İnsanlığın yüz karası olan işkence ve kötü muamele ülkemizde bitmedi, devam ediyor. İşkence ve kötü muamele insanlığa karşı işlenen ve insan onurunu hiçe sayan bir suçtur. Temel insan hakları belgeleri ve insan hakları hukuku işkenceyi net bir şekilde yasaklamıştır. Buna rağmen işkence yapılabiliyorsa bunun sorumlusu işkenceyi önleme konusunda yetersiz kalan devlettir. Tutuklu olan şahısların güvenliği devletlerin denetim ve gözetim alanındadır. Tutukluların güvenlik güçlerinin denetimi altında iken işkence ve kötü muamele görmesi devletin meşruluğunu tartışılır hale getirir.
23 Ekim 2008 Perşembe günü saat 20.30 civarında Şırnak İli İdil ilçesinde tutuklanan Hüsnü DOĞAN, Hasan ERASLAN, Mehmet BAYRAM, M. SaliH GEÇGEL, Ahmet KARAGÖL, Musa BAYRAM, Yusuf İNAN, Mehmet GORAN, adliye çıkışında bahçede dövülmeye başlanır. Bu dövülme olayına İdil’de bulunan çok sayıda insan tanık olur. Daha sonra İdil Devlet hastanesine sevkleri yapılan bu şahıslar hastane koridorunda dövülmeye devam ediyorlar. Hastane çıkışında karakola götürülürken yolda yine dövülüyorlar. Dövme işlemini görenlerin Avukatlarına haber vermesi sonrasında İHD Diyarbakır Şubesi Üyeleri olan Av. Cihan GÜÇLÜK ve Av. Veysel VESEK ile Av. Rehşan GÜLEÇ idil Cumhuriyet Savcısını arayarak olayı anlatırlar. Savcı Avukatlarla birlikte karakola giderek iddiaları araştırmaya başlar. Bu arada nezarethanede yerde yatan Hüsnü DOĞAN’ın durumunun ağır olduğunu görür. Doktor Mahmut ERYOLTAY çağrılır. Doktor, yerde yatan Hüsnü DOĞAN’ın 9 ve 10 cu kaburgalarında kırık olabileceğini belirtir. Diğer tutuklu olan 7 şahısın ise hastaneye sevk edilmelerini ve orada tetkiklerin yapılmasının daha uygun olacağını belirtir.
Cumhuriyet Savcısı şüpheli olan polis memurlarını ve kötü muamele görenleri karşı karşıya getirir ve Teşhis Tutanağı’nı tutar. Çevik Kuvvette bağlı polis memurları tutuklularla ilgilenmediklerini onlarla gidip geldiklerini TEM’e bağlı sivil polis memurlarının onlarla ilgilendiklerini belirtmişlerdir. Ağır yaralı olan Hüsnü DOĞAN Hasan ERASLAN ve Mehmet BAYRAM kendisilerini döven polis memurlarını tanıyarak teşhis ederler. Karakolda tespit Tutanağı tutular. Diğer beş kişi ise kendilerine kötü muamele olmadığını beyan ederler. İşkence ve kötü muameleye dair bu olaylar sonrasında idil Cumhuriyet Başsavcılığında 2008/561 soruşturma no ile soruşturma açılır. Yine aldığımız bilgilere göre 3 polis memuru bu sabah adliyeye çıkarıldı.
İşkenceye sıfır tolerans diyen hükümet bölgemizdeki insan hakları ihlallerinden dolayı yaptığımız yüzlerce başvuru sonuçsuz kaldı. Bölgemizde işkence ve kötü muameleye dair veriler; İHD’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde tespit edebildiği işkence başvurularına baktığımızda 2000’den sonra işkencenin arttığı gözlenmektedir. 2000’de 130, 2001’de 539, 2002’de ise 228, 2003’de 489, 2004’de 338, 2005’de 284, 2006’da 334, 2007’de ise 232, 2008’in ilk altı ayında ise 434 işkence ve kötü muamele başvurusu olmuştur. 2008 yılı her açıdan insan hakları ihlallerinin en üst düzeye çıktığı dönemlerinden biridir. Hukuken bu işkencelerden yükümlü olan AKP hükümeti doktor raporları, resim ve görüntülere rağmen kaç işkencenin ve işkence iddiasının üzerine gidip, soruşturma ve yargılama süreci başlattı?
Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan, bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine yol açacak her türlü davranış, TCK’nın 94. maddesinde İŞKENCE olarak düzenlenmiştir. İşkenceyi yapanlar hakkında etkili bir soruşturma yürütülerek, kamu davasının açılmasını ve konuyla ilgili olarak hükümetin bir açıklama yapmasını istiyor, işkence yapanları ve koruyanları şiddetle kınıyoruz.
BARO | İHD | MAZLUMDER | TİHV | TABİP ODASI |