Öğretmenler Günü olarak kabul edilen 24 Kasımın hemen akabinde, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın (Eğitim-Sen), “herkese parasız nitelikli eğitim hakkı” talebiyle Ankara’da gerçekleştirmek istediği basın açıklamasına polis müdahale etti.
Eşit, parasız, nitelikli ve demokratik eğitim isteyen, ayrımsız herkes için temel insan hakkı olarak kabul edilen eğitim hakkının bugünün Türkiye sinde sadece ekonomik gücü olanların yararlanabildiği bir fırsat haline getirildiğini ifade eden biz eğitim emekçileri, eğitimin temel bir insan hakkı olduğu gerçeğinden hareketle, herkese eşit ve parasız eğitim talebimizi ısrarla savunuyoruz… diyen Eğitim-Senliler demokratik haklarını kullanmak istemişlerdir. Çağcıl demokrasilerde, demokratik hak talepleri farklı yollarla kamuoyuyla paylaşılacağı gibi, ülkemizde de eğitim emekçileri, toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarını kullanarak eğitimin önündeki temel açmazların giderilmesini yüksek sesle dillendirmek istemişlerdir.
Gelecek kuşakların eğitilmesi ve yarınlarımızı emanet edeceğimiz kuşaklara yön göstermek gibi son derece kutsal bir görev üstlenmiş olan eğitim emekçilerine yapılan polis saldırısı sonucu onlarca insan yaralanmış ve toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakları ihlal edilmiştir. Kamu çalışanlarının, en demokratik haklarını kullanarak basın açıklaması yapmak istemeleri karşısında on binlerce güvenlik gücünün seferber edilerek, böyle bir hakkın kullanılması engellenmiştir. Ankara dışından gelen Eğitim-Sen üyelerinin Ankara’ya girişi polisin aşırı güç kullanımı sonucu engellenmiş ve haklı taleplerini dillendirmek isteyen eğitim emekçilerinin sesi bastırılmak istenmiştir. Bu müdahaleler sonucu ikisi ağır olmak üzere 18 Eğitim-Senlinin yaralanmış olmasından son derece üzüntü duyduğumuzu ve bunun ülkemizin demokrasi hanesine bir utanç belgesi olarak kaydedildiğini belirtmek isteriz.
AB Uyum Yasalarını çıkararak ülkenin demokratikleştiğini ilan eden hükümetin bir hak arama mücadelesine karşı gösterdiği tavır, insan hakları ve demokratikleşme söylemlerinin kağıt üzerinde kaldığının bir ifadesi değil midir? Hükümetin, demokratik yönetimlerde asla görülmeyecek kareler karşısında, hak taleplerinin görmezden gelindiği ve yapılan saldırıları savunan açıklamalar yapması, birçok hakkın kullanımında olduğu gibi, toplantı ve gösteri yapma hakkının da uygulamada kabul görmeyeceği anlamına gelmektedir. Eğitim-Senlilere yönelik gerçekleşen bu haksız uygulamalar, Hükümetin demokrasi ve özgürlükleri tüm toplum için uygulama niyetinde olmadığını açığa çıkartmaktadır. Hükümetin, temel hak ve özgürlüklere saygılı bir ortam tesis edilmesinde ne kadar kararlı ve samimi olduğu, bu tür eylem ve etkinliklere gösterilen tavırla da açığa çıkmış olmaktadır. İHD olarak ayrıca, önceki gün basın açıklaması yapma hakkı kullandırılmış olsaydı, Eğitim-Senlilerin ileri sürecekleri taleplerin tamamının da karşılanması gereken haklı talepler olduğunu da bu vesileyle ayrıca belirtmek isteriz.
Eğitim emekçilerine yönelik gerçekleşen saldırıları kınadığımızı, sorumluların konuyla ilgili olarak özür dilemesini, taleplerini bastırmak yerine, kamu çalışanlarının taleplerine kulak vermesini ve gözaltına alınan kamu çalışanlarının derhal serbest bırakılmasını talep ettiğimizi duyururuz.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ