26 Kasım 2019 gözaltına gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Berivan Altan, 8 gün gözaltında tutulduktan sonra çıkarıldığı savcılıkça ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmasına rağmen polis tarafından baskıya maruz kalmaya devam etmiştir. Yaşananlara dair İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Gazeteci-Yazar Hüseyin Aykol ve HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç, Berivan Altan ile birlikte İHD Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda konuşan gazeteci Altan, maruz kaldığı polis tacizlerine ilişkin “Sürekli haberini yaptığımız bir konu ile bizzat ben de muhatap oldum. Bu meseleye dair birçok kişiyle görüştüm, onlarca haber yaptık. Bu uygulama özel bir kesime değil, bütün topluma uygulanıyor. Özellikle son 5 yıldır gözaltı herkese uygulanmaya başladı. Benzer uygulamaya, 26 Kasım’da gözaltına alındığım ve 8 gün gözaltında tutulduğum süreçte de bu uygulamaya maruz kaldım. Akabinde mesaj ile rahatsız edildim” dedi.
“Özel bir çaba harcamalarına gerek yok”
Kamuya açık gazetecilik faaliyeti yürüttüğünü söyleyen Altan, “Her gün onlarca basın açıklaması takip ediyoruz; adliyeye, meclise giriyoruz. Girdiğimiz ortamlar kamuya açık. Özel bir çaba harcamalarına gerek yok. Buna rağmen böylesi bir uygulamaya maruz bırakıldık” diye belirtti. Gazetecilik faaliyetlerini yürütmeye devam edeceğini vurgulayan Altan, “Gerçeğe bu kadar ihtiyaç olan süreçte, gerçekleri yazmaya ve mesleğimizi yürütmeye devam edeceğiz” dedi
“Komisyon görevini yapmalı”
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise 2019 yılında bu duruma benzer 72 vaka tespit ettiklerini söyledi. “Berivan Altan’ı polis rahatsız etmemeli ve bu uygulamanın derhal son bulmasını istiyoruz” diyen Türkdoğan, konuya ilişkin Kolluk Gözetim Komisyonu’na başvuru yapacaklarını belirtti.
Aynı zamanda Meclis Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu’na başvuru yapacaklarını belirten Türkdoğan, “Geçen yıl da bu Komisyona başvuru yapmıştık. Fakat bu başvuru ile herhangi bir sonuç alamadık. Bu yıl Komisyon başkanı ile görüşerek başvuruyu yapmak isteyeceğim. Şayet görüşemezsem de Komisyon üyesi vekillerle görüşüp bu başvurumuz en kısa zamanda gündeme almalarını ve yeni kurulan bu Komisyonu görevini yapmaya davet edeceğiz” dedi.
2014 yılında MİT Kanunu’nda yapılan değişiklik sonrası Meclis Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu’nun kurulduğunu hatırlatan Türkdoğan, “Görevleri devlet içindeki istihbarat örgütlerini denetlemek. Çünkü bunlara çok geniş yetkiler verildi. Birçok faaliyet yasa dışı faaliyetin özellikle kamu kurumlarındaki istihbaratlarla ilgili olduğu sonucuna ulaşıyoruz. Normal resmi polis yasadışı faaliyet yapmasının mümkün olmadığını düşünüyoruz. O halde Komisyon da görevin yapması gerekiyor” diye konuştu. Türkdoğan, yeni kurulan Kolluk Gözetim Komisyonu’nda bu vakalarla ilgili disiplin soruşturması başlatmasını talep etti.
Aynı zamanda Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun bir alt komisyon kurarak, yasadışı sorgu, kaçırma, ajanlaştırma ve taciz vakalarını incelemesi gerektiğini söyleyen Türkdoğan, şunları ifade etti: “Sadece bu meseleler değil. 2019 yılında Ankara’da 7 kişi kaçırıldı. 6’sı Ankara Emniyeti’nden çıktı. Bu insanlara ağır işkenceler yapıldı. Son dönemde iktidar işkence kelimesini kullanmıyor. Sözleşme zaten sadece işkenceyi tanımlıyor. Ceza Kanunu’nda işkence suçu düzenlenmiş durumda. Anayasa açık hüküm var. Kötü muamele kavramı nerden çıktı. İşkence yer ve mekan değiştirdi. Tehdit, dayatma işkence değil midir? 2016 bu yana 31 kişi kaçıldı, bunlara yapılan ağır işkencelere ne diyeceğiz. Rahatsız edilen 72 kişiye yapılan işkence değil mi? Çok sayıya işkence, kötü muamele ve onur kırıcı davranış ile karşı karşıyayız. Siyasi iktidarda bulunanlar kavramlarla oynamamalı.”