20 Temmuz 2016 tarihinden beri devam eden OHAL rejiminin otoriter yönetim anlayışı hızından hiçbir şey kaybetmemiştir. Siyasal iktidar, Türkiye’yi OHAL rejimi adı altında keyfi olarak yönetmeye, bu konudaki ulusal ve uluslararası tepkilere cevap vermeyerek kendini var etmeye çalışmaktadır. Öyle ki 20 Ocak 2018 tarihinde Suriye’nin Afrin bölgesine gerçekleştirilen askeri müdahale ile birlikte kırıntısı kalan haklar da adeta ortadan kaldırılmıştır. Savaşa karşı barış diyen herkes ve her kesim siyasi iktidarın amansız bir yargı baskısı altına alınmıştır.
Son olarak HDK Eş Başkanları Onur Hamzaoğlu ve Gülistan Koçyiğit ile birlikte HDK bileşenlerini oluşturan kurumların eş başkanlarının ve yöneticilerinin gözaltına alındığını öğrenmiş bulunmaktayız. Türkiye’nin sorunlarını demokratik ve barışçıl yollardan çözümü konusunda önemli bir sivil siyaset kurumu olan HDK’nin bu şekilde baskı altına alınıp kriminalize edilmeye çalışılması Türkiye’deki sivil ve demokratik seçenekleri devre dışı bırakmak anlamına gelmektedir.
Siyasal iktidarın tam da HDP’nin 3. Olağan Genel Kurulu öncesi gerçekleştirdiği bu operasyonlar kesinlikle kabul edilemez. Birkaç haftadır kongre çalışmalarını gerçekleştiren HDP yöneticilerine yönelik yargı baskısı, anlaşıldığı üzere HDK ile devam ettirilmektedir.
Siyasal iktidar, siyasal partilerin ve sivil örgütlenmelerin çalışmalarına bu şekilde müdahale edemez. Siyaset yapma hakkı ile birlikte ifade ve örgütlenme özgürlüğü hakkı bu şekilde tamamen yok edilmektedir.
Siyasal iktidarı sonu belli olmayan bu tip baskı yöntemlerinden vazgeçmeye ve bu şekilde gözaltına alınan herkesi serbest bırakmaya davet ediyoruz!