İmralı Tecridine Son Verilsin!

İmralı Hapishanesi’nde tutulan ve 7 Ağustos 2019 yılından bu yana avukatları, vasisi ve ailesi ile görüştürülmeyen Abdullah Öcalan, Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş üzerinde uygulanan tecridi protesto etmek amacıyla Türkiye’nin birçok ilinde başlatılan “ İmralı Tecridine Karşı Gemlik’e,  Özgürlük Yürüyüşü” adı verilen eylemlere izin verilmemesi ve akabinde gerçekleşen kolluk müdahaleleri birçok hak ihlaline sebep olmuştur. Demokratik bir hak olarak toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ifade özgürlüğünü kullanmak isteyen yurttaşlar işkence ve kötü muameleye varan uygulamalarla gözaltına alınmışlardır.

İmralı Hapishanesi’nde tecrit altında tutulanlarla ilgili olarak avukatların ve ailelerin yapmış olduğu tüm başvurular sonuçsuz bırakılmıştır. Avukatlar, müvekkillerine karşı açılmış olan davalar hakkında hukuki destek sağlayamamış; iletişim kuramamış ve sağlık durumlarına dair bilgi sahibi olamamışlardır. Müvekkillerine verilen disiplin cezaları avukatlara tebliğ edilmemiştir.

Birçok kez belirttiğimiz üzere; tecrit ve izolasyon, işkencenin değişik yöntemlerle hapishanelerde uygulanmasıdır. Özellikle İmralı Hapishanesinde mutlak iletişimsizlik halini alan bu tecrit uygulamaları, Türkiye’de birçok hapishanede de uygulanmaya başlamıştır. Son dönemlerde inşa edilen S Tipi ve Yüksek Güvenlikli Hapishanelerinde yaşanan hak ihlalleri tecrit uygulamalarının yaygınlaştırıldığının en somut örneğidir.

İmralı Hapishanesi’nde uygulanan tecrit işkence ve kötü muamele yasağının ihlaline neden olduğu gibi; Kürt meselesinin demokratik yollarla çözümü önünde de engel teşkil etmektedir. Tecride karşı çıkan ve protesto haklarını kullanan milletvekillerine ve yurttaşlara yönelik müdahalelerin tecridi sürdürmek amacı taşıdığı açıktır. Ayrıca yurttaşlara yönelik müdahaleler fiilen toplantı ve gösteri yürüyüş hakkının askıya alındığını göstermektedir.

Anayasası’nın 34. maddesine göre “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir”. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesinde ise, “Toplanma ve örgütlenme özgürlüğü” düzenlenmiştir.

Hakların kullanımının istisna haline getirildiği bu dönemde, insan hakları savunucuları olarak tecrit uygulamalarından derhal vazgeçilmesini; İmralı Hapishanesinde tutulan mahpusların avukatları, vasileri ve aileleri ile görüştürülmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Yetkili makamlara ulusal ve uluslararası hukuka uygun davranma, tecrit uygulamalarına karşı protesto haklarını kullanan yurttaşlara yönelik müdahaleleri sonlandırma, gözaltına alınanların serbest bırakılması ve sorumlu kamu görevlileri hakkında adli ve idari soruşturmaların ivedilikle başlatılması çağrısında bulunuyoruz.

 

Merkezi Hapishaneler Komisyonu