EMHRN AVRUPA-AKDENİZ BÖLGESİ 2010 ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ RAPORU: TEHDİT ALTINDAKİ SİVİL TOPLUM

AVRUPA-AKDENİZ İNSAN HAKLARI AĞI’NIN (EMHRN) AVRUPA-AKDENİZ BÖLGESİ 2010 ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ RAPORU: TEHDİT ALTINDAKİ SİVİL TOPLUM

Raporun İngilizce Tam Metnine Buradan Ulaşabilirsiniz

31 Ekim 2010 – Kopenhag: Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Ağı (EMHRN) bünyesinde faaliyet yürüten Örgütlenme Özgürlüğü Çalışma Grubunun 30-31 Ekim tarihlerinde Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta gerçekleştirdiği toplantı vesilesiyle Doğu ve Güney Akdeniz bölgesindeki 11 ülkedeki1  ve Avrupa’daki STK’ların durumlarını incelemek üzere 2007 yılından beri hazırladığı yıllık değerlendirme raporlarının dördüncüsünü kamuoyuna duyurdu.

Avrupa-Akdeniz bölgesindeki son dönemdeki gelişmeler yakından incelenmesi örgütlenme özgürlüğünün geçtiğimiz birkaç yılda gerilemeler yaşadığını ve bahsetmeye değer çok az pozitif gelişme olduğunu ortaya koyuyor.

2007 yılından beri bazı ülkeler Sivil Toplum Kuruluşlarıyla ilgili yasalarını değiştirirken (Ürdün) veya değiştireceğini duyururken (Mısır, Suriye), diğer ülkeler (İsrail, Tunus)2  STK aktivitelerini bir bakıma doğrudan etkileyen mevzuatlarında değişiklik yaptı. Geçtiğimiz üç yılda gözlemlenen trende göre kamu düzeni, güvenlik ve terörle mücadele adına yeni kısıtlamalar yürürlüğe kondu. Bu kısıtlamalar özellikle de çeşitlilik ve azınlıkların geliştirilmesi yönünde faaliyet yürütenlerin (Yunanistan, Lübnan, Fas, Suriye, Türkiye) içerisinde olduğu insan hakları alanında aktif birçok organizasyonun kaydının keyfi olarak reddedilmesine (Libya, Suriye, Tunus) yol açtı. Bu kısıtlamalar yetkililerin STK’ların aktivitelerine sürekli artan bir şekilde müdahale etmesi biçimini de aldı, örneğin; STK’ların barışçıl bir biçimde toplanma hakkının engellenmesi (Cezayir, İsrail, Mısır), yönetimlerini oluşturma konusuna müdahale (Suriye, Tunus), veya keyfi nedenlerle organizasyonların feshedilmesi (Mısır). Bu önlemler Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesinin hem ruhu hem de 22. Maddesi ile çelişmektedir.

Bu gelişmeler Doğu ve Güney Akdeniz’in birçok ülkesindeki insan hakları savunucularını fiziksel ve saldırılar, karalama kampanyaları, birçok aktivistin seyahat etme özgürlüğünün kısıtlanmasıyla dikkat çeken üzücü bir duruma soktu. STK aktivistlerine verilen hapis cezaları da, bazı dosyalarda askeri mahkemeler tarafından verilmiştir, geride bıraktığımız üç yıl içerisindeki gözlemlenen daha kısıtlayıcı politikalara doğru giden trende yönelik üzüntü verici bir kanıttır.

Olumlu bir not, EMHRN örgütlenme özgürlüğüne yönelik uluslararası standartların Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde tam olarak uygulanması için artık net bir siyasi sorumluluğun gerekliliğine inandığı için Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nin Eylül 2010’da kabul ettiği ve önümüzdeki üç yıllık dönem için toplantı ve örgütlenme özgürlüğü hakkı ile ilgili Özel Rapor atayan Kararını memnuniyetle karşıladı.

Daha önce yayınlanan raporlar gibi bu Dördüncü Rapor’da Doğu ve Güney Akdeniz’deki 11 ülke ve Akdeniz’deki devletlerle ilişkileri bağlamında Avrupa Birliği (AB) kurumlarına yönelik tavsiyeler bulunuyor. Raporda ayrıca tüm Avrupa-Akdeniz bölgesini kapsayan iki tematik bölün yer alıyor. Derneklerdeki fon bulma hususu ve yabancıların dernek kurma hakkı tematik bölümlerin bu yılki konusu olarak ele alındı.

——————————————————————————————————————————————————————–

1. Cezayir, Mısır, Ürdün, İsrail, Libya, Lübnan, Fas, İşgal Altındaki Filistin Toprakları, Suriye, Tunus, Türkiye.
2. 2010 yılı baharında Tunus hükümeti Ceza Kanununun 61. Maddesini değiştiren-ve Tunus’un hayati çıkarları ve ekonomik güvenliğini tehdit maksadıyla yabancı bir devletin temsilcisi, kurumu veya organizasyonuyla doğrudan veya dolaylı bir şekilde ilişki kuran kişilere uzun süreli hapis cezası hükmü öngören-bir yasayı kabul etti.

Bir cevap yazın