Değerli basın mensupları;
Dün yine barış, demokrasi ve insan hakları mücadelesini yürütenleri derinden yaralayan talihsiz gelişmeler yaşandı. 11 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen operasyonlarla 80’in üzerinde kişi gözaltına alındı. Büyük bir hukuksuzluk örneği gösterilerek yapılan ev ve işyeri baskınlarında gözaltına alınanlar arasında halkın bizzat kendi oylarıyla seçtiği belediye başkanları da vardı. Operasyon kapsamında en büyük hukuksuzluğu ise İnsan Hakları Derneği olarak yaşadık. Tek amacı insan haklarının savunuculuğunu yapmak olan İHD, pervasız bir şekilde polis baskınına uğradı ve yaklaşık 7 saat boyunca derneğimiz işgal altında tutuldu. Yaşanan en önemli gelişme ise tüm çalışmasını hak arama mücadelesi ve insan haklarını savunmak üzerine kuran derneğimizin Şube Başkanı ve Genel Başkan Yardımcımız Av. Muharrem Erbey’in, evine sabahın erken vakitlerinde baskın yapılmak suretiyle gözaltına alınmış olmasıdır.
Dün bu caddeden gelip geçen vatandaşlar burada adeta OHAL manzaralarıyla karşılaşıp şaşkınlığını gizleyemiyordu. Evinden gözaltına alınan Şube Başkanımız Muharrem Erbey’in bürosunun aranacağı yönünde elinde karar olan polis, Sayın Erbey’in bürosu yerine derneğimize baskın yapmış, arama kararının derneği kapsamadığı yönünde itirazlarımız üzerine, henüz bu konuda görüşmelerimiz devam ederken alelacele derneğimizin tamamının aranmasına yönelik arama kararı bir polis memurunun telefon ile yaptığı talep üzerine çıkartılmıştır. 90’lı yıllarda, yani OHAL döneminde bile karşılaşılmayan bir uygulamayla derneğimiz baskına uğramış, binamızda bulunan tüm evraklar incelemeye alınmış, bilgisayarlarımızın hard diskleri alınarak el konulmuştur. Gerçekleştirilen bu baskın sırasında çok ciddi hukuksuzluklara da imza atılmıştır
Son olarak elimize ulaşan ifade tutanakları yapılan baskın ve gözaltı işleminin hukuki gerekçelerden ne kadar uzak olduğunu bir kez daha ispatlanmıştır. Şube Başkanımıza yöneltilen soruların büyük bölümü tüm kamuoyuna açık olan dernek çalışmalarımıza yöneliktir. Dernek faaliyetleri kapsamında yapılmış olan yurtdışı gezileri,hazırlanan projeler ve derneğin insan hakları alanında yürütmüş olduğu çalışmalar ve ihlallerin kamuoyu ile paylaşılması illegal faaliyetler gibi gösterilerek bu yönde sorular yöneltilmiştir.
İnsan hakları savunucularının korunmasına dair uluslar arası sözleşmede de düzenlendiği gibi, insan hakları savunuculuğu yapan kurum ve kişilerin tüm otoritelerden bağımsız sadece insan hakları ihlallerinin ortaya çıkarılması ve evrensel insan hakları ilkelerinin gerçekleştirilmesi için mücadele edeceği açık bir şekilde belirtilmiştir. Bu amacı gerçekleştirmek için insan hakları kuruluşları, uluslar arası ve ulusal insan hakları kuruluşları ile ortak çalışma yürütür, bu alanda her türlü proje ve çalışmalarda yer alabilir. Bu husus uluslar arası sözleşmelerde de güvence altına alınmıştır.
Tüm mücadelemiz insan haklarının gerçekleşmesi ve demokratik bir sistemin gerçekleşmesi iken, hükümet tarafından bu alanda mücadele yürüten kurumlara yönelik tutum ve uygulamaları insan hakları savunucuları olarak kabul edilemez bir tutum olarak gördüğümüzü ve bu alandaki mücadelemizin devam edeceğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz.
2007 yılından beri yürütülen ve gizlilik kararı nedeni ile inceleme şansımız olamayan bir dosyadan dolayı derneğimizin yasadışı faaliyetlerle anılması, bu kapsamda hukuk dışı bir şekilde anılması ve Ulusal ve uluslararası mevzuat çerçevesinde faaliyetleri nedeni ile Şube başkanımızın göz altına alınmış olmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Şube başkanımızın derhal serbest bırakılarak derneğimiz üzerindeki iddia ve ithamların son bulmasını diliyoruz.
İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ