Düşüncede çeşitlilik toplumsal zenginliğimizdir. Erdost, aydınlanma geleneğinin sürdürücüsü ve Türkiye’nin kültür ve sol düşünce hazinesine unutulmaz katkılarda bulunmuş bir kültür,sanat ve düşün insanıdır. Erdost Türkiye insan hakları hareketi içinde yapı taşlarından birisidir. 1960’lı yıllardan bu yana düşünce tarihimize hem bizzat ürettikleri ile hem de Sol ve Onur Yayınları arasında çıkan bilimsel ve sosyalizmin temel yapıtlarını sunuşu ile unutulmaz katkılarda bulunmuş olan Muzaffer İlhan Erdost,60’lı,70’li ve 80’li yıllardan sonra yeniden düşünce “suçlusu ” olarak gündemdedir.
İsmail Beşikçi’den başlayan cezaevindeki düşünce suçluları arasına Erdost’ta katılacaktır.
Son altı ayda, Doğu Perinçek’i, Yalçın Küçük’ü anlayamayan ve onların derin yurtseverlik duyguları ve halkın çıkarları olarak gündeme getirdikleri görüşlere tahammül edemeyen; demokratik bir toplum olmanın gereği olarak düşüncelerin serbestçe ifade edilmesine olanak tanımayan siyasal ve hukuksal yapı, bu defa Muzaffer İlhan Erdost ‘un cezaevine girmesinin yolunu açtı.
Beşikçi,Perinçek,Küçük ve Erdost’u, Türkiye’nin zenginliği olarak görüyoruz.En büyük zenginliği, başkalarının hak ve özgürlüğünü savunmak olarak görüyoruz.Beşikçi,Perinçek,Küçük ve Erdost,ürettikleri düşünceleri ile birer değer savunucusu olduklarını kanıtlamış insanlardır.Toplum olarak onlara borçlu olduğumuzu düşünüyoruz.
Erdost,kuruluş sürecimizde ve Ankara Şubemizin Başkanlığını yaptığı dönemde ve İHD’den bağımsız olarak sürdürdüğü ve ürettiği insan hakları çalışmalarında yurt ve insan sevgisini ve duyarlığını göstermiş, ülkemizin seçkin bir düşün adamı ve insan hakları savunucusudur.
Türkiye’nin Anayasal ve yasal yapısının daha fazla ertelemeden demokratikleşmesi gereği hergün ve her olayda ortaya çıkmaktadır.İfade özgürlüğü önündeki engeller tümüyle ortadan kaldırılmalı; düşünceleri nedeniyle cezaevine konulmuş olan aydınlarımız,sanatçılarımız,politika ve bilim dünyasından insanlarımız özgürlüklerine kavuşturulmalıdır.
Hüsnü ÖNDÜL
İHD Genel Sekreteri