Erzurum H Tipi Cezaevindeki Uygulamalar İnsanlık Suçudur!

Türkiye’deki politik ve adli mahkumların tutuldukları cezaevlerindeki koşullar, İnsan Hakları Derneğinin yakından takip ettiği koşullardır. Cezaevleri, toplum tarafından sürekli izlenmesi gereken mekanlardır. O duvarların ardında ne olup bittiğini bilmek hakkımız olduğu için cezaevlerinin insan hakları savunucularına açılması, bizzat yerinde inceleme ve gözlemde bulunmanın sağlanması gerekmektedir.

Halen birçok cezaevinde ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığını bilmekteyiz. Çocuk mahkumların bulunduğu cezaevlerinde, yaşı daha büyük olan mahkumlar, daha küçük yaştaki çocuklara karşı tecavüz ve işkence suçunu işlemektedir. Devletin güvencesi altında olması gereken bu çocukların maruz kaldıkları uygulamalar insanlık dışıdır ve yaşananlardan cezaevi idaresi doğrudan sorumludur.

Yine politik mahkumların bulunduğu hücre tipi cezaevi uygulamasına devam edildiği için mahkumlar 24 saate yayılan tecrit ve gayriinsani muameleye tabi tutulmaktalar. Son olarak Erzurum H Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinden aldığımız başvurular, insan hakları savunucuları olarak bizlerin kaygılarını artırmıştır. Erzurum H Tipi Cezaevinde tutulan mahkumlar, cezaevinden hastane ve mahkemelere götürüldüklerinde, araç içerisinde, hastanedeki mahkum koğuşunda, adliye binasındaki mahkum bekleme odasında fiziki saldırılara, kaba dayak ve darp uygulamalarına maruz kaldıklarını belirtmektedirler. Başvurucu mahkumlar, saldırıların hem askeri ve sivil cezaevi görevlilerince ve hem de güvenlik görevlilerinin yönlendirmesiyle adli koğuşlarda bulunan bazı milliyetçi mahkumlar tarafından gerçekleştiğini ileri sürmektedirler. Yaşanan son vaka da, Erdal Özdemir isimli tutuklunun 20.07.2007’de Erzurum Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek olan duruşmasına götürülürken önce adli mahkumların küfür ve hakaret içeren sözlü saldırısına maruz kalmış; bu durumu sorumlu Cezaevi Jandarma Komutanına şikayet edince de saatlerce dönüşümlü iki asker tarafından dövülmesi ve vücudundaki darp ve işkence izleriyle birlikte doktora götürülmeden koğuşuna geri götürüldüğü iddiasıdır. Cezaevinde sürekli olarak doktor bulunmadığı için de maruz kalınan işkence izlerinin belgelenemediğini de ekleyen başvurucular, birçok resmi makama şikayette bulunmalarına rağmen işkence uygulamalarının son bulmadığını, aksine arttığını ve bu nedenle de can güvenliklerinden endişe ettiklerini vurgulamaktadırlar.

Mahkumların temel insan haklarına ve özgürlüklerine saygı gösterilmeli, BM Minimum Cezaevleri Standartlarına uyulması gerekmektedir. İHD olarak Erzurum H Tipi Cezaevindeki uygulamalarla ilgili yasal ve idari süreçleri başlatmış durumdayız. İnsanlığa karşı işlenen suçlardan olan sorumlular hakkında gerekli soruşturma başlatılıncaya kadar sürecin takipçisi olacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.

Reyhan YALÇINDAĞ
Genel Başkan

Bir cevap yazın