Türkiye’de Otoriter rejimin tahkim edilmesinde 19 Ağustos 2016 tarihi önemli bir yer tutmaktadır. İktidarın otoriter rejimi tahkim etme niyetini apaçık gösterdiği bu tarihte, 19 Ağustos 2016’da belediyelere kayyım atanmasının yolunu açan 411 Sayılı Torba Yasa tasarısı TBMM’den geçirilmek istenmişse de; TBMM’den istediği sonucu çıkaramayan iktidar, halk iradesini yok saymak için 1 Eylül 2016 tarihli 674 Sayılı KHK ile 5393 Sayılı Belediye Kanununun 45.maddesinde değişiklik yaparak belediyelere kayyım atama yetkisi almıştır. Aynı zamanda İktidar belediyelerin taşınır mallarına el koyma ve çalışanlarını görevden uzaklaştırma yetkisini de valilik ve kaymakamlıklara vermiştir.
674 Sayılı KHK, 10.11.2016 tarihinde TBMM’de kabul edilerek ve Resmi Gazete’de 24.11.2016 tarihinde yayımlanarak 6758 sayılı “Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun” haline getirilmiştir.
Sözünü ettiğimiz 674 sayılı KHK’ye dayandırılarak 2016’da DBP’li toplam 95 belediyenin eş başkanları görevden alınarak yerlerine o yerlerin mülki amirleri olan vali ve kaymakamlar kayyım olarak atanmıştır.
Kayyım atama hukuksuzluğunu ‘terör’ kavramı üzerinden meşrulaştırmak isteyen iktidar temsilcileri, 31 Mart 2019 yerel yönetim seçimlerinden sonra da kayyım politikalarına devam etmiştir.
31 Mart 2019 yerel yönetim seçimlerinin ardından, 19 Ağustos 2019 tarihinden itibaren İçişler Bakanlığı’nın kararıyla 3’ü büyükşehir, 5’i il, 33’ü ilçe ve 7’si belde belediyesi olmak üzere toplam 48 HDP belediyesine kayyım atanmıştır. Kayyım atamaları demokratik olan tüm hak ve taleplerin askıya alındığını bir kez daha ortaya koymuştur.
Yurttaşların temel hakkı olan seçme ve seçilme hakkı birçok kez hukuka aykırı yollarla gasp edilmiştir. HDP’li 48 belediyeye kayyım atanması 4,5 milyonu aşkın yurttaşın iradesinin iktidar tarafından kabul görmediğini göstermektedir.
31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde Van halkının yüzde 55.48 oyunu alarak Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı seçilen Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının iadesi kararı hukuka aykırı bir şekilde ortadan kaldırılarak; Van halkının iradesi yok sayılmak istenmiş ve kayyım atama girişiminde bulunulmuştur. Van Büyükşehir Belediyesine kayyım atanması girişimi Van ilinde birçok demokratik gösteriyi ve tepkiyi beraberinde getirmiş; bu toplantı gösteri ve yürüyüşler sırasında kolluk görevlilerinin orantısız güç kullandığı ve işkenceye varan uygulamalar gerçekleştirdiği görülmüştür. Demokratik tepkiler sonrası kayyım atama girişiminden vazgeçilmiştir.
Van ilinde gerçekleştirilmek istenen kayyım atamasının ardından; 03.06.2024 tarihinde İçişleri Bakanlığı kararı ile Hakkâri Belediye Eş başkanı Mehmet Sıddık Akış görevden uzaklaştırılmıştır. Hakkari’de 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde yüzde 48.92 oy alarak Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nden (DEM Parti) Belediye Eşbaşkanlığı görevine seçilen Mehmet Sıddık Akış, 03.06.2024 sabah saatlerinde Van’da gözaltına alınmıştır. Akış’ın gözaltına alınmasının ardından belediye ablukaya alınmıştır. Seçilmiş Belediye Meclis üyeleri dâhil hiç kimse belediye binasına alınmamıştır.
İçişleri Bakanlığı görevden uzaklaştırma kararının gerekçesinde soyut olgular üzerinden hareket etmiş; mevcut Belediye Eş Başkanı ile ilgili yürütülen bir soruşturmanın detaylarını İçişleri Bakanlığının resmi sosyal medya hesabından paylaşarak “masumiyet karinesini” ihlal etmiş ve kayyım atanmasına gerekçe göstermiştir. İçişleri Bakanlığı, soruşturma ve yargılama makamları yerine geçerek yargı kurmuş; mevcut Belediye Eş Başkanının devam eden soruşturma ve kovuşturma dosyalarını kayyım atamaya gerekçe göstermiştir. İçişleri Bakanlığı’nın bu açıklama ve uzaklaştırma kararı belirttiğimiz üzere hukuki değil; siyasi bir karardır.
Hakkâri Belediye Eş Başkanı hakkında görevden uzaklaştırma kararı verilmesinden 2 gün sonra; Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış hakkında Hakkâri 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “silahlı örgüt yöneticiliği” suçlamasıyla 19 yıl 6 ay hapis cezası verilmiştir.
03.06.2024 tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından Hakkâri 1. Ağır Ceza Mahkemesinde Hakkâri Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık AKIŞ hakkında devam eden bu yargılama, kayyım atama kararının gerekçelerinden biri yapılmıştır. Söz konusu yargılama dosyasında henüz bir karar verilmeden masumiyet karinesi yok sayılarak; mahkemenin bağımsızlığına da müdahale edilmiştir.
Mehmet Sıddık AKIŞ yukarıda belirttiğimiz nedenlerle; Anayasa’nın 127’inci maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47’inci maddesi gerekçe gösterilerek geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı’nca görevden uzaklaştırılmıştır. 5393 sayılı Belediye Kanunun 45 ve 46’ıncı maddeleri uyarınca Hakkâri Valisi Ali Çelik, Hakkâri Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirilmiştir.
Seçme ve seçilme hakkına yönelen bu açık müdahale, anti demokratik bir tutum olup demokratik bir sistemde kabulü mümkün değildir. Nitekim Avrupa Konseyi’ne bağlı Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresinin Türkiye’de hükümetin belediyelere atadığı kayyımların uluslararası hukuka aykırı olduğuna dair 23 Mart 2022 tarihli kararı bulunmaktadır.
2016 yılından bu yana iki dönemdir kayyım atadığı belediyeleri seçimlerde her defasında kaybeden siyasi iktidar, halkın demokratik iradesine siyasi bir darbe aracı olan kayyıma tekrar başvurmuştur. Bu durum göstermektedir ki, Hakkâri Belediyesine darbeci bir zihniyetle kayyım atanması sadece Hakkâri halkının değil; bütün Türkiye Halklarının demokratik iradesinin gasp edilmesi girişimidir. Seçimlerden sonra “normalleşme” söylemleri ve yeni anayasa tartışmalarının hüküm sürdüğü bu günlerde, demokrasiye aykırı bu uygulamadan bir an evvel vazgeçilmesi gerekmektedir.
Türkiye’nin en önemli meselesi olan Kürt Meselesinin demokratik ve barışçıl yollardan çözülmesi acil bir ihtiyaçtır. Ancak Kürt Halkının seçimler yoluyla seçtiği belediye başkanlarının yerine kayyım atama politikasında ısrar Kürt Meselesinin çözümünü daha da karmaşık hale getirmektedir. Bu durum aynı zamanda Türkiye’deki tüm yurttaşların seçimler yoluyla iş başına getirdiği tüm belediye başkanlarının yerine kayyım atama riskini de içinde barındıran bir tehlikedir.
Seçilmiş Hakkâri Belediye başkanı yerine kayyım olarak atanan Hakkari Valisi aynı tarihte tüm yurttaşlar için anayasal bir hak olan barışçıl toplantı ve gösteri yapma hakkını tüm kentte 10 gün boyunca yasaklama kararı almıştır. Kentin tüm cadde ve sokakları sıkıyönetim ilan edilmişçesine polis, asker ve zırhlı araçlarla kontrol altına alınarak hayatın olağan akışına müdahale edilmiştir. 03 Haziran 2024’ten 12 Haziran 2024 tarihine kadar eylem-etkinlik yasağı kapsamında siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin ve yurttaşların barışçıl protesto, basın açıklaması, gösteri ve yürüyüş amaçlı kamusal alana çıkmalarına izin verilmemiştir.
Eş zamanlı olarak Hakkari ile birlikte Diyarbakır, Van, Mardin, Batman ve Şırnak Valilikleri de eylem ve etkinlikleri tüm kentte yasaklamışlardır. Oysaki Anayasa’nın 34. maddesi; fikirlerin silahsız ve saldırısız, başka bir ifade ile barışçıl bir şekilde ortaya konulabilmesi için toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını güvence altına almıştır. Dolayısıyla gösteri ve toplantı hakkı, şiddete başvurmadan yurttaşların ve sivil toplum örgütlerinin eleştiri ve yönetime seslerini duyurma hakkını içerir ve teminat altına alır. Bu kararlarla savaş ve olağanüstü koşullarda bile kanunla özlerine dokunulmadan kısıtlanabilecek hakların kendisi/özü ortadan kaldırılmıştır.
İnsan Hakları Derneği