FİDH (ULUSLAR ARASI İNSAN HAKLARI FEDERASYONU) 38. OLAĞAN GENEL KURULU İSTANBUL’DA YAPILDI.

İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan’ın Genel Kurul Açılış Konuşması

Sayın konuklar, sevgili insan hakları savunucuları

Rojbaş, hun bî xêr hatîn, ser seran ser çavan

Uluslar arası insan hakları federasyonunun 38. Olağan genel Kurul’u ilk kez Türkiye’de İstanbul’da yapılıyor. Bu kongrenin Türkiye insan hakları hareketine katkı sunduğunu belirtmek isterim. Çeyrek yüzyılı biraz aşkın geçmişi olan ve neredeyse İHD ile başlayan insan hakları hareketimizin bu gün burada dünyanın 104 ülkesinden 164 insan hakları örgütüne mensup yüzlerce savunucu ile dünya ve Türkiye’deki kamu otoriteleri ile buluşması anlamlı ve önemlidir

Sevgili insan hakları savunucuları

İHD, kurulduğu 1986 yılından beri Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi sorunu olduğunu söyleye gelmiştir. Bugün elbette 80’li ve 90’lı yıllarla kıyaslanmayacak ölçüde ilerlemeler olmuştur. Ancak ana insan hakları sorunları hala çözülememiştir. Bunun nedeninin ise Kürt sorunu olduğunu söylemek gerekir. İHD, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl düzeyde çözülmesi için uzun zamandan beri barış mücadelesi vermektedir.

Sevgili insan hakları savunucuları 

Hepimizin umudunu güçlendiren yeni bir barış süreci başlamıştır. Hükümetin onayı ile devlet yetkililerin İmralı Adasında mahpus olarak tutulan Abdullah Öcalan ile görüşmeye başlaması kesilen süreci yeniden canlandırmıştır. İHD, bu süreci tıpkı cezaevlerinde 2012 yılında 68 gün süren süresiz ve dönüşümsüz açlık grevleri ile esir edilen kamu görevlilerin teslim alınmasında olduğu gibi yakından izlemekte, sürecin içerisinde yer almaktadır. İHD bu süreçte tarafların önerisi ile kurulan akil insanlar heyeti içerisinde genel başkan düzeyinde yer almakta ve faaliyetlerini sürdürmektedir.

Sevgili insan hakları savunucuları 

Kürt sorununun demokratik çözüm sürecinde gelinen aşama çatışmasızlıktır. PKK militanlarının Türkiye’den geri çekilmeye başlaması ile çatışmasızlık kalıcı hale gelecek ve bu ülkede barış masasında sorunlar konuşulacak ve siyasal zeminde çözüm aranacaktır. Bu süreçteki tarafların güçlü siyasal iradesinin devamı için insan hakları savunucuları olarak geri çekilmeyi her boyutu ile yakından izlemekteyiz. Türkiye bir an önce demokratikleşerek başta Kürt sorunu olmak üzere tüm sorunlarını çözmelidir. Bunun yolunun da yeni ve demokratik Anayasa yapılması olduğunu belirtmek isterim. Anayasa yapım sürecinde İHD’nin önerilerinin yol gösterici olmasını beklemekteyiz. Bunun yanı sıra 27-28 Nisan 2013 tarihinde Ankara Kızılcahamam’da gerçekleştirdiğimiz Kürt Sorununun Demokratik Çözüm Sürecinde Halkların Hakları Çalıştay sonuçlarının iyi bir rehber olduğunu ve buradaki önerilerin yaşama geçirilmesini talep etmekteyiz.

Sayın konuklar,

İfade özgürlüğü sorunu kapsamında ihlaller devam etmektedir. Türkiye’de terör tanımının geniş tutulması nedeni ile toplumsal muhalefet üzerindeki yargı baskısı ciddi bir sorun haline gelmiştir. Bu sorunun giderilmesi için çıkarılan yargı paketleri yetersiz kalmıştır. İHD Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erbey 3,5 yıldır tutukludur. Bunun yanı sıra 8 milletvekili, 60 gazeteci, 70 sendikacı, 35 avukat, onlarca öğrenci olmak üzere yüzlerce Kürt siyasetçinin tutukluluğu devam etmektedir. Kişi özgürlüğü hakkı için uzun ve haksız tutuklamaların bir an önce sona erdirilmesi gerekmektedir.

Görüldüğü gibi devam eden insan hakları ihlallerinin yanı sıra barış sürecinde çatışmasızlığın sağlanması Türkiye’nin sorunlarını konuşarak ve siyaset zemininde çözmesi için önemli fırsatları yakaladığını göstermektedir. Bu tarihsel dönemi iyi değerlendirmeli ve demokratik Anayasa ile taçlandırmalıyız. Ancak şunu unutmamak gerekir. Yeni bir döneme girilirken hakikatleri öğrenmek ve onarıcı adaletle toplumsal barışı kurmamız gerekiyor. Hakikat ve adalet adeta iç içe geçmiş kavramlar ve olgulardır. Adalet için hakikat, hakikat için adalet gereklidir. Bugün burada aramızda bulunan Uluslar arası Ceza Mahkemesi’nin Sayın Başkanı ve sayın Başsavcısı vesilesi ile bir çağrıda bulunmak istiyorum. Türkiye bir an önce uluslar arası ceza mahkemesini kuran Roma statüsünü onaylamalı ve yürürlüğe koymalıdır. Bunun yanı sıra BM Kayıplar Sözleşmesini ve Cenevre Sözleşmeleri eki protokollerini de onaylamalı ve yürürlüğe koymalıdır.

Sevgili arkadaşlar,

Cezaevlerinde bulunan mahpusların durumuna değinmek gerekir. Ağır hasta mahpusların salıverilmesi için İHD tarafından hazırlanan listede yer alan kişiler ölmeye devam etmektedir. Bu durum vicdanları sızlatmakta ve insanların çığlığına sebep olmaktadır. Bu insanların işlemlerinin hükümet tarafından bir an önce hızlandırılması ve salıverilmeleri sağlanmalıdır.

Bölgemizde Suriye de yaşanan iç çatışmada iki yılda 70 binden fazla insan yaşamını yitirmesi ağır bir insan hakkı ihlalidir. Türkiye’nin halen uyguladığı açık kapı politikası doğrudur. Ancak hükümetin, etnik köken ve mezhepsel ayrımcılığı çağrıştıran politikalarını değiştirmesi, Rojova Bölgesi ile iyi ilişkiler kurması, Suriye’de diğer devletlerle birlikte öncelikle siyasi çözüm için daha fazla çaba harcaması gerekmektedir. Reyhanlı saldırısı gibi ağır kayıplar verdiğimiz saldırılarla provokasyona gelinmemeli, soğukkanlı tutum sergilenmelidir.

Türkiye’nin insan hakları kurumsallaşmasında yeni kurulan Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nun oluşumunda önyargılı olmadık. Eleştirilerimizi sürekli ifade ettik. Bu kurumun bir an önce eksikliklerini görerek gerekli düzeltmeleri yapması ve insan hakları örgütleri ile daha fazla işbirliği yapması gerekmektedir. Bunun yanı sıra hükümetin, işkenceye karşı sözleşmenin seçmeli protokolü (OPCAT) uyarınca bağımsız bir ulusal önleme mekanizması kurması ve ayrımcılıkla mücadele edecek bir kurulu oluşturması gerekmektedir.

Sayın konuklar, sevgili insan hakları savunucuları,

Sonuç olarak barış ve çözüm sürecini destekleyen ve bu konuda bizzat özgün çalışmalar yapan İnsan Hakları Derneği olarak Türkiye insan hakları ortamının düzelmesi için mücadelemizin devamlılığında kararlı olduğumuzu, bu kongrenin mücadelemize güç katacağını ve kamu sivil toplum diyaloguna katkı sağladığını belirtmek isterim.

Kongremizin dünya insan hakları hareketi açısından ilerletici kararlar almasını temenni eder, tüm konukları ve insan hakları savunucularını bir kez daha saygı ile selamlarım. 

 

                                                                                                          Öztürk TÜRKDOĞAN
Genel Başkan

Bir cevap yazın