Ezidiler, Ortadoğu’da, Türkiye, Suriye, Irak sınırları içinde ve eski Sovyetler Birliği’nde yaşayan kadim bir inancın ve kültürün taşıyıcıları olarak çok zulüm görmüş, etnik ve dinsel saldırıların hedefi olmuş bir halktır.
Ezidiler tarih boyunca birçok katliama maruz kalmışlardır; 2014 yılına gelinceye kadar 72 katliam yaşamış olan Ezidiler, 2014’te IŞİD’in kendilerine yönelik saldırı ve katliamlarını “73’üncü ferman” olarak nitelendiriyorlar.
IŞİD’in Ağustos 2014 başında, Musul’un batısındaki Şengal Dağları’na, Ezidxan’a (Ezidilerin topraklarına) düzenlediği saldırıların ardından binlerce Ezidi Ezdîxan’ı terk etmek zorunda kaldı. Arkalarında yalnızca evlerini, yurtlarını değil, IŞİD’in zorla alıkoyduğu yakınlarını da bırakmak zorunda kaldılar.
IŞİD’in Şengal ve çevresini işgalinden önce 550 bin civarında Ezidi’nin yaşadığı bölgede, IŞİD kadın, erkek ve çocukların da aralarında olduğu binlerce kişiyi kaçırdı, çok sayıda kişiyi öldürdü. Kaçırdığı Ezidileri, özellikle kız çocukları ve kadınları pazarlarda “savaş ganimeti” olarak sattı. Saldırı nedeniyle yüzbinlerce insan Irak Kürdistan Bölgesi (IKB), Suriye, Türkiye ve Avrupa ülkelerine göç etmek zorunda kaldı.
İlk olarak Avrupa Parlamentosu, Şubat 2016’da IŞİD’in Ezidilere saldırılarını soykırım olarak tanıdı. Parlamento kararında “Sözde İslam Devleti Hristiyanlara, Ezidilere, diğer dini ve etnik azınlıklara soykırım uygulamıştır” dedi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi de Haziran 2016’da yayınladığı raporda IŞİD’in Ezidiler ve diğer azınlıklara karşı “soykırım suçu” işlediğini ifade etti ve 2014’te gerçekleştirilen IŞİD saldırısını soykırım olarak kabul ve ilan etti.
ABD, İrlanda, Kanada, Lüksemburg, Hollanda, Belçika, Almanya, İsviçre, Ermenistan, İngiltere, Portekiz’in de aralarında olduğu 20’ye yakın ülke Ezidi soykırımını tanımış durumdadır.
Yaşananların üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen, Şengal ve çevresine 150 bin civarında insan dönmüş olsa da hala yüz binlerce Ezidi kendi toprağından uzakta, kamplarda zor şartlarda hayatını sürdürüyor.
Ezidileri Kurtarma Ofisi’nin paylaştığı son verilere göre, IŞİD Ağustos 2014’te Şengal ve çevresinde 6 bin 417 Ezidi Kürdü kaçırdı. Bunlarda 3 bin 548’si kadın, 2 bin 869’u erkekti. Aynı verilere göre, İŞİD’in yenilgiye uğradığı 2019 yılından şu ana kadar kaçırılanların 3 bin 562’si kurtarıldı. Yaklaşık 2 bin 600 kişi ise halen kayıp.
Şengal soykırımında, Bosna ve Ruanda’da olduğu gibi, planlı ve sistematik olarak tecavüz, cinsel köleliğe zorlama, zorla evlilik gibi suçlar işlendi. Ayrıca, Şengal ve çevresinde İŞİD tarafından öldürülen Ezidilere ait 85’ten fazla toplu mezarın tespit edildiği ve 15 kadar toplu mezarın açıldığı ve yüzlerce cesedin çıkarıldığı bilinmektedir.
İnsan Hakları Derneği olarak Ezidilere yönelik soykırım saldırısında katledilenleri bir kez daha saygı ile anıyoruz.
Şüphesiz ki; Avrupa Parlamentosunun Şubat 2016 ve BM İnsan Hakları Konseyi’nin Haziran 2016’da Ezidi halkına yönelik 2014’te gerçekleştirilen IŞİD saldırısını soykırım olarak kabul ve ilan etmeleri önemli bir gelişme olmuştur. Bu vesile ile başta Türkiye olmak üzere halen Ezidi Soykırımı’nı tanımamış olan tüm ülkeleri, Ezidilere yönelik IŞİD saldırısını soykırım olarak tanımaya çağırıyor, Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi kapsamında Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kurulmasını ve yargılamaların yapılmasını talep ediyoruz.
Ayrıca başta Birleşmiş Milletler olmak üzere tüm devletleri ve uluslararası kurumları Ezidi halkının kendi kaderini tayin etme, soykırıma karşı direnme ve var olma hakkına saygı göstermeye davet ediyoruz.
İnsan Hakları Derneği