Ağrı Temsilciliğimize, tutuklu ve hükümlü yakınları tarafından yapılan başvuru üzerine temsilcilerimizden Av.Olcay Öztürk 12.09.2014 tarihinde Erzurum H Tipi Cezaevine giderek tutuklu /hükümlülerle görüşmeler gerçekleştirmiştir. Yapılan görüşmelerde tutuklu/hükümlüler tarafından dile getirilen sorunlar ve tespit edilen hak ihlalleri aşağıda rapor haline getirilmiştir:
Cezaevinde 4 ü hasta olmak üzere toplam 8 hükümlü/tutuklu ile görüşme gerçekleştirilmiştir. Görüşme gerçekleştirilen hasta hükümlüler Hanifi Demir, Nuri Kartal, Fikret Güzelaydın ve Erin Görgü’dür. Görüşmelerde Mehmet Ayaz ve Ömer Mustafa Polatlı’nın da hasta olduğu tarafımıza bildirilmiştir.
HASTA HÜKÜMLÜLER;
HANİFİ DEMİR:
Hastalıkları: Kroner kalp ve damar hastalığı, by-pas ameliyatlı, kalp ve kalp kapakçığı yetmezliği, yüksek tansiyon, şeker, böbrek, eritmenli gastrit, ülser, gastrit, mide fıtığı, bel ve boyun fıtığı, prostat ve teşhisi bırakılamayan aşırı üşüme ve terleme, kalp hastalıklarına bağlı olarak solda sürekli uyuşma.
Tedavi: .Bel fıtığı nedeni ile acil ameliyat olması gerekir iken kalp ve damar hastalıkları ve yüksek tansiyon sebebi ile ameliyat olamıyor. Sadece ilaç tedavisi ile yukarıda arz edilen kötü şartlar altında yaşamını sürdürmeye çalışıyor. İlaçları zamanında verilmiyor. Arkadaşlarının yardımı ile hayatını idame ettiriyor. Tüm bu ileri düzeydeki ciddi sağlık sorunlarına rağmen heyet raporunda ‘cezasını cezaevinde çekmesinde sakınca yoktur’ tespitini yapmıştır.
NURİ KARTAL:
Hastalıkları: Kalp ve damar hastalıkları, mide ve bağırsak hastalıkları, Anjio olmuş,
Tedavi: Sadece ilaç tedavisi yapılıyor. Yukarıda izah edilen sağlıksız ve kötü koşullarda hayatını arkadaşlarının yardımı ile idame ettiriyor.
FİKRET GÜZELAYDIN:
Hastalıkları: Beyin tümörü, karaciğer ve akciğer de tümör, ayak damarlarında tıkanma, kalp hastalıkları, mide ve bağırsak hastalıkları, boyun fıtığı
Tedavi:21 yıldır cezaevinde olan hasta, beyninde 2 cm büyüklüğündeki bir tümör ile yaşıyor. Tümörün 1 cm büyümesi halinde felç ve körlük riski ile karşı karşıya. Adli Tıp Kurumu cezasını cezaevinde çekmesinde sakınca görmemekte…
ERİNÇ GÖRGÜ
Hastalıkları: Teşhisi bırakılamayan beyin hastalığı, epilepsi ilaçları ile tedavi edilmeye çalışıyor, böbrek, mide, bağırsak hastalıkları,
Tedavi: İlaç tedavisi dışında başkaca bir tedavi yapılmamış. 4 haftadır boğazından kan geliyor ve hastaneye sevki yapılmıyor.
Hasta ve diğer tutuklu/hükümlülerle yapılan görüşmelerde dile getirilen başlıca sorunlar ve sebepleri:
I-Cezaevinde çıkan yemeklerin sağlık olması ve bu nedenle gelişen sağlık sorunları:
Görüşme yapılan tüm tutuklu/hükümlüler cezaevinde çıkan yemeklerin sağlıksız olduğunu dile getirmişlerdir. Yemeklerde kullanılan malzemelerin özellikle de kullanılan yağın kalitesiz ve sağlıksız olması nedeni ile tüm tutsaklarda mide ve bağırsak hastalıklarının oluştuğunu, ayrıca uzun zamandan beri cezaevinde olanlarda ise kalp ve damar hastalıklarının oluştuğu dile getirilmiştir.
Yemek çizelgesinin yapılmayışı yada yapılsa dahi kendilerine bildirilmemesi nedeni ile hangi gün hangi yemeklerin çıkacağını bilemediklerini, akşam saatlerinde hazmı zor olan özellikle kuru fasulye, nohut ve bulgur gibi yemeklerin çıktığını ve bu yemeklerinde genellikle pişmemiş olduğu dile getirilmiştir. Yine beslenme kurallarına uyulmadığı, taze meyve ve sebze ve sağlıklı gıdaların yeterince verilmediği vurgulanmıştır. Özellikle hastalıkları nedeni ile diyet yemekleri verilen hasta tutsakların diyet yemeklerinin verilmediği, hatta verilen diyet yemeklerinin normal yemeklerden daha yağlı ve sağlıksız olduğu belirtilmiştir.
II-Spor yapma alanlarının olmadığı/uygun olmadığı ve spor saatlerinin kısıtlandığı dair şikâyetler:
Cezaevinde spor yapma alanlarının olmadığı dile getirilmiştir. Kapalı ve sayıya göre yetersiz olan küçük bir kapalı salonda spor yapma imkânı tanındığı, alanın yetersizliği ve sağlıksız olması nedeni ile hukuken var olan haklarının fiilen kullanılamadığı dile getirilmiştir. Haftalık 10 saat olan spor saatinin ancak 1 saatini zar zor kullanabildikleri belirtilmiştir. Sağlıksız beslenmeye bir de spor yapma imkânlarının olmaması sebebi ile hareketsiz bir yaşam da eklenince kalp ve damar hastalıklarının adeta bir kader haline geldiği vurgulanmıştır.
III-Hastaneler,Hekimler ,Diş Polikliniği ,Sevkler ve İlaçlarla ilgili Şikayetler:
Hastaneye sevklerin derhal yapılmadığı ,sevk yapıldıktan sonra da Jandarma’nın sevk için hazır olmadığı gerekçesi ile hastaneye gidiş süresinin uzadığı dile getirilmiştir.
Doktor reçetelerin de yazan ilaçların ellerine geç ulaştığını bildirmişlerdir. Örneğin çok ciddi rahatsızlıkları olan Hanifi Demir’e, salı günü yazılan ilaçlar kendisiyle görüştüğümüz Cuma günü henüz kendisine ulaşmamıştı.
Sevk evrakları üzerine ‘silahlı terör örgütü üyesidir. Kaçabilir’ şerhi düşülmesi sebebi ile muayene edilen doktorlar tarafından kendilerine karşı ön yargı oluşturulduğunu ve bu nedenle ilgisiz ve kötü muameleye maruz kalındığı belirtilmiştir.
Cezaevi kampusu içerisindeki Diş Polikliniğinde devamlı surette, Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ise doktora göre kelepçeli olarak muayene edildikleri dile getirilmiştir.
Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinin mahkum koğuşunun fiziki şartlarının çok kötü olduğu, havasız, karanlık ve esasında karantina odası olan bu koğuşa giren sağlıklı insanları bile anti hijyen olması nedeni ile hasta olarak çıkacağı vurgulanmıştır. Yine acil serviste müdahale edilmesi gereken durumlar da dahi tedavinin mahkûm koğuşunda yapıldığı dile getirilmiştir.
Yapılan tedavilerin gerçek bir tedavi olmaktan uzak olduğu, doktorların hastanede tedavi etmesi gereken hastalıklarda dahi bu gerçeği dikkate alarak rapor vermedikleri, baştan savma ve sadece ilaç yazma suretiyle sözde bir muayene ve tedavinin gerçekleştirildiği belirtilmiştir.
İnsan Hakları Derneği Ağrı Temsilciliği