“FAİİLER BELLİ. RIDDA YAVUZ NEREDE?”

15.08.1992 tarihinde Rıdda Yavuz, Mardin Derik Üçyol kavşağında bulunan Çeliksel Dinlenme Tesisleri’nde gözaltına alınır. Rıdda Yavuz gözaltına alındığında 24 yaşındadır. Gözaltına alındığı tarihten itibaren ailesinin yapmış olduğu tüm hukuki girişimler sonuçsuz kalmıştır. Rıdda Yavuz ile beraber gözaltına alınan 3 kişiden aradan geçen 18 yıla rağmen herhangi bir haber alınamamıştır. Rıdda’nın ailesi kimi zaman kimsesizler mezarlığında, kimi zaman kuyularda aramıştır Onu, ancak aradan geçen onca zaman rağmen avunabilecekleri bir mezarı dahi yoktur.

Türkiye’de yaşam hakları devlet güvencesinde olan yüzlerce insan benzer yöntemlerle kaybedildi. Devletin kaybedilenlerin akıbetleri ve sorumluların bulunması konusundaki akıl almaz suskunluğu devam ediyor. Kayıp aileleri ve insan hakları örgütlerinin tüm taleplerine rağmen, aradan geçen yirmisekiz yıl boyunca Hukuk Devleti olmanın ve ilgili BM sözleşmelerinin devletlere yüklediği tüm sorumlulukları yok sayan ve bizim “onları” unutmamızı bekleyenlere bir kez daha sesleniyoruz. ONLAR’ı unutmayacağız!

“Zorla kaybedilme insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur”!

“Hiçbir durum, savaş durumu, savaş ilanı, iç siyasi istikrarsızlık ya da diğer olağanüstü haller zorla kayıp edilmeleri haklı çıkarmaz.” Birleşmiş Milletler Zorla Kaybedilmeye Karşı Herkesin Korunmasına Dair Bildirisi devletlerinin sorumluluklarını net bir biçimde açıklamaktadır. Geçmişin bütün hukuksuzluğunu toplumsal belleğin unutkanlığına havale ederek demokratik bir devlet ve toplum yaratmak imkânsızdır. Gerçek bir demokrasi iradesi geçmişle yüzleşme ve sorumluları yargı önüne çıkarma iradesidir aynı zamanda.

Demokratik Hukuk Devleti olmanın gereği yurttaşların yaşam haklarının her koşulda korunmasıdır. Türkiye’de kaybedilen yüzlerce yurttaşımızın akıbetleri konusunda devlet görevini yapmamaktadır.

Kamuoyunun yakından bildiği takip ettiği Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan sanıkların bölge de çalıştıkları, faili meçhul cinayet ve kayıpların Onların çalıştıkları döneme denk gelmesi kuşkusuz ki bir tesadüf değildir. Fırat’ın doğusundaki faili meçhul cinayet ve kayıpların üzerine gidilmediği sürece bu ülke kendi gerçeği yüzleşemez.

Zorla kaybedilenlerin akıbetleri ve sorumlular yargılanmadan bu ülkede toplumsal barışa ulaşmak mümkün olmayacaktır. Zorla kaybedilmelerin yaşandığı tüm ülkelerdeki deneyimler göstermektedir ki kaybedilmeler devlet veya devletçe desteklenen örgütlü güçler tarafından yapılamaktadır.
 
İsimleri Rıdda, Yusuf, Memduh, Davut’tu…
Hepsinin ortak özelliği kayıp olmalarıdır.
Hepsinin ortak özelliği hiçbir resmi tutanakta isimlerinin geçmiyor olmasıydı

Farkındayız,
Kaybedilen her insanla, insanlık değerlerimizin bir kısmını da kaybediyoruz. Her birimizin yaşam hakkı kaybedilenlerin akıbetlerinin ve sorumlularının ortaya çıkarılmasına bağlıdır.

Biz farkındayız
Ve farkında olmaya devam edeceğiz!

İHD MARDİN ŞUBESi

Bir cevap yazın