Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 600 milyondan fazla insan fiziksel, zihinsel ve duyusal yetersizlikleri nedeniyle engellidir. Farklı ülkelerde ve farklı sosyal ve kültürel koşullarda yaşıyor olmalarına rağmen, engelliler yaşama katılım mücadelesinde ortak bir kısıtlanmayla karşı karşıyalar; Ayrımcılık ve Dışlanma
Ayrımcılık, bütün insanların eşit değerde olduğu ilkesinin ihlalini temsil eder. Ayrımcılık sorunu, engellilik ile ilgili tartışmalarda işaret edilen çekirdek konulardan birisidir. Uluslararası insan hakları belgelerinde tanınan ayrımcılık yapmama ilkesi tüm insanları kapsadığı için engelli kişileri de kapsamaktadır.
Ayrımcılık konusunu fiziksel ve toplumsal engelleri ve bu engellerin erişilebilirlik ve eşitlikle ilişkisini dikkate almaksızın ele almak sorunun kendisini görmezden gelmektir. Engellilik temelinde yapılan ayrımcılığın etkileri özellikle eğitim, istihdam, barınma, ulaşım, kültürel yaşam ve kamu yerlerine ve hizmetlerine erişimde vahim boyutlara ulaşır. Fiziki ve sosyal engeller gündelik yaşama, istihdama ve toplumsal davranışlara katılmaktan dışlanmayı içinde barındırır. Uluslararası insan hakları belgeleri engellilerin diğer insanlarla eşit düzeyde siyasi, kültürel, ekonomik ve sosyal haklardan yararlanması gereğinin altını çizer. Oysa gerçek belgelerin yazdıklarından farklıdır İhmal, göz ardı etme, dışlama, ayrıştırma, farklılaştırma yoluyla engelli kişiler genellikle engelli olmayan kişilerle eşit temelde ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını kullanmaktan yoksun bırakılırlar. Engelli kişiler genellikle cinsiyetsiz olarak ele alınırlar ve bu da engelli kadınları çok kolayca ikili bir ayrımcılığa maruz bırakır.
Dünya engelli nüfusunun 3/2 gelişmekte olan veya azgelişmiş ülkelerde en temel insan haklarından olan sağlık, eğitim, istihdam, siyasal katılım hakkından yoksun olarak yaşamaktadır.
Resmi rakamlara göre Türkiye’de 8 milyon kişi engellidir. Engellilerin %55 çalışma yaşındadır. Ülkemizde engellilerin en önemli problem alanları eğitim, sağlık, istihdam ve fiziksel çevredir. Bu güne kadar siyasi iktidarlar engelli sorununu ; engellilere bir takım özel olanaklar yaratma meselesi olarak algılamış ve bu yönde birtakım yasal düzenlemeler yapılmıştır. Oysa Engelli insanların hakları konusunda asıl yapılması gereken engellilerin ayrımcılığa maruz kalmadan siyasal, kültürel, ekonomik ve sosyal haklardan eşit bir şekilde yaralanmalarının sağlanmasıdır.
İHD olarak hükümeti;
Birleşmiş Milletler Engelli İnsanlara ilişkin dünya eylem planına uygun davranmaya, yeni engelli yasası için engellilerin ve engelli örgütlerinin görüşlerini almaya kamu hizmetlerinin planlanmasında ve sürdürülmesinde engellilerin varlığını göz önünde bulundurmaya, eğitim ve sağlık hizmetlerini engelliler için daha ulaşılabilir kılmaya ve engellilerin maruz kaldığı ayrımcılığın önlenebilmesi için toplumun diğer kesimleri için bilinç yükseltici faaliyetleri sürdürmeye çağırıyoruz.
İnsan onurunda ve haklarımızda hepimiz eşitiz.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ