HAYATI SAVUNUYORUZ!

Soma, Ermenek, Şirvan, Amasra, Şırnak, İliç… Katliamların sorumluları yargı önünde hesap verene dek mücadelemiz sürecek.

 

İktidarın maden ve enerji politikaları, Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanında ekolojik talanı yaygınlaştırmaya devam etmektedir. Su kaynakları, ormanlar ve tarım arazileri, yerel ve yabancı sermaye gruplarına pazarlanırken; maden, enerji santralleri, yaşam alanlarını, halkın geçim kaynağı olan tarım alanlarını ve gerekli güvenlik önlemlerini almayarak  işçilerin bedenlerini acımasızca  yok etmektedir.

 

13 Mayıs 2014’de Soma Holding’e bağlı maden ocağında alınmayan önlemler ve denetimsizlik sonucu 301 maden işçisi kardeşimizin hayatını kaybetmesi , Ermenek, Şirvan Amasra, Şırnak ve İliç ‘de yer alan maden sahalarının  işçi ve emekçinin katline neden olması, ‘’adalet ‘’arayan hak savunucuları yargı eliyle susturulmaya çalışılması bu politikaların sonucudur.

İliç Çöpler Altın Madeninde ,siyanür liçi yöntemiyle yapılan altın madenciliğinin yasaklanması gerekirken devletin sermayeyle işbirliğinin devam ettiği görülmektedir. Katliamın üzerinden daha üç ay geçmişken, henüz toprak altında olan  beş işçinin bedenine dahi ulaşılamamışken, Altın Madencileri Derneği ile Dünya Altın Konseyi’nin birlikte 16 Mayıs’ta Ankara’da “Sorumlu Altın Madenciliği Konferansı” düzenleyecek olması ,Sermaye’nin  İliç katliamını unutturma, üstünü örtme kar ve rant hırsının sürdürülebilirliğini sağlama çabasıdır.

2023 yılı itibariyle Türkiye’deki  maden ruhsatlı arama ve  işletme sayısı 14.701 dir. Ve sürekli olarak artmaktadır. Bu rakamlar sektörel olarak madenciliğin ne kadar büyük olduğunu , bu maden sahalarının , iş sağlığı ve güvenlik önlemleri alınmadan faaliyetlerini sürdürmesinin ucuz iş gücü ve maksimum kar hırsıyla doğa talanına , işçi ve emekçiye nasıl kolay  mezara dönüştüğünü de göstermektedir. İliç’te daha önceki yaşanan sızma’da madenin göstermelik kapatılması , son felakette yaşanan sadece toprak kayması diyerek ,olayın vahametini küçültmeye çalışma çabaları da ,sermaye ve iktidarın rantın bölüşümdeki mutabakatının sonucudur.

Vahşi madencilik sektörünün, kendini aklama çabasına karşın, bizler ekoloji ve insan hakları savunucuları olarak İnsan haklarının evrensel, bölünmez birbirine bağlı ve kendi içlerinde birbirleriyle ilişkili bir haklar bütünü olduğunu, işçi haklarının da insan hakkı olduğunu, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede yaşamanın temel bir insan hakkı olduğunu ve Soma, Ermenek, Şirvan, Amasra, Şırnak vê İliç… Katliamların sorumluları yargı önünde hesap verene dek mücadelemiz sürdüreceğimizi, ne Soma ‘da yaşamını yitiren 301 can ’ı ne de İliç’te hala cansız bedenlerini de ulaşılamayan işçileri unutturmayacağımızı ,sürecin takipçisi olacağımızı  tüm kamuoyuyla paylaşırız.

 

 

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ AFET VE EKOLOJİ KOMiSYONU