Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan’ın 6 Ekim 1998 tarihinde meclis grubunda yaptığı konuşmada Nusayri mezhebine ilişkin dile getirdiği görüşler; bu mezhep mensuplarının insan haklarına, din ve vicdan özgürlüğüne ağır saldırı niteliğindedir.
“Suriye’de bir nevi sapık Alevi anlayış olan Nusayriler iş başında” diyen Recai Kutan’ın daha sonra sözlerinin Türkiyeli Alevilere yönelik olmadığı yönündeki açıklamaları hiçbir şeyi değiştirmemekte, tam tersine, savunucusu olduğunu sürekli tekrarladığı din ve vicdan özgürlüğünün kendisi için ne anlama geldiğini gözler önüne sermektedir.
Sözkonusu açıklamasıyla Fazilet Partisi Genel Başkanı, dini politik amaçlarla kullanmanın yeni bir örneğini vermiştir. Hangi dinden, dilden, cinsten olursa olsun tüm ezilenlere, yönetilenlere yeni yıkımlar, baskılar, yoksulluklar getirecek savaş politikalarına karşı çıkamayanların kötülüklerin kaynağını dinsel azınlık mezheplere yüklemeleri bağışlanmaz bir kusurdur. Başka dinlere, mezheplere –taktiksel değil- içtenlikli bir saygı olmaksızın ve sadece Türkeye’deki değil dünyanın her yerindeki dinlere, mezheplere saygılı olunmaksızın din ve vicdan özgürlüğünün gerçeğe dönüştüğü, hoşgörüye dayanan bir barış kültürünün egemen olduğu yeni bir dünya yaratılamaz.
Güç ve iktidar karşısındaki zorunlu kabullerin hoşgörü olmadığı; gerçek hoşgörünün kendinden zayıf, güçsüz olanın dinsel görüşlerine, düşüncelerine saygı olduğu unutulmamalıdır.
İnsan hakları savunucuları için, bir barış savunucusunun belirttiği gibi, hiçbir din diğerlerinden kutsal değildir.
Recai Kutan’ı Nusayri ve Alevilerden özür dilemeye çağırıyoruz.
İHD Basın Bürosu