26.10.2016
DİYARBAKIR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ EŞ BAŞKANLARI KIŞANAK VE ANLI’NIN GÖZALTINA ALINMASI HALK İRADESİNE DARBEDİR!
OHAL süreciyle beraber çok sayıda Belediyeye kayyum atanmasının ardından Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı’nın 25 Ekim akşamı gözaltına alınması Türkiye’nin geleceği ve demokrasi açısından endişe verici bir gelişmedir.
Halkın seçtiği temsilcilerin mahkeme kararı olmaksızın görevden uzaklaştırılıp yerlerine atanmış kişilerin konulmasının ardından Diyarbakır’da seçilmiş başkanların gözaltına alınması, 15 Temmuz’daki korkunç görüntülerinin ülkenin bir bölgesinde sürdürülmesi anlamını taşımaktadır.
Kimsenin ne kendini halkın iradesinin yerine ne de mahkemelerin yerine koyma hakkı yoktur. Tepeden inme talimatlarla belediye başkanlarını gözaltına almak ve seçilmiş kişileri suçlu ilan ederek belediyelere el koymak açıkça halkın iradesine karşı bir darbedir.
Öte yandan bilinmelidir ki Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Gültan Kışanak ile Fırat Anlı’nın gözaltına alınması sadece Diyarbakır halkının iradesine bir darbe değildir. Bu ülkede demokrasiden, barıştan, emekten yana olan herkese verilmiş bir gözdağıdır.
Halkın vergileriyle alınmış silahlarla halkın iradesini gasp etmeye çalışmanın adı, 15 Temmuz akşamı da 25 Ekim akşamı da “darbe”dir.
Bugün demokratik siyasi kanalları tıkayıp çatışmayı ve toplumsal kutuplaşmayı derinleştirerek kendi kişisel siyasi amaçlarını hayata geçirmek isteyenler şunu bilmelidir ki tarih onların ülkesine ve halkına yaptığı kötülükleri asla unutmayacaktır.
Yaşananlar göstermiştir ki kendi ikballeri için ateşe benzin dökenlerin, ülkeyi ve tüm bir bölgeyi yangın yerine çevirmek dışında planları, programları ve vaatleri bulunmamaktadır. Kürt sorununda “çözüm mözüm yok” diyenlerin ve bu doğrultuda sorunu büyüten adımlar atanların tek derdi, fiili tek adam diktasını yasallaştırmaktır.
Bu toprakları kanla ve gözyaşıyla yoğurarak kendine uygun bir model yaratmaya çalışanlar bilmelidir ki Türkiye halkları bu akıl dışı gidişe mahkum değildir.
En büyük ihtiyacımız, bu hukuksuz ve antidemokratik zihniyete karşı tüm kutuplaştırma ve düşmanlaştırma çabalarını aşarak demokratik bir ülkeyi inşa etmek için bir araya gelmektir. Ülkenin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine ortak geleceği, diktatörlük inşasına karşı bir arada, omuz omuza mücadele etmekten geçmektedir.
EMEK VE DEMOKRASİ İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ