı ve traktör durdu, traktör şu anda kullanılmaz durumdadır. Yaralı olan Nusret ve Mehmet traktörden düştü. Düşen bu yaralılara doğru yoğun silah atışı yapıldı. Sabahleyin yaralıların düştüğü yerin hemen arkasındaki avlu duvarında çok fazla mermi izi gördük. Erkekler yaralıları almak için yaralıların yanına doğru gitmek istedi. Sabah gün ışıyınca bize ateş edenlerin ( mavi bereli olanlar ve özel tim gibi giyinmiş olanlar)asker olduklarını tespit ettik. Ateş ettikleri sırada yaralıların yanına kimsenin yaklaşmasına ve müdahale etmesine izin vermiyorlardı. Ayrıca askerler bağırarak “erkekler yaralıların yanına gitmesin, kadınlar gitsin” diyorlardı. 500 metre uzağımızdaki Jandarma karakoluna telefon ettik. Karakoldaki görevli ” silahların sıkılmasıyla kendilerinin bir bilgi ve ilgilerinin olmadığını”söylediler. Silah atışları bir saatten fazla sürdü. Kadınlar yaralıları almaya gitti. Yaralıları hastaneye götürmek için Mehmet Demir’ in arabasına bindirdik. Köyün 500 metre uzağında bulunan Üçyol Jandarma Karakolunun önüne gelince, Askeri tim tarafından durdurulduk. Yaralıları hastaneye götüren Mehmet ve Burhan Demir’ in kimlikleri kontrol edildi. İkisi araçtan indirilerek jandarma karakolunda yere yatırıldı.Tim komutanı ve askerler silah dipçiği ve tekmelerle dövmeye başladı. Tim komutanı döverken ” devlet yaptı derseniz sizi yaşatmayacağım, mahfederim” dedi. Tim komutanı, iki defa Mehmet Demir’ in şakağına silah dayadı. Jandarma Karakol Komutanlığında görevli Uzman çavuş Tim komutanının infaz girişimine(!) müdahale etti. Yaralılarla birlikte yaklaşık 40 dakika burada bekletilirken şiddete maruz kaldık. Burhan gözaltına alındı sonradan serbest bırakıldı. Mehmet Demir ise uğradığı işkenceden dolayı ağır bir şekilde yaralandı. Sabaha doğru 8-10 askeri araç köye geldi, bir süre sonra da köyden ayrıldı. ”
Derik C.Savcısı Hüseyin KAPLAN heyetimize şu anlatımda bulunmuştur;
“Sabahleyin olaydan haberim oldu. Olay mahalline gittim. Sadece Tim Komutanından bilgi aldım. Tim komutanı bana çatışma olduğunu söyledi. Başkaca bir işlem daha yapmış değilim. Yaralıları görmedim, isimlerini de bilmiyorum. Dolaysıyla size vereceğim bilgi objektif olmaz. Üçyol Jandarma Komutanlığındaki görevlilerin, çatışmaya giren askerlerin, yaralıların ve köylülerin ifadelerini alacağım.”
TESPİTLER
1- Heyetimiz sabah olay mahalline gittiğinde, 2 adet zırhlı askeri araç ve 3 adet askeri Landrover Jip ile yaklaşık 40 resmi giysili askerin köyde olduğunu görmüştür. Anlatımlara göre, silah atılan yerde yapılan araştırmada; uzun namlulu silahlara ait boş kovanlar ve çok fazla miktarda mermi şeridi bağlantı mandaları görülmüştür.
2- Çok sayıda güvenlik görevlisinin, çatışma öncesi köyün batı tarafında mevzi aldığı söylenmektedir.
3- Köyden, askerlerin bulunduğu istikamete doğru silah atıldığına dair hiçbir bulguya rastlanmamıştır. Herhangi bir askeri personelin yaralandığı, askeri araç ve gereçlerin zarar gördüğüne dair bir emare ya da açıklama mevcut değildir. Meskun köy mahallinin ev ve avlu duvarlarında yoğun bir biçimde ateşli silah izleri görülmüştür.
4- Silahla ateş edilen yer ile yaralanmaların vuku bulduğu yer arasındaki mesafe yaklaşık 20 metredir. Gece sessizliğinde yurttaşlar ile askerler arasında sesli iletişim mümkündür.
5- Özellikle traktör sürücü kabininde ve yaralı yurttaşların ilk vuruldukları yerde çok sayıda kurşun izinin bulunması nedeniyle, askerlerin hedef gözeterek ateş ettiği sonucuna varılmıştır.
6- Yaralı yurttaşların 5’i ateşli silah ile yaralanmış, iki yurttaş ise görevlilerin işkence ve kötü muameleleri sonucu yaralanmıştır. Araç sürücüsü Mehmet Demir’ de yoğun olmak üzere; Mehmet Demir ve Burhan Demir’ de işkence izleri görülmüştür.
7- Adli tahkikatın vuku bulan olayın vehameti ile paralel bir seyir izlememesi bizleri kaygılandırmıştır. Zira soruşturmayı yürüten savcı ile yapılan görüşmede, Savcı; sadece operasyon tim komutanının ifadesine başvurduğunu, yaralıları görmediğini ve kimliklerini de henüz tespit etmediğini söylemiştir. Ayrıca olayın gerçekleştiği köye gitmesine rağmen, mağdur yakınları ve köy sakinleri ile görüşmemesi, ifadelerine başvurmaması etkin, adil ve hızlı soruşturma konusundaki kaygılarımızı güçlendiren diğer argümanlardır.
8- İHD Mardin Şube başvuru kayıtları incelenmiş, ilk olarak Mazıdağı İlçesinde çobanlık yapan Recep Vural, asker ve korucuların arazi taramasını yaptığı bölgede, operasyonun hemen ardından ölü bulunduğu; ikinci olarak Derik İlçe merkezinde akli dengesi yerinde olmayan Kazım Özgen’ in İlçe Jandarma Bölük Komutanlık binasının yakınında ateşli silahla öldürülmesi ile ilgili kayıtların olduğu tespit edilmiştir. Bu durum rapor konu vaka ile birlikte düşünüldüğünde, söz konusu bölgede, engellenmeyen bir keyfiyetin aratarak devam ettiğini göstermektedir. Nitekim anılan iki olayın fail yada failleri halen tespit edilememiş ve söz konusu cinayetler faili meçhul olarak gizemlerini korumaya devam etmektedirler.
TALEPLER
- Adli soruşturma, C.savcılığı tarafından derhal başlatılmalıdır. Olayın gerçekleştiği yer Jandarmanın sorumluluk alanı olması itibariyle, mevzuatımız gereği, soruşturma Cumhuriyet Savcısı ve Jandarmanın işbirliği ile yürütülecektir.Jandarmanın olayın faili olduğu iddia edildiği gözönüne alındığında, etkin ve adil bir soruşturma yürütüleceği konusundaki kaygılarımız bulunmaktadır. Bu nedenle soruşturma doğrudan Cumhuriyet Savcısınca ya da mümkün olduğu taktirde polis teşkilatının yardımı ile yürütülmelidir. Bu kaygılarımız bizzat Cumhuriyet Savcısına da iletilmiştir.
- Zaman geçirilmeden; yaralıların, operasyona katılan Jandarma personelinin ve diğer köy sakinleri ile ilgili kişi yada kurum temsilcilerinin, ifadelerine başvurulmalı, olay yerinde keşif yapılarak deliller bir an önce toplanmalıdır.
- Son dönemlerde olayın meydana geldiği yörede yaşam hakkına yönelik ihlallerin gerçekleştiği de gözetilerek; idari, adli ve askeri merciler, yoğunlaşan keyfiyetlere hemen müdahale etmeli, keyfiyetler önlenmelidir. Bu olay ve anılan diğer olaylara ilişkin etkin, hızlı ve adil soruşturmalar başlatılmalı, fail yada failler tespit edilerek yargı önüne çıkarılmalıdır. Aksi taktirde bu ve benzer olayların devam edeceği konusunda kaygılar taşımaktayız.
- Adil yargılamanın bir parçası olarak mağdur ve tanıkların can güvenlikleri sağlanmalıdır. Bu kişiler her türlü dış müdahaleye karşı korunmalıdır. Bu nokta gerçeklerin ortaya çıkarılması için son derece önemlidir.
Hanefi IŞIK :Doğu ve Güneydoğu An. Bölge Tem.
Mihdi PERİNÇEK :İHD GYK Üyesi
Hüseyin CANGİR:İHD Mardin Şube Başkanı
Cihan AYDIN :İHD Diyarbakır Şb. YK üyesi