15.03.2014
HASTA MAHPUSLARI CEZAEVLERİNDEN
TABUTLA DEĞİL UMUTLA KARŞILAMAK İSTİYORUZ
Gayrı gözleri görmeyen, elleri ayakları tutmayan, bir insanı yaşama bağlayan organları çalışmayan mahpusların olduğu bir ülkedeyiz. Kimisi hastalığından ötürü sıradan algıdan uzak kendiyle baş başa kimisi ise her gün her birimize ayrı ayrı çığlığını gönderen, her gece rüyalarımıza giren, dışarıdan vereceğimiz sesle direnebilen ve fakat hepsi ölüme terkedilen ağır hasta mahpuslar ülkesindeyiz.
Genel merkez cezaevi komisyonumuzun verilerine göre Türkiye cezaevlerinde 202si ağır olmak üzere toplam 620 hasta mahpus bulunmaktadır. Ağır hasta mahpusların içerisinde, ölümcül hastalıklarla hapishane koşullarında mücadele edenlerin yanısıra, şizofreni hastalığı nedeniyle sıradan algı sınırları dışında bir hayat süren de var gözleri görmediğinden kendi karanlığına terk edilmiş olan da var. Tüm bu mahpusların dışarıda tedavi görebilmesi ve maalesef artık tedaviyle normal hayatına dönemeyecek mahpuslarınsa hayatlarının kalan kısımlarını sevdikleriyle geçirebilmesi için artık susmamak haykırmak tüm aidiyetlerimizden öte insani görevimizdir.
İnsan hakları savunucuları, mahpus yakınları, insancıl hukuka bağlı olan hukukçular, doktorlar, öğretmenler, memurlar, işçiler ve esasen yüreğindeki insani değerleri korumaya çalışan insanlar olarak artık açıklama yapma zamanının çoktan geçtiğinin bizler de farkındayız. Hapishanelerde bulunan ağır hasta mahpuslara gönderdiğimiz dayanışma mektupları, muhataplarının yaşamını yitirmiş olmasından dolayı birer birer adreslerimize iade edildiğinde bu gecikmişliğin farkına varmıştık. Fakat hala kapıldıkları ağır hastalıklara yenilmemiş olan, bizlerden bir ses bir nefes bir umut bekleyen, uğruna çaba harcamamız gereken arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, yoldaşlarımız, mahpuslarımız, insanlarımız var hapishanelerde.
202 ağır hasta, 202 evlat, 202 arkadaş, 202 yoldaş, 202 can var cezaevlerinde ölümle pençeleşen.
Hapishane duvarlarının ardındaki 202 insan bugün yakılan 202 mum gibi gözlerimizin önünde an be an tükeniyorlar. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden, Anayasa’dan, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’dan, bu kanunun 16., 25. ve diğer maddelerinden bahsetmiyoruz, bir katip edasıyla her kanun maddesine değinmek istemiyoruz, 202 mumla 202 eriyen bedenden bahsediyoruz, 202 ağır hasta mahpustan…
Başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere tüm yürütmeye, yasamaya, yargıya sesleniyoruz; uluslararası sözleşmeleri, yasaları, raporları, istihbarat değerlendirmelerini, kalemleri, kağıtları, dilekçeleri bırakın bir kenara, cezaevlerinde yalnızlıklarına terk edilmiş, işkenceli idam cezalarına çarptırılmış gibi koşar adım acılı ölümlere yollanan 202 insanımızı istiyoruz. İnandığımız ve kabul ettiğimiz evrensel değerleri paylaşmıyor olabilirsiniz ama inandığınız değerler her ne ise o değerlere atfen, insanlarımızı 202 mum gibi eritemeyin diyoruz.
Cezaevlerinde bulunan 202 ağır hasta mahpus, sesimizin ve çığlıklarımızın ulaştığı her yerde yakılan 202 mum gibi eriyip gitmesin diye ne kadar haykırmamız gerekiyorsa haykıracağız. 202 ağır hasta mahpusu, çığlıklarının yankısıyla başbaşa bırakmayacağız. Onlar içeride yaşama tutundukça bizler onları cezaevlerinden tabutlarla değil umutlarla alalım diye susmayacağız, haykıracağız. Bir tek mum daha sönmeden, bir tek mahpus daha ölmeden 202 ağır hasta, 202 evlat, 202 arkadaş, 202 yoldaş, 202 can serbest bırakılmalıdır!
İHD GENEL MERKEZİ