İmralı Cezaevinde işkence yapıldığı gerekçesiyle yapılan eylemlere katıldıkları için Adana’da yaşları 13–16 arasında değişen 8’i tutuklu 11 çocuk hakkında, savcılık iddianamesini hazırladı. İddianamede çocukların elinde bulunan bilye de delil olarak gösterilirken, 13–16 yaş arası çocuklar hakkında toplam 533 yıl hapis cezası isteniyor.
Dağlıoğlu Mahallesi’nde 29 Ekim günü yapılan gösterilerde gözaltına alınan 15 yaşındaki İ.G. ve Ö.Ö. ile 16 yaşındaki M.O. tutuklanarak cezaevine konulmuştu. 14 yaşındaki C.K. ve S. Ö. ile 13 yaşındaki İ.S. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. 3’ü tutuklu 6 çocuk hakkında, TCK’nin 314/3 ve 220/6 maddesi delaletiyle ve 314/2, 3713 sayılı Terörle mücadele kanunun 5/2 maddesi uyarınca “Örgüt adına suç işlemekten 5 yıldan 10 yıla, TCK’nin 314/3, 220/4 ve 37/1 delaletiyle 174/1 maddesi 3713 sayılı kanunun 5/2 maddesi uyarınca “Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulmasına iştirak suçundan 3 yıldan 8 yıla, TCK 314/3, 220/4, 37/1 delaletiyle 170/1c maddesi uyarınca Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulmasına iştirak suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar, 3713 sayılı kanunun 7/2b maddesi uyarınca Örgüt propagandası yapmak suçundan 1 yıldan 5 yıla kadar olmak üzere toplam 26 yıla kadar hapis cezası istedi.
13 çocuğun da iddianamesi hazırlandı
Yine 20 Ekim 2008 tarihinde Şakirpaşa, Gülbahçe, Ova, Barbaros Mahallelerinde yapılan gösterilerde gözaltına alınan 8’i tutuklu 5’i tutuksuz olmak üzere 13 kişi hakkında da savcılık iddianamesini hazırladı.
Tutuklu çocuklar Beritan Ö. (15), Emine B. (16), İlhan D. (16), Müzeyyen Ö. (16), Resul S. (16), Sedat K. (16), Şirin A. (16), Velat Y. (16), serbest bırakılan Devran Ç. (13), Enver A. (13), Leyla Ö (14), Mahir Ö. (13), Ömer D. (14) hakkında 29 yıla kadar hapis cezası istendi. İki iddianamede 19 çocuk hakkında toplam istenen ceza ise 533 yıl hapis cezası oldu.
1 bilye, 4 şal ve 3 taş ele geçirildi!
İddianamenin yakalama tutanaklarının verildiği bölümde ise ilginç cümleler yer aldı. Bu bölümde 20 Ekim 2008 günü Ova Mahallesinde yapılan gösteriye müdahale sonrası başlayan kovalamaca da yakalandığı belirtilen Devran Ç.’nin üzerinden “1 adet bilye ele geçirildiği” yine aynı mahallede gözaltına alınan Şirin A., Leyla Ö. Beritan Ö.Müzeyyen Ö.’nün üzerinde yüzlerini kapatmak için 4 adet şal ele geçirildiği, Beritan Ö.’nün üzerinde 3 adet taş ele geçirildiği belirtilmiştir.
‘Çocuklar ne yaptığının farkında’
İddianamede dikkat çeken bir diğer bölüm ise Adli Tıp Kurumu Adana Grup Başkanlığı Adli Tıp Müdürlüğü’nün 12–15 yaş grubunda olan Ömer D. Leyla Ö. Devran ç. Mahir Ö. ve Enver A. hakkında verdiği rapor da “Yer, zaman ve mekan oryantasyonunun tam olduğu, sorulan sorulara mantıklı cevaplar verdikleri, herhangi bir akıl hastalığı, zeka geriliği yada çocukluk dönemi psikotik sendrom arazı saptanmadığı, işledikleri iddia edilen suçların hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmiş olduğu bildirilmiştir” denildi.
Türkiye’de genellikle akıl hastası ve zekâ geriliği olmayan bütün çocukların ceza sorumluluğu vardır deniyor. Hâlbuki bu incelemenin yapılmasının amacı akıl hastası ya da zekâ geriliği olup olmadığını saptamak değil, çocuğun içinde bulunduğu koşullar bakımından eylemin hukuki sonuçlarını kavrayacak derecede ve bu hukuki sonuçları dikkate alarak davranışlarını yönlendirebilecek derecede gelişmiş olmasını saptamaktır. Bu araştırma eylemin gerçekleştiği bütün koşullar dikkate alınarak yapılmalı. Çocuğun ceza sorumluluğunun olması demek aynı zamanda verilecek bu cezayı anlayabilecek ve sonuçlarını kaldırabilecek bir gelişkinlikte de olması demek. Bu ceza sorumluluğu incelemesinin mahiyetinin değişmesi gerekiyor.
Çok kısıtlı bir alanda inceleme yapılıp çocukların isnat edilen suçları hukuki anlam ve sonuçlarını algıladıkları kanısına varılıyor. Hâlbuki çocuğun bütün içinde bulunduğu koşul ve eylem de dikkate alınarak inceleme yapılması lazım. Kanun uygulayıcılar başka alternatiflerinin olmadığını ve çocukları caydırmanın tek yolunun ceza vermek olduğunu düşünüyorlar. Elimizdeki en şiddetli tepkiyi verirsek diğerleri cayar, hafif tepki verirsek cesaret verici olur düşüncesiyle veriliyor bu kararlar.
Devletin ‘adaleti’ taşlaştı
Geçtiğimiz aylarda katıldığı televizyon programında “bin kişiden fazla adam öldürdüm” diyerek itirafta bulunan Susurluk Sanıklarında Özel Timci Ayhan Çarkın ile ilgili bugüne kadar bırakın ceza vermeyi, doğru dürüst bir soruşturma dahi bile açılmadığı, Hrant Dink’in katillerinden Yasin Hayal’e, Mc Donalds’a bomba attığı için 3 yıl hapis cezası veren mahkemeler, taş atan çocuklar için toplam 533 yıla varan hapis cezalarıyla cezalandırılması talep edildi. İşte rejimin adaleti bu. İşte bu ülkede çocuklar böyle korunuyor.
19 Çocuk, polise taş attığı ve yasadışı slogan attığı gerekçesiyle ülkenin güvenliğini tehlikeye düşürüyor. Ülkenin güvenliğini bozan sensin ey çocuk o zaman al sana yıllara varan ceza denmek isteniyor.
Taş atan Kürt’se, taşı yiyen devletin polisiyse çoluk-çocuk, kadın-yaşlı demeden ver cezayı!
Varmı dünyanın başka bir yerinde böyle bir adalet. Adam öldürdüğünü kendi ağzıyla itiraf eden Özel Timci Ayhan Çarkın hakkında doğru düzgün bir soruşturma dahi açılmazken, Mc Donalds’a bomba atan Yasin Hayal’e üç yıl hapis cezası veriliyor. Polise taş attığı, korsan gösteriye katıldığı ve slogan attığı gerekçesiyle Kürt çocuklarına yüz yıllara varan hapis cezası veriliyor. Bu nasıl bir Adalet? Bu nasıl bir hukuk?
Çocuklara istenen bu rekor ceza için kamuoyunu tepkilerini ortaya koymaya çağırıyoruz.
Ethem Açıkalın
İHD Adana Şube Başkanı