DİYARBAKIR İLİ LİCE İLÇESİ AHMET (GOMA AHMET) MEZRASINDA MEYDANA GELEN YAŞAM HAKKI İHLALİ VE YARALAMA OLAYI İLE İLGİLİ ARAŞTIRMA & İNCELEME RAPORU

DİYARBAKIR İLİ LİCE İLÇESİ AHMET (GOMA AHMET) MEZRASINDA MEYDANA GELEN YAŞAM HAKKI İHLALİ VE YARALAMA OLAYI İLE İLGİLİ ARAŞTIRMA & İNCELEME RAPORU
06.07.2010

DİYARBAKIR İLİ LİCE İLÇESİ AHMET (GOMA AHMET) MEZRASINDA MEYDANA GELEN YAŞAM HAKKI İHLALİ VE YARALAMA OLAYI İLE İLGİLİ ARAŞTIRMA & İNCELEME RAPORU

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

MAZLUMDER DİYARBAKIR ŞUBESİ

DİYARBAKIR BAROSU

A. OLAY
02.07.2010 tarihinde Diyarbakır ili Lice ilçesi Ahmet Mezrasında (Goma Ahmet)  yaşanan olayda Ferhat TARUK ve Çekdar KANAY’ın yaşamını yitirmesi ve Müslüm KANAY’ın yaralanması.

B. AMAÇ
Diyarbakır Lice İlçesi Ahmet (Goma Ahmet) mezrasında meydana gelen ve Çektar KANAY, Ferhat TARUK’un yaşamını yitirmesi ve Müslüm KANAY yaralanması ile ilgili iddia edilen durum için mağdurlar, varsa görgü tanıkları ile görüşmek, araştırma ve incelemeler ile elde edilen bilgiler ışığında rapor hazırlamak, raporu ilgili ve yetkili kurum ve makamlara göndererek, maddi gerçeğin açığa çıkarılmasına katkıda bulunmak, kamuoyunun gerçek bilgiye ulaşmasını sağlamak, çeşitli ulusal ve uluslar arası mevzuatlarda güvence altına alınan yaşam hakkının korunmasına katkıda bulunmak, fail/ler hakkında gerekli soruşturmanın başlatılmasını talep etmek amacıyla bir insan hakları heyeti oluşturulmuştur.

C. HEYETİN OLUŞUMU
İnsan Hakları Heyeti, İHD MYK Üyesi Doğu Ve Güneydoğu Bölge Temsilcisi Ali AKINCI, İHD Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Üyesi Av. İbrahim ÇELİKER, MAZLUMDER Diyarbakır Şube Başkan Yardımcısı Av. Abdurrahim AY, Diyarbakır Barosu Genel Sekreteri Av. Serhat EREN’ den oluşturuldu.

D. HEYETİN GİRİŞİMLERİ
02.07.2010 tarihinde heyet olay yerinde inceleme ve araştırmalarda bulunmak, mağdurlar, varsa görgü tanıkları ile ve yetkili makamlarla görüşmeler yapmak üzere Diyarbakır’dan hareket edildi. Aynı zamanda İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi kanalıyla 02.07.2010 tarihinde Lice Belediye Başkan’ından, Lice Kaymakamlığı’ndan ve Lice Cumhuriyet Başsavcılığından randevu talep edildi.

Lice Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığınca randevu talebine olumlu yanıt verilmesine rağmen Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, insan hakları heyetinin randevu ile görüşme talebine olayın Diyarbakır CMK m.250 ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yetkisine girmesi nedeniyle ve soruşturmanın bu savcılıkça yürütülecek olmasından dolayı olumsuz yanıt vermiştir.

Bu doğrultuda heyet, Lice Kaymakamı, Lice Belediye Başkanı ile görüşmüş Lice Cumhuriyet Başsavcısı ile görüşememiştir.

E. YAPILAN GÖRÜŞMELER
E.1. RESMİ MAKAMLARLA YAPILAN GÖRÜŞMELER

E.1.1. Lice Kaymakamı Mehmet KURT ile yapılan görüşme (02.07.2010, 14.30-14.45): “İlk haber sabah saat 03.30- 04.00 gibi geldi. Aklıma Hatay ilinde geçenlerde yaşanan olay geldi. Ancak bu olay biraz farklı görünüyor. Haber üzerine ben de savcı ile birlikte olay yerine gittim. Olayın iç yüzünü bilmiyoruz. Olay yeri ıssız, ormanlık bir alan olup burada hint keneviri tarlası vardır. Yaralı olarak ele geçen Müslüm’ün Lice hastanesinde alınan ilk ifadesinde, hint kenevirini korumak amaçlı, askerleri hırsız sanmalarından dolayı ilk ateşin kendileri tarafından açıldığını beyan etmiştir. Olay yerinde yarısı boş olan bir kalaşnikof şarjörü, iki pompalı tüfek, bir 7.65’lik tabanca ve bunlara ait boş kovanlar ile fişekler bulundu. Olayda 2 kişi öldü, 1 kişi de yaralandı. Aynı zamanda 1 kişi de kaçmıştır. Kaçanın kimliğini belirledik. Bulunan şarjörün ait olduğu kalaşnikofun onda olduğunu tahmin ediyoruz. Olay yeri Lice merkeze 6–7 Km uzaklıktadır. Askerler operasyondan dönerken hadise yaşanıyor. Biz çatışmanın devam ediyor olmasına rağmen ambulansları olay yerine gönderdik.

Operasyondan dönen askerler vatandaşları görmüşler ve uzun bir süre izlemeye almışlardır. Bu sırada vatandaşların silahlı olduğu da görülmüştür. Askerlerin bulunduğu bölgeden vatandaşların beklediklerini iddia ettikleri kenevir tarlası görülebilecek durumda değildir. Vatandaşlar, askerleri fark etmeleri üzerine ateş açmışlar bunun üzerine askerler de karşılık vermiştir. Yaralı vatandaş kaçmaya çalışmış ancak askerlerce yakalanmıştır. Gece yarısı, henüz olgunlaşmamış, çalınsa dahi hiç kimsenin işine yaramayacak kenevirler için nöbet beklenmesi makul değildir. Nöbetten ziyade vatandaşların şüpheli bir hareketlilik içinde olduğu görülmüştür. Vatandaşların içinde bulunduğu şüpheli şartlar örgüt üyesi oldukları veya bunlarla bir bağlantı kurmak üzere oldukları şeklinde yorumlanmıştır. Olay ile ilgili olarak yaralı vatandaş ile askerlerin anlatımları birbirleri ile uyumludur.

Olay yerinde bulunan hint kenevirleri askerlerce toplanıp yakılmıştır.

Olay sonucunda iki vatandaşın ölmesinin üzücü olduğu kadar bir vatandaşımızın yaralı olarak kurtulabilmesi sevindiricidir. Olayın bu şekilde meydana gelmesi de yine üzücüdür her ne kadar suça bulaşmış olsalar dahi vatandaşlarımızın farklı şekilde yakalanmalarını isterdik.”

Şeklinde bilgilendirme yapmıştır. Görüşme saat 14.45’de sona ermiştir.

E.1.2. Lice Belediye Başkanı Fikriye AYTİN ile yapılan görüşme (02.07.2010, 14.55-15.15): 14.55’de Lice Belediye Başkanı Fikriye AYTİN ile heyet olarak makamında görüşüldü. Yapılan görüşmede Belediye Başkanı şunları ifade etmiştir:

“Aldığımız bilgilere göre dört kişi kenevir için nöbet tutarken, 2 kişi tarlaya giriyor. Tarlaya girenlerden birini yakalıyorlar ancak diğeri kaçıyor. Kaçan şahsın gidip askerleri getirdiği iddiası vardır. Yakalanan hırsızın arkadaşı kaçtıktan kısa bir süre sonra askerler gelmiş ve mezkûr olay meydana gelmiştir.

Savcılık cenazeler için ambulans vermemiştir. Belediyenin ambulansı ile cenazeleri Diyarbakır’a gönderdik. Ölen şahıslara geç müdahale edildiğini düşünmekteyim. Nitekim ambulans olay yerine çok geç gitmiştir. Ölenlerin aşırı kan kaybından öldüklerini düşünüyoruz. Zamanında müdahale edilseydi vatandaşlar yaşayabilirlerdi. Yaralı şahıs saat 06.30 ile 07.00 arasında Lice Devlet Hastanesine getirilmiştir. Olay yerinde ve çevresinde o saatlerde her hangi bir operasyon yoktu.” Şeklinde bilgilendirme yapmıştır. Görüşme 15.15’de sona ermiştir.

E.1.3. Lice Cumhuriyet Başsavcısı: Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, insan hakları heyetinin randevu ile görüşme talebine olayın Diyarbakır CMK m.250 ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yetkisine girmesi nedeniyle ve soruşturmanın bu savcılıkça yürütülecek olmasından dolayı olumsuz yanıt vermiştir.

E.2. GÖRGÜ TANIKLARI ve MAĞDURLAR İLE YAPILAN GÖRÜŞMELER

E.2.1. Olay yerinde bulunan köylülerden biri yapılan görüşme (İsminin açıklanmasını istemeyen şahıs) (02.07.2010, 15.40-16.00) : Olay yerinde bulunan köylülerden biri yapılan görüşme (20 yaşında olduğunu beyan eder, isminin açıklanmasını istememiştir.)  ile yapılan görüşmede, “Bir önceki gün önce hırsızlar tarlaya gelmiş. Bizimkiler(vefat eden vatandaşları kastederek) onları yakalamışlar. Hırsızları tanıyorlardı. Sonra hırsızları bırakmışlar. Ama hırsızlar tekrar geleceklerini söyleyerek oradan uzaklaşmışlar. Aradan 2 gün geçti, yani bu gün askerler gelip bizimkileri öldürdüler. Önce askerler ateş açtı. Ölenleri dövdükten sonra öldürmüşler. Çünkü ölenlerden birinin teşhisine ben gittim. Yüzü gözü hep darp edilmişti. Ambulans saat 06.30’da geldi. Ölenleri esrar tarlasında öldürüp, yukarı kısma( büyük ağacın yanına) çekmişlerdir. Olaydan sonra havanın aydınlanması beklenmiş, hava aydınlanınca cesetlerin yanına gelmişlerdir. Özel harekâtçıların savcıya beyanda bulundukları sırada bu hususu duydum.” şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

E.2.2. Yaralı vatandaşın ağabeyiyle yapılan görüşme (adını vermek istememiştir) (03.07.2010, 11.00-11.30): “Benim kardeşim Diyarbakır’da boyacılık yapmaktadır. Ancak ailemiz Lice’de oturduğu için kardeşim Lice’ye gidip gelmektedir. Ben olay günü Dürbe (Goma Dürbe) Mezrasında biçerdöver ile ekinlerimizi biçiyordum. O gün yardıma gelmesi için kardeşimi de çağırdım. Ancak kardeşim yanıma gelmeden önce Ahmet (Goma Ahmet) Mezrasında akrabalarımıza yiyecek götürecekti. Gece saat 02.00’de silah ve ağır makineli tüfek sesleri duymaya başladım. Bir ara bomba sesi de duydum. Silah sesleri bu şekilde saat 06.00’ya kadar devam etti. Kardeşimin Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde bulunduğu sırada bana anlattığına göre olay bittikten sonra kendisini fark eden askerlerin kendisini öldüreceği sırada boyacı olduğunu söylemiş ve bir kartvizit vermiş, kartvizitteki numarayı arayan askerler yaptıkları görüşme sonucunda ikna olunca kardeşimi ambulansla Lice’ye getirmişler. Ne kardeşimin ne ailemizden herhangi bir kimsenin herhangi bir suça karışmışlığı yoktur.”Demiştir. 

E.2.3. Yaralı Vatandaş Müslüm KANAY ile yapılan görüşme (Dicle Üniv. Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümünde görüşme yapılmıştır) (05.07.2010, 10.30-11.00): “Ben Diyarbakır’da boyacılık yapmaktayım. Geçimimi bu şekilde sağlamaktayım. Herhangi bir sabıkam veya suç kaydım yoktur. Ailem Lice’de olduğu için sık sık Lice’ye gider gelirim. Olay gününde bir gün önce de Diyarbakır’da idim. Olay günü, olay yerine yakın bir yer olan Dürbe (Goma Dürbe) mezrasında ağabeyim biçerdöverle ekinlerimizi biçiyordu. Ben de kendisine yardım etmek için yanına gidecektim. Ancak bundan önce olayın olduğu Ahmet (Goma Ahmet) Mezrasında tarlada bulunan akrabalarıma götürmem için tarlada bulunan akrabalarımın ailesi tarafından yiyecek verildi. Bu yiyecekleri vermek için tarlada bulunduğum sırada ekinlerin arasından ses gelince olayda ölen akrabalarım gelenin hırsız olduğunu söyleyip yakaladılar. Bu hırsızda bir pompalı tüfek vardı. Hırsızı yakaladıktan bir buçuk saat sonra kendisi ile oturup konuştuğumuz sırada saat 02.00 sularında ekinlerin arasından yine ses geldi. Yine hırsız sandık. Kendisinde kalaşnikof bulunan akrabam ile pompalı tüfek bulunan akrabam birer kez havaya doğru ateş ettiler. Bunun üzerine karşı taraftan da ateş açıldı. Biz gelenlerin asker olduğunu anlayınca “teslim oluyoruz, Allah rızası için ateş etmeyin” dedik. Ancak ataşe devam edildi. Hatta bir adet el bombası da atıldı. Gelen ateşten başımızı yerden kaldıramıyorduk. Kolumdan ağır yaralanmama ve kan kaybetmeme rağmen yerimden kıpırdamadım. Ölü taklidi yaptım. Saat 06.00’ya kadar askerler tarafından ateş açıldı. Silah sesleri durunca panzerler ve ambulansın geldiğini gördüm. Bunun üzerine “buradayım” diye seslendim. Askerler “bize doğru gel” diye seslendiler. Onlara doğru gittim. Üzerimde herhangi bir silah vesaire olmadığını göstermek için gömleğimi çıkardım. Bu şekilde beni ambulansa koydular. Yaralı halde imzalı ifademi aldılar. İfademde de olayı bu şekilde anlattım. Ben götürülürken ölen akrabalarım yaşıyorlar mıydı bilmiyorum. Onların ne zaman Lice’ye getirildiklerini bilmiyorum.” demiştir. 

F- HEYETİN YAPTIĞI TESPİTLER

F.1. OLAY YERİNE İLİŞKİN TESPİTLER
Saat 15.35’de olay yerine gelindi. Hint kenevirlerinin ekildiği tarla, iki küçük tepenin arasında doğu ve batı istikametinde uzak bir mesafeden dahi fark edilebilecek bir alandadır. Askerler tarafından tarlanın yaklaşık ¼’ündeki hint kenevirleri sökülüp yakılmış, geri kalanlar ise tarlada bırakılmıştır. Olay yerinde büyük bir ağacın etrafında kan izleri görülmektedir. Olay yerinin 2 Km doğusunda Şemo (Goma Şemo) Mezrası (iki hanelik), kuzeyinde ise Lice-Kulp yolu bulunmaktadır. Olay yeri Lice merkeze yaklaşık 6 Km uzaklıktadır.

F.2. OLAYA İLİŞKİN TESPİTLER
Olay sonucunda 1990 ve 1993 doğumlu iki sivil vatandaşın öldüğü, bir vatandaşın yaralandığı, ölen veya yaralanan herhangi bir askerin olmadığı,
Olayın 02.07.2010 tarihinde sabah saat yaklaşık 02.00’de başlayıp 06.00’da bittiği,
Olayda iki adet pompalı tüfek, bir adet 7,65’lik tabanca ve bir de kalaşnikof şarjörü ve bunlara mermi ve fişek ile bunlara ait boş kovanların bulunduğu,

G- AYDINLATILMASI GEREKEN NOKTALAR
1- Olay günü olay yerine yakın herhangi bir yerde bir operasyon düzenlenip düzenlenmediği, operasyon varsa herhangi bir çatışmanın yaşanıp yaşanmadığı,
2- Olay yerinin, askerlerin operasyona gidip gelirken kullandıkları güzergâh üzerine olup olmadığı,
3- Devlet yetkililerince ( Lice Kaymakamı ) iddia edildiği üzere güvenlik görevlilerince olayda ölen ve yaralanan vatandaşların uzunca bir süre gözetlendikten sonra sağ olarak yakalanma olasılıkları yüksekken neden ateş açmalarının beklendiği,  güvenlik görevlilerince olaydan mağdur olanların herhangi bir çatışma yaşanmadan ele geçirilmelerinin mümkün olup olmadığı ile bu konuda gereken hassasiyetin gösterilip gösterilmediği,
4- Olay yerinde veya civarında Hint keneviri yetiştirildiğine dair herhangi bir ihbarın bulunup bulunmadığı, olayın meydana geldiği yerdeki Hint keneviri tarlasının Lice ilçe merkezine yakınlığı ve iddia edildiği üzere askerlerin operasyon güzergâhında olduğu dikkate alındığında olay tarihine kadar nasıl fark edilmediği, Lice İlçe merkezine yakın bu şekilde başkaca tarlaların mevcut olup-olmadığı,
5- Olaydan sonra neden güvenlik görevlilerince tarladaki bütün Hint kenevirlerinin toplanıp imha edilmediği sadece belli bir kısmının imha edildiği,
6- Olay esnasında beyan edildiği üzere herhangi bir bombanın kullanılıp kullanılmadığı,
 7- Olayda ölen ve yaralanan vatandaşlar tarafından, karşı ateş açanların asker oldukları fark edildikten sonra ateşi kesip kesmedikleri, kesmişlerse askerlerce neden 4 saat boyunca ateşe devam edildiği,
8- Ambulans ve sağlık ekibinin olaydan ne kadar süre sonra olay yerine ulaştığı, ilk müdahalenin ne zaman yapıldığı, vatandaşların hastaneye ne zaman götürüldükleri, vefat eden vatandaşların ne zaman vefat ettikleri,
9- Lice İlçesi Merkezine 6 km uzaklıkta bulunan ve askerlerin operasyona gidip gelirken kullandıkları yola çok yakın olan olay yerinde ekili hint kenevirlerinin ekili bulunduğu tarlanın neden şimdiye kadar fark edilmemiş olduğu hususları aydınlatılmalıdır.

H- KANAAT VE SONUÇ
Heyet, yaptığı görüşmeler, elde ettiği bulgular, aldığı beyanlar ve edindiği izlenimler neticesinde meydana gelen olayda güvenlik güçlerince gereğinden fazla güç / orantısız güç kullanmak suretiyle yaşam hakkının ihlal edildiği, 

Bölgede geçmişte yaşanan olaylar göz önünde bulundurulduğunda (yakın tarihte Hatay’da köylülerin vurularak öldürülmesi) şüpheli hareketleri görülen vatandaşların uzunca bir süre izlemeye alınması, müdahale edilecekse dur ihtarı yapılması, teslim ol çağrısı ile uyarı ateşi yapılmak suretiyle müdahalede bulunulması gerekirken doğrudan kişilerin hedef alınıp ateş edilmesi ve sonucunda yaşam hakkı ihlal edilmesinin ”yargısız infaz” durumunu doğurduğu, 

Vatandaşların karşı tarafta yer alanların asker olduklarını anlamalarıyla birlikte teslim olacaklarını beyan etmelerine rağmen ateşe devam edilmesi sonucunda 2 vatandaşın ölümüne birinin yaralanmasına neden olunduğu,

Köylülerin ve yaralı olan vatandaşın beyanları uyarınca olayın sona ermesinden çok sonra ambulans ve sağlık ekibinin olay yerine gitmesi sonucu verilen kayıpların ağırlaştığı bunun ağırlaşmasından devlet yetkililerinin en iyimser tahminle ağır kusurlarının bulunduğu,

Olay yerinde olduğu üzere Lice İlçe Merkezine çok yakın mesafede birçok hint keneviri tarlasının olabileceği, bu hususta güvenlik görevlilerince yeterli denetim yapılmadığı, ihmalkâr davranıldığı değerlendirilmektedir.

Yaşam hakkı, Türkiye’nin altına imza attığı uluslar arası hukuk ve insan hakları metinlerinin temel öğeleri ve Türk Ceza Kanunu’na göre korunan haklardandır. İnsan haklarına riayet etme hukuk devleti olmanın temel gereğidir.

Olayın oluş şekli ve 2 vatandaşın ölümü ile bir vatandaşın yaralanması nedeniyle ivedi ve etkin bir soruşturmanın derhal başlatılması, kastı, kusuru veya ihmali olanlar ile ilgili gerekli yasal sürecin bir an önce başlatılarak failler hakkında kamu davasının açılması ve idari soruşturmanın yapılması ve bu konuda kamuoyunun bir an önce aydınlatılması gerektiği düşünülmektedir.

İnsan hakları örgütleri ve savunucuları olarak yaşanan bu olayın takipçisi olacağız. Başta yaşam hakkı olmak üzere hiçbir insan hakkının ihlal edilmediği bir ortama ulaşıncaya kadar çabalarımız devam edecektir.

Saygılarımızla.

Ali AKINCI

İbrahim ÇELİKER

Abdurrahim AY

Serhat EREN

İHD MYK Üyesi Doğu ve Güneydoğu Bölge Temsilcisi

İHD Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Üyesi

MAZLUMDER Diyarbakır Şube Başkan Yardımcısı

Diyarbakır Barosu Genel Sekreteri

Bir cevap yazın