Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Dicle Üniversitesi’nin açılışındaki konuşmasında İnsan Hakları Dernekleri’ne ilişkin yaklaşımı Demokrasi ve İnsan Haklarına karşı topyekün mücadelenin bir ifadesidir.
Cumhurbaşkanı bu konuşma ile MGK’da karar verilen topyekün mücadele kararının en üst düzeyde bir adımını daha atmıştır.
Demokratik hukuk devleti anlayışına, insan haklarına dayalı, çoğulculuğu temel alan örgütlü sivil toplum rejimi olan demokrasiyi reddeden bir anlayışın ürünüdür. Başka bir deyişle, 12 Eylül darbeci anlayışının bir yansımasıdır. İHD bu darbenin ardından, toplumun bağrından çıktı, bu tehditlerle sökülüp atılamaz. Sömürgeye, baskıya ve şiddete dayalı kurulu düzene uygun düşmeyen herkesi, her kuruluşu, her düşünceyi tehlikeli gören anlayışın tarihte örnekleri çok görülmüştür.
İnsan hakları için verilen mücadele, aynı zamanda demokrasi ve barış mücadelesidir. İnsan haklarına ve insan haklarının savunuculuğuna yapılan düşmanlık, aynı zamanda barış ve demokrasi düşmanlığıdır. İnsan hakları anlayışımız ve mücadelemiz somut ülke koşullarına denk düşmektedir. Egemen ideolojinin etkilerinden bağımsız, insan onuruna ve özgürlüğüne uygun ve dünya insanlığının mücadelesi ile çakışan bir anlayış ve devinimdir. Bu baskı ve tehditler nicel gücümüzü belki zayıflatmada etkili olabileceği düşünülebilir; ama bu kuruluş amacımız doğrultusunda ve uluslararası toplulukların insan hakları sürecinde üstlendiği görevi yapmamızı engelleemez.
Akın Birdal
İHD Genel Sekreteri