Geçerli Kimliklerde TC No Aranması İle İlgili YSK Kararı Hukuka Uygun Değildir

Siyasal hakların en önemlilerinden birisi seçme ve seçilme hakkıdır. Seçme hakkı gerek Anayasanın 67. Maddesinde gerekse de AİHS’in Ek 1 Nolu Protokolünün 3. Maddesi ile Sözleşmenin 10 ve 11. Maddelerinde, BM Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesizinin 25. Maddesinde güvence altına alınmıştır.

Nüfus hizmetleri kanunun 46. Maddesinde TC Kimlik No sadece vatandaşlarla resmi kurumlar arasında bağ kurmaya yarayan bir araç olarak tanımlanmıştır. YSK’nın araç olan TC Kimlik Numarasını seçmen iradesi yerine koyarak aldığı 428 sayılı karar hukuka aykırıdır. Kaldı ki YSK’nın bu kararı 298 sayılı kanunun 87. Maddesi uyarınca seçimlerin başlangıcında alması gerekirken, seçime 2 hafta kala alması seçimin meşruiyetine gölge düşürecektir.

İHD 17. Mart Salı günü YSK’ya başvurarak bu kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

YSK’nın uluslararası sözleşmeleri gözeten bir noktadan yeniden bir karar vererek bu yanlışlığı düzeltmesini ve seçme hakkını mutlak bir hak olduğunu açıklamasını bekliyoruz. Aksi halde milyonlarca vatandaş AİHM’e başvurabilir.

YSK’ya yaptığımız itiraz dilekçesi ve ek dilekçemiz açıklamamız ekindedir.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

18.03.2009
Sayı:202/2009/63-37
Konu: T.C. Kimlik Numarası ile ilgili başvuruya ek dilekçe

YÜKSEK SEÇİM KURULU BAŞKANLIĞI’NA

KONU:17.03.2009 tarih ve 6947 sayılı başvurumuza (10.03.2009 tarih ve 428 sayılı karara yaptığımız itiraza) ek dilekçe sunulmasıdır.

17.03.2009 tarihinde yaptığımız itiraza ek olarak aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekmiştir.
YSK’nun 428 sayılı kararı usul ve yasaya aykırı olduğu gibi hukuka da aykırıdır.

Anayasanın 90. maddesinin son fıkrasında, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7/5/2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” Hükmü bulunmaktadır. Bu durumda YSK’nun kararlarında hukuka uygunluk denetimi yapması Anayasal bir zorunluluktur.

Türkiye’nin onaylayarak yürürlüğe koyduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesindeki ifade özgürlüğü hakkı, 11. maddedeki örgütlenme hakkı ile Sözleşmeye ekli 1 nolu Protokolün 3. maddesinde seçim hakkı uyarınca seçmenin seçme hakkını kullanması ile ilgili hiçbir kısıtlayıcı tedbir alınmaması gerekmektedir. Bu durumda YSK’nun öncelikle 298 sayılı kanunun 87. maddesi yerine AİHS’i uygulaması gerekmektedir.

Türkiye’nin onaylayarak yürürlüğe koyduğu Kişisel ve Siyasal Uluslar arası Sözleşmenin 25. maddesinde siyasal haklar düzenlenmiş olup, seçmenin seçim hakkının her koşulda korunması gerekmektedir.

YSK’nun kararını geri almaması nedeni ile milyonlarca vatandaşın oy kullanamaması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile BM İnsan Hakları Komitesine başvurular olacağı da unutulmamalıdır.

Sonuç olarak en önemli siyasal hak olan seçme hakkı üzerine getirilen T.C. kimlik numarası zorunluluğu hukuka aykırı olduğundan, YSK’nun 428 sayılı kararını kaldırması gerekmektedir.

Gereğini saygı ile arz ve talep ederim.

Öztürk Türkdoğan
Genel Başkan

17.03.2009
Sayı: 202/2009/63-36
Konu: T.C. kimlik numarası ile ilgili karara itiraz.

YÜKSEK SEÇİM KURULU BAŞKANLIĞI’NA

KONU: 10.03.2009 tarih ve 428 sayılı karara itirazdır.

YSK’nun 10.03.2009 tarih ve 428 sayılı kararı”29 Mart 2009 Pazar günü yapılacak mahalli idareler seçimlerinde, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası taşıyan; nüfus cüzdanı, resmi daireler veya iktisadi devlet teşekküllerince verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, evlenme cüzdanı, askerlik belgesi, sürücü belgesi gibi seçmenin kimliğini tereddütsüz olarak ortaya koyan resimli ve resmi nitelikteki belgelerden birisinin sandık kurulu başkanlarına verilmesi suretiyle oy kullanılabilir.

Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası taşımayan belgeye dayanılarak oy kullandırılamaz.
Bunun dışında, seçmenlerin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası taşımayan ve üzerine elle veya etiket şeklinde yazılan belgeler ile oy kullanmalarının mümkün olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.” Hükmünü içermektedir. Bu karara göre adeta TC Kimlik numarası seçmen yerine geçirilmiştir.

298 sayılı kanunun 87. maddesine göre, “Sandık seçmen listesinde yazılı seçmenin kimliği, nüfus hüviyet cüzdanı veya kimlik tespiti amacıyla düzenlenmiş  ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan resmi belgelerle belirlenir. Hangi resmi belgelerin kimlik belirlenmesinde kabul edileceği, Yüksek Seçim Kurulunca seçimlerin başlangıcında tespit ve ilan edilir. Şu kadar ki, belediyeler ile köy ve mahalle muhtarlıklarınca tanzim ve tasdik edilen kimlik belgeleri bu maddenin uygulanmasında geçerli değildir.” Hükmünü düzenlemektedir.

Buna göre YSK böyle bir kararı seçimlerin başlangıcında belirlemesi gerekirdi. Bu kararla, 16 Mart günü televizyonlara yansıdığı gibi Türkiye’nin tüm nüfus müdürlüklerinde adeta izdiham yaşanmıştır. Birçok kişi tepki göstermiş, oy kullanmayabileceğini söylemiştir. Nitekim derneğimize de bu yönlü sözlü ve yazılı başvurular yapıldığından, iş bu itirazı yapmak gerekmiştir.

YSK’nun bu kararı usul ve yasaya aykırı olduğu kanaatindeyiz. Şöyle ki;

1-5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 46. maddesi, “ (1) Kimlik numarası, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının nüfus kayıtları arasında bağ kurmak, kişilerin kaydına ulaşmak ve kamu kuruluşlarında tutulan kayıtlar arasında ilişki sağlamak amacını taşıyan bir numara sistemidir. Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası kişiye bir defa verilir ve değiştirilemez.” Şeklinde kimlik numarasının işlevini tanımlamıştır. Bu durumda kimlik numarası sadece araç konumundadır.

2-Anayasanın 67. maddesi on sekiz yaşını dolduran her vatandaşın seçme hakkına sahip olduğunu düzenlemiştir. Dolayısıyla seçme hakkı mutlaktır.

3-Anayasanın 11. maddesi uyarınca seçme hakkı ile ilgili anayasa kuralının doğrudan doğruya kullandırılması gerekmektedir.

4-YSK’nun 298 sayılı kanunun 87. maddesi uyarınca böyle bir kararı seçimlerin başında alması gerekirken, bunu seçime iki hafta kala alması hukuka aykırıdır.

5-Milyonlarca vatandaşın nüfus müdürlüklerinden kimliğini yenilemesi bu kısa zaman dilimi içinde mümkün olamayacağından, YSK’nın maddi güçlükler nedeni ile de kararını gözden geçirmesi gerekmektedir.

SONUÇ: 10.03.2009 tarih ve 428 sayılı kararın itiraz üzerine kaldırılarak, yeniden bir karar verilmesi için gereğini arz ve talep ederim.17.03.2009

Öztürk Türkdoğan
Genel Başkan

Bir cevap yazın